Olayları takip ettikleri için,  daha ilk günlerde bu işin nereye doğru götürülmek istendiğinin farkında olanları bile şaşırtan ve ‘yuh! bu kadarı da olmaz ki' dedirten bilgiler bunlar.

Bir ülkenin kendi ayakları üzerinde durma mücadelesinin, bizzat o ülkenin zinde güçleri tarafından nasıl baltalandığını; şahsi çıkarlarını bayraklaştıran bazı soysuzların, dış güçlerle nasıl alçakça işbirliği yaptıklarını ayan beyan ortaya koyan bilgiler...

Müslüman Kardeşler ve Muhammed Mursi konusunda karşıt düşüncelere sahip olanlar, kazandıklarını düşündükleri zafer(!) sebebiyle ellerini oğuşturuyor olsalar da; yalan ve iftiralar üzerine bina edilen bir tezgahla kotarılan darbe ortamının, birilerinin beklediği kadar uzun sürüp sürmeyeceği, ciddi bir mesele.

Mısır'ın zenginliklerini, dış güçlerle işbirliği yaparak kendi aralarında paylaşanlar, bir şekilde ipleri tekrar ele geçirmiş durumdalar, bu kesin. Ancak darbe sonrası düzelen bazı tabloların, bundan sonra aynı şekilde ilanihaye sürmeyeceği de kesin. Şaka değil; Mısır'ın nüfusu yaklaşık 90 milyon ve ülkedeki insanların büyük bir bölümü sefalet sınırlarında yaşıyor.

Darbe sonrası bir tür rüşvet olarak yaşatılan geçici rahatlık, kısa bir süre sonra yerini normal olana bıraktığı ve 90 milyon Mısırlı, aslında hiçbir şeyin düzelmediği ve sömürünün eskisinden daha beter bir şekilde sürdüğünün farkına vardığında, neler olabileceğini kimse kestiremez.

Daha önce Mısır meydanlarını doldurarak diktatör Hüsnü Mübarek'i istifa ettiren Mısırlıların, işlerin Mübarek döneminden bile kötüye gittiğini anlamaları herhalde uzun sürmeyecektir. Çünkü zaten ülkenin büyük bir kesimi, olup bitene olan karşıtlığını göstermek için halen meydanlarda…

Diğer kesim, yani yaşadıkları zorlukların bizzat sebebi olanlar tarafından ‘bütün yanlışlıkların sebebinin Cumhurbaşkanı Mursi olduğuna' inandırılan ve çeşitli şekillerde teşvik edilerek, seçilişinin 1. yılında Mursi'yi istifaya zorlamak için gösteriler başlatan ‘isyancı' Mısırlılar'ın, gerçekte neler olup bittiğini anlamaları için çok uzun bir süre geçecek midir acaba?

Keyfine göre kararlar almaya alışmış yargıçlar, ekonominin büyük bir bölümünü kontrolleri altında tutan generaller, iyice semirmiş durumdaki sermaye, ülkenin enerji kaynaklarını ve limanlarını imtiyazlı birtakım anlaşmalar sayesinde ellerinde tutan uluslararası kuruluşlar… Bunların: “İstediğimiz oldu, Mursi'yi gönderdik… Şimdi 90 milyon Mısırlı'yı mutlu ve mesut yaşatmak bizim vazifemiz!” diyeceklerini ve rantlarından fedakarlık yapmayı düşünebileceklerini varsayabilir miyiz?..

Bu eşyanın tabiatına ters bir durum. Aksine, darbeyi tezgahlamak için harcadıkları paraları bir an evvel çıkarmak için daha da sert bir şekilde sömürmeye devam edeceklerdir; bunlar böyledir çünkü…

Bunlar böyle oldukları için de; Mısır'ın, belki bir süre çalkantılar yaşadıktan sonra, gitmesi gereken yolu tekrar bulacağını umabiliriz… Bu süreçte bizim yapabileceğimiz şey ise: Dua etmek…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com