Esam el-Amin isimli bir yazarın, ABD dış siyasetine ilişkin eleştirel yaklaşımlarıyla bilinen Counterpunch dergisinde yayınlanan “Büyük tertip: Mısır askeri darbesinin bilinmeyenleri" başlıklı makalesinde, Mısır'da olup bitenlerin arka planıyla ilgili dikkat çekici iddialar yer alıyor.

Amin'e göre, daha 2012 Kasım ayında Mursi'yi devirmek için harekete geçilmiş ve CIA aracılığıyla ABD'lilere iki ayrı darbe planı sunulmuş. Bunlardan A planı, Mursi'ye cumhurbaşkanlığı konutunda bir suikast yapılmasını içeriyormuş. Niyet, daha harekete geçilmeden açığa çıkınca, Müslüman Kardeşler'in de desteğiyle kamuoyundan gizlenmiş.

İki aşamalı B planının ilk adımı olarak, uzun süreli ve geniş kapsamlı protestolarla ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve böylelikle Mursi'yi görevi bırakmaya mecbur etmek öngörülmüş. Sonraki adım, ilk bakışta pek demokratik gözüküyor: “Muhalifleri birleştirmek ve sandıkta Mursi'yi yenmek."

Mursi'yi işbaşından uzaklaştırmak için tezgahlanacak uzun süreli ve geniş kapsamlı protestoların neye istinaden yapılacağı konusunda detay bilgi yok. Ama Mısır'da yaşananlar, Plan B'nin ilk adımının gerçekleştiğini gösterdiğine göre; akaryakıt kıtlığı, elektrik ve doğalgaz kesintileri, güvenlik görevlilerinin görevlerini özellikle ihmal etmeleri gibi olayların bununla bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Unutmadan ekleyelim: Akaryakıt kıtlığının sebebi olarak da, Mursi'nin bütün akaryakıtı Gazze'ye gönderdiği yalanı yayılmış, böylelikle bir taşla birkaç kuş birden vurulmaya çalışılmış.

Mursi işbaşına geldikten hemen sonra birtakım gösteriler yapılmaya başlanmış olsa da, kesin netice almakta kullanılacak ‘uzun süreli ve yaygın protestolar' daha detaylı hazırlıklar ve tabii ki işbirliği yapılacak kesimlerle ciddi anlaşmalar yapılmasını gerektiriyordu…

Toplumun hangi kesimlerinin nasıl ikna edilerek meydanlara sürüleceği, uzun süreli faaliyetlere lojistik desteğin nasıl sağlanacağı, Baltacılar gibi daha çok para ile iş yapmaya alışmış grupların ücretlerinin(!) kimler tarafından karşılanacağı… Bunlar neticeye ulaşabilmek açısından önemli ayrıntılardı ve belli ki inceden inceye planlanıyordu da. Bir yandan bu türden hazırlıklar sürdürülürken, başka bazı adımlar da atılıyor olmalıydı tabii… Amin, Mısır Anayasa Mahkemesi'nin seçimlerden 4 ay sonra aldığı parlamentoyu feshetme kararına dikkati çekiyor ve şunları söylüyor:

"Bu aynı zamanda meclisteki Anayasa Yazma Komisyonu'nu da feshetmeyi amaçlıyordu. Bunun üzerine Mursi, olaya müdahale edip, anayasayı korumaya çalıştı ancak anayasa için belirlenen yol haritasında hemfikir olan Anayasa Komisyonu'ndaki tüm sekülerler istifa etti. Anayasa Mahkemesi tarafından görevleri sınırlandırılan Mursi, demokratik kurumlar oluşturabilmek için yetkilerini elinde tutmaya çalışarak, anayasayı referanduma götürdü. Anayasa Mahkemesi ise seçimleri 2. kez geçersiz kılarak, yeni gelişmekte olan demokrasiyi engellemeye devam edeceğini gösterdi."

Esam el-Amin, darbenin BAE ile bağlantısına da şöyle dikkat çekiyor: "On yıllardır Mübarek ve sömürge güçleriyle iyi ilişkiler içinde olan BAE, Mübarek'in sahip olduğu milyon dolarları Dubai ve Abu Dabi'deki bankalarına yatırdı. Mübarek'in devrilmesiyle de eski rejim yöneticileri, Mısır'dan ayrılarak BAE'ne yerleşti. 2012 yılında BAE'nin Mursi'yi devirmek için ciddi bir ekiple plan hazırladığı ortaya çıktı."

Birleşik Arap Emirlikleri; İslam ülkeleri yani… Mısır'ın kendi ayakları üzerinde durmasını temin etmek için çalışan bir ekibi işbaşından uzaklaştırma konusundaki çabaları sadece para ile ilgili değildir herhalde… Tıpkı diğer bazı İslam ülkeleri gibi, Mursi'nin Mısır'da başarılı olmasının ne anlama geldiğini iyi bildikleri için, bu yollara tevessül etmiş olmalılar…

Oyun içinde oyun, tezgah içinde tezgah… Söylenebilecek çok şey var… Ama kesin olan, eğer uygulananlar Esam el-Amin bahsettiği ise, Plan B'nin ilk aşamasının tamamlanmış olduğu… Plan B'nin ikinci aşaması ise malum: “Muhalifleri birleştirmek ve sandıkta Mursi'yi yenmek."

‘Sandıkta Mursi'yi (ya da Müslüman Kardeşleri) yenmek!..' Bütün olup bitenlerden sonra bile,  zevahiri mümkün olduğu kadar kurtarabilmek için Mısır'da atılması gereken son ve en önemli adım bu işte…

Siz durumu nasıl okuyorsunuz bilmem ama, süreç zorlu olsa da, işin sonunda Mursi ve Kardeşleri galip gelecekler inşallah!.. Onlar canları için, diğerleri ise sahipleri için uğraşıyorlar çünkü…

…………..

Taziye: Rahatsızlığı dolayısıyla bir süredir tedavi görmekte olan Mustafa Miyasoğlu Ağabey, Rahmet-i Rahman'a kavuştu… Bugün Cuma namazı sonrası Fatih Camii'nden uğurlayacağımız Mustafa Ağabey'e Cenab-ı Hakk'tan rahmet; ailesi, yakınları ve bütün sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com