Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Sadece ‘pardon' demeleri yetmeli miydi?

GİRİŞ 07.08.2013 GÜNCELLEME 07.08.2013 YAZARLAR

Bunların genel tavrı; ‘tamam, bizim sevdiğimiz ve takdir ettiğimiz insanlar, yanılmışlar, birtakım yanlışlar yapmışlar; ancak arzu ettikleri nihai hedefe de varamamışlar… Dolayısıyla bir özür dilesinler; ‘pardon' desinler ve bu meseleyi kapatalım' şeklinde… Böyle bir şey olmayacağını bile bile hem de…

Bunlar, 5 yıldır süren bu davanın gereksiz ve zaten söz konusu davanın görüldüğü mahkemelerin gayri meşru olduğu kanaatinde olanlar, malum. Bunun yanında, mahkemece verilen cezaları makul bulan, yetersiz olduğunu düşünen ve tabii fazla olduğunu söyleyenler de var.

Hiç kimsenin mahkemelere düşmesini istemeyiz ama mahkemelerin olmadığı bir dünyada yaşamayı da pek aklımızdan geçirmeyiz. Bize yönelik olumsuz birtakım fiil ve tavırlar olduğunda, bunu yapanların hemen cezalandırılmaları gerektiğini düşünürüz. Ancak bizden ya da yakınlarımızdan kaynaklanan fiil ve davranışların mahkeme konusu olabilmesi ihtimali bile canımızı sıkar; insanız çünkü…

Ergenekon, Türkiye'nin ciddi meselelerinden birisi. Mahkemece konu edinilen bölümlerinin aslında örgütün ve sebep olduklarının tümünü kapsamadığı kanaatinin ciddi bir yaygınlık taşıdığını da hepimiz biliyoruz.

Yargılama aşamasında, sanıkların ve dışarıdan onlara destek olmaları gerektiğini düşünenlerin genel tavrı, hiçbir zaman akıllarına gelmeyen bir durumla karşı karşıya olduklarını gösterir mahiyette idi. Hemen bütün sanıklar ve yakınları, anayasa ve kanunlar çerçevesinde olmadığı açık olan fiillerin, yargılamaya konu edilebilmesinin şaşkınlığını yaşadılar. Aynı hal mahkemenin verdiği kararlar için de geçerli.

Hasbelkader bulundukları konumun yetkilerini alabildiğine genişleterek kullandıkları yetmiyormuş gibi, çoğu zaman bunları da aşan işler yapmış oldukları anlaşılanlar bile; bunu son derece normal ve hatta müktesep bir hak olarak görüyorlardı ve halen de öyle görüyorlar, anlaşılan.

76 milyonluk bir ülkeyi kendi çiftlikleri, dolayısıyla arzu ettikleri hemen her şeyi hiçbir kurala tabi olmadan yapabilecekleri bir alan olarak görüyor olmaları, halen devam etmekte olan temel yanlışları oysa.

Atatürkçü, cumhuriyetçi ve en çok da vatansever ya da yurtsever gibi sıfatları kendilerine uygun görüyor olmalarında herhangi bir problem olmasa da, uygulamada bu sıfatlarla uzaktan yakından alakası olmayan tavır ve davranışlarıyla bilinmeleri, konunun belki de en hassas tarafı.

Bazı siyasi partiler biraz da mecburen arkalarında duruyormuş gibi gözükse de, mahkumiyetlerine sebep olan fiillere göğüslerini gere gere taraftar olabilecek kimse bulamayacakları, son derece açık bir durum.

Çünkü her ne niyetle olursa olsun, ölümler de dahil olmak üzere işlenen birçok yanlış var ve eğer demokrasiden, insan haklarından bahsedilecekse, bunlar olmaması gereken işlerdi.

Suçlamaların, göz altıların, tutuklamaların, yargılama süreci ve sonunda kararların, biz sıradan insanları ciddi şekilde şaşırtan tarafları var şüphesiz. Söz gelimi, Genelkurmay Başkanlığı makamında bulunmuş emekli bir orgeneralin müebbet hapse mahkum olabileceği suçları işlemiş olması, ilk bakışta kolay anlaşılabilecek bir durum değil. Ancak süreç devam ederken kamuoyu huzurunda söylenen sözleri ve takınılan üst perdeden tavırları hatırlayıp, ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz' sözünün haklılığını düşünmekte fayda var.

Her ne kadar ana muhalefet partisi genel başkanı gayri meşru ilan etmiş(!) olsa da; mahkeme kararını verdi. Şimdi yapılması gereken şey Yargıtay ve diğer safhaların neticesini beklemek…

Hatırlatılması gereken hususlardan birisi de; neler olup bittiği ile alakalı alabildiğine eksik bilgilerden hareketle yapılan yorumlarla oluşabilecek ‘mağdurlar edebiyatının' kimseye bir faydasının olmadığı… Unutmayalım, Ergenekon meselesi, sanıklarının ‘Millete rağmen' yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları şeylerle alakalı olup; verilen cezalar da, bunların mevcut mevzuattaki karşılığıdır…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL