Buna ilaveten ülkenin limanlarını, madenlerini işleten yabancı şirketlerin ortak ve hissedarlarını da anlayabiliriz. Yani bunların Mısır'daki askeri darbeyi alkışlamaları, gerekli bir müdahale olarak değerlendirmeleri, insani açıdan yanlış olmakla beraber, izah edilebilir bir durumdur.

Yine Mısırlı olmayıp; dini ya da ırki asabiyeti, ideolojik aidiyeti, emperyalizm hayranlığı ya da hiçbir anlamı olmayan sebeplerle, Mısır'da yaşanan darbe ve katliamı, insanı açıdan yanlış olsa da, haklı olarak değerlendirebilecek olanlar da olabilir.

Ama Mısırlı olmayıp; bahsi geçen uluslar arası şirketlerde en ufak bir hissesi bile bulunmadığı gibi ideoloji ya da aidiyet açısından herhangi bir sebebi olmayanların; dahası, söze geldi mi insan hakları, anti-emperyalizm gibi konularda mangalda kül bırakmayanların, Mısır'daki darbeye darbe, katliama katliam diyememeleri; hak vermeleri, hatta alkışlamaları kesinlikle anlaşılamayacak bir şeydir.

Özellikle de Türkiye'den Mısır'a bakarak, açık seçik gerçekleri tersyüz ederek hem de; emperyalistler ve onların işbirlikçileri ile birlikte Mısır halkının iradesine karşı darbe yapanları destekleyenleri anlayabilmek hele, hiç mümkün değildir. Bu kesimlerin, 3 Temmuz'dan beri defaatle katliama maruz kalan Mısırlıları suçlamak niyetiyle, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı silahlı kalkışma ile suçlamaya kalkışmaları karşısında söylenebilecek herhangi bir söz, lügatlerde bulunmamaktadır.

Mısır'a dışarıdan bakıp, orada olup bitenlerle alakalı olarak insani olanı bir kenara bırakabilenler; ya bir şekilde oradan menfaatlenenler, ya da aidiyet ve ideolojisine saplantılı bir şekilde bağlı olanlardır. Bunun dışında kalanlarla ilgili yorum yapmak ise, sanırız sadece hekimlerin, özellikle de psikiyatristlerin alanına girer.

Bunun yanında, Mısırlı olup; ailesinde hakim ya da savcı bulunan ve dolayısıyla yargıda oluşmuş kast sisteminin bir gün kendisine hakim ya da savcı olma, dolayısıyla oldukça yüksek bir hayat standardı sağlayabileceği beklentisinde olanların Mısır'da olup bitenleri makul karşılamaları da, insani açıdan yanlış olmakla beraber,  olabilecek bir şeydir.

Ailesinde yüksek düzeyli ordu mensubu olup, kendisi de bu yolun yolcusu olan ve ordunun Mısır ekonomisinde işgal ettiği alanları kaybetmemesi gerektiğini düşünen birileri de, ülkedeki dengeleri sağlıklı bir zemine oturtmak için harekete geçen Cumhurbaşkanı Mursi'nin bir darbe ile devrilmesine, insani açıdan yanlış olmasına rağmen, sıcak bakabilir.

Mısır'ı sömüren uluslar arası şirketlerin ülkedeki mümessilleri, işbirlikçileri ve bunların aileleri içinden de, yine insanı açıdan yanlış olsa da, darbeyi ve katliamı haklı ya da makul karşılıyor olabilirler.

Haydi, mevcut durumda kandırılmaları ve manipüle edilmeleri kolay olduğu için, Kıptileri anlamanın mümkün olduğunu da söyleyelim…

Ama Mısırlı olup; uluslar arası firmalarla, yargı ile, ordu ile herhangi bir menfaat bağlantıları olmadığı gibi, Kıpti de olmayanların; seçilmiş cumhurbaşkanına darbe yapılması, meydanlarda şiddetten uzak bir şekilde haklarını isteyenlerin silah kullanılarak katledilmesi karşısındaki tavırlarını anlayabilmek de mümkün değil…

Mısır içinde ya da dışında, anlaşılabilir olmayan durumların anlaşılabilir hale gelmesi; insanların açık gerçekleri daha iyi kavrayabilmeleri ve değerlendirebilmeleri ile bağlantılı ise şayet -ki, herhalde öyledir-, Mısır'daki darbecilerin işleri bundan sonra pek kolay olmayacaktır, inşallah… 

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com