Teşekkürler; dahasını da bekleriz...
Seçim sisteminin tartışılmaya açılacak olması ve siyasi partilerle alakalı düzenlemeler, daha çok siyasetçilerin ilgi alanına giren hususlar.
Ancak nefret, ayrımcılık, yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin şekilde mücadele ile, hiç kimsenin dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacağı bir ortamın hedeflenmesi; birileri itiraz ediyor olsa da, arzu ettiğimiz barış ve huzur ortamının gerçekleşebilmesi açısından önemli bir adım.
'Hayat tarzlarına müdahale edildiği' gerekçesiyle ortalığı yakıp yıkanların, milletimizin hayat tarzına yönelik düşmanca davranışları da böylelikle biter belki, kim bilir...
Farklı dil ve lehçelerin okullarda seçmeli ders olarak öğretilebilmesinin ardından özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesinin mümkün hale getirilmesi; 'kendisi için istediğini kardeşi için de isteme' konusunda problemi olanları kızdıracak olsa da, toplumsal huzur açısından ne kadar faydalı olacağı, zamanla anlaşılacak bir husus.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve hakim ve savcılar gibi Yargı mensupları açısından istisna öngörülmüş olsa da; “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik”te yapılacak düzenlemeyle, kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılacak olması, paketin belki de en önemli maddelerinden birisi... Darısı bütün kurumların başına...
Başbakan Erdoğan'ın vurgusuyla, 'ilk olmadığı gibi son da olmayacak olan' paketin getireceği yenelikleri 'yetersiz' bulanların yanında 'çok fazla' bulanlar da oldu şüphesiz.
Yaşadıkları ve şahit oldukları sebebiyle hep sabreden ve bazı şeylerin olabilmesinin pek kolay olmadığını bilenler açısından, ' bu kadarına da şükür' denilerek karşılandı paket. Ama paketin getirdikleri sebebiyle, bundan sonra artık olabilecek şeylerin, çok fazla olduğunu düşünenler, 'aslında hak ve özgürlüklerden yana oldukları...' şeklinde başlayan itiraz cümleleriyle rahatsızlıklarını dile getirdiler.
Meşruiyeti kendilerinden menkul hayali birtakım kurallarla, nerdeyse bütün toplumu şimdiye kadar hep köşeye sıkıştırmış olmanın keyfini süren ve devlet denilen mekanizmaya olduğundan çok daha fazla güç hamledip, bunu kendi menfaatleri için kullananlara 'geçmiş olsun' demek gerekiyor herhalde!.. Çünkü ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar, yayından çıkmış oku geri çevirebilme şansları yok.
Bu kesimlerin rahatsızlık kaynakları sanılandan çok. Şimdiye kadar çoktan tanınması gereken birtakım haklara kavuşanların sevinci, onları rahatsız eden önemli taraflardan birisi tabii ki... Ancak bunun yanında; bunların zaten şimdiye kadar birer hak olarak mevcut olduğunu zanneden, azımsanmayacak sayıda insanın, bunun böyle olmadığını öğrenmiş olması da, kendilerini toplumun yöneticisi ve yönlendiricisi zanneden kesimler açısından ciddi bir problem. Çünkü utanç verici yasakların, aslında mevzuatta olmamasına rağmen, onların çıkardığı gürültü sayesinde uygulanabildiği, ortaya çıkmış durumda. Kendilerini 'özgürlük havarisi' olarak yutturdukları kesimlerin, bunun böyle olmadığını, hatta tam aksinin geçerli olduğunu fark etmiş olmaları, o kesimler açısından pek sevinilecek bir durum değil.
'Yapılanı yeterli görmeyip, hep daha fazlasını istemek' fena bir prensip olmasa da, bu prensip bahane edilerek, kavuşulan güzel şeylere teşekkür etmeyi ihmal etmek de, pek anlamlı değil. Yapılanlara teşekkür edip, daha fazlasını beklediğimizi ifade etmek, fena bir yol değil..
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com