Bu iş hemen her yerde ve her zaman böyle oluyor galiba. Darbeciler, bu işi aslında tam olarak ne için yaptıklarını açıklayamadıkları için, birbirine benzer bahanelerden dem vuruyorlar hep: Milli güvenlik, ülkenin istikrarı ve menfaati, vatandaşların huzuru, yaklaşan iç savaş tehlikesi, vb.

Savunma Bakanlığı'nı yaptığı Cumhurbaşkanı Mursi'ye karşı darbe düzenleyerek yönetime el koyan Sisi de, işlettiği katliamlardan her nasılsa bir fırsat bularak, Mısır basınına ‘büyüklere masallar' kıvamında açıklamalarda bulunmuş.

Güya meydanlara dökülen halkın talepleri üzerine darbe yaptığı halde,  şimdi meydanlara çıkanlara kurşun yağdıran ve 3 Temmuz'dan beri 4 binden fazla masum insanın kanına girdiği yetmiyormuş gibi, halen de bu türden icraatların sürdürmekten yana gözüken Sisi'nin açıklamaları, ‘tamam darbe yaptık; ama sorun ki niye yaptık' makamında…

Ancak, darbenin asıl sebepleri olduğu şimdi daha iyi bilinen, Cumhurbaşkanı Mursi'nin, Mısır'ın ekonomik menfaatleri gereği petrol, doğalgaz, limanlar ve madenler konularındaki anlaşmaları gözden geçirme kararı alması, ordunun ekonomideki hesapsız hakimiyetine bir sınırlama getirme girişimlerinde bulunması, yargıda kökleşmiş kast sistemi ile mücadele etmek için adımlar atması… gibisinden konulara hiç değinmemiş Sisi.
Ülkesini sömürmeye kararlı dış ve iç güçlerin maşası olmaktan başka bir özelliği bulunmadığı için de, Mısır halkının karşı karşıya bulunduğu sıkıntılar ve bunlarla nasıl baş edilebileceği konularında da tek kelime yok sözlerinin arasında.

90 milyon Mısırlının imkanlarının nasıl başkalarına peşkeş çekilip, sefalet sınırlarında yaşamaya mecbur bırakıldığını; Mursi'nin, bu gidişata son vermek niyetiyle egemenlerin menfaatlerine çomak sokmaya başladığı için işbaşından uzaklaştırılmasına gerek duyulduğunu söylemesi zaten beklenemezdi.
Benzeri durumlarda, vaktiyle darbe yapmış hemen bütün benzerlerinin yaptıkları açıklamalarda bulunan beylik sözlere sığınmış Sisi: “Milli güvenlik ve ülkenin menfaati bizi bu eylemi gerçekleştirmeye itti. Müdahale etmemiş olsaydık 2 ay içinde ülke iç savaşa sürüklenecekti" demiş…

Savunma Bakanı ve aynı zamanda Genelkurmay Başkanı olarak, ülkenin 2 ay içerisinde iç savaşa sürüklenebileceği kanaatine ise, meydanlara çıkan insanların gösteri yapmaları sebebiyle varmış sisi.
İnsanların meydanlarda gösteri yapmaya hangi yollarla teşvik edildikleri; yani kasıtlı elektrik ve doğalgaz kesintileri, güvenlik zaafiyeti oluşturulması, işbirlikçi medya kanalıyla yapılan yalan ve iftira dolu yayınlar ve bunun yanında Kıpti milyarder Necip Saviris gibi birtakım alçakların dağıttığı paralar… gibi konularda da tek bir kelime yok Sisi'nin açıklamalarında.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, daha önce meydanlara toplananlar talep etti diye darbe yapmışken; şimdi meydanlara çıkanlara neden kurşun yağdırdığı ile ilgili herhangi bir ayrıntı da yok.

Mensubu olduğu ya da en azından kendilerine yakın olduğu sanılan Müslüman Kardeşler'le ilgili dikkat çekici tespitleri de var, darbeci generalin.  Bu meyanda, "İhvan'ın tarihini okuduğunuz zaman ordu ile sürekli anlaşmazlık halinde olduğunu görürsünüz” dedikten sonra, “Özellikle orduya bağlılık ve sadakat konularının bu anlaşmazlıkların başında geldiğini” vurgulamış.

İşin özeti şu: Ülkeyi sömürmeye devam etmek isteyen dış güçler ve onlarla beraber hareket eden dahili sülüklerle beraber hareket eden Sisi, Mısırlıların daha fazlası işin farkına varana kadar oturacağı anlaşılan makamı garantiye alabilmek için hamasi olmasına dikkat ettiği laflar etmiş, şimdilik.

Ancak, darbeye destek olanlara faturalarının ödenmeye başlandığını; bunun zaten sıkıntılı olan ülkeyi iyice sıkıntıya soktuğunu ve gittikçe daha fazla sayıda Mısırlı'nın, ‘biz ne yaptık' demeye başladığını da hatırlatalım… Yani Mısır meydanları yeni gelişmelere gebe ve Sisi'nin işi zor…

Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com