Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ver desteği, kap bankayı!..

GİRİŞ 11.10.2013 GÜNCELLEME 11.10.2013 YAZARLAR

Barajlar, çimento fabrikaları, GSM şirketi, gazete, televizyon, banka, bir banka daha ve bir siyasi parti… Derken, çöküş ve ülkeyi terk etmek zorunda kalış… Bir dönem ülkemizin önemli kuruluşlarının sahip ve yöneticisi olan Uzan ailesinin yaşadıkları, tam da çok satabilecek romanlara, filmlere hatta televizyon dizilerine konu olacak türden.

Özellikle de 90'lı yıllarda, girdikleri hemen her sektörde başa güreşen bir güç haline gelen ailenin talihi 2004'ten sonra tersine döndü. Başta bankaları olmak üzere, medya kuruluşları, çimento fabrikaları, GSM şirketi ve barajlarına el konulan ailenin fertleri, kısa süre aralarla ülke dışına çıkmak zorunda kaldılar. Başta milyarlarca dolarlık yolsuzluklar olmak üzere, ciddi suçlamalarla karşı karşıyaydılar ve bunları nasıl yaptıklarından çok; bunları yapmalarına nasıl müsaade edildiği sorusu kafaları karıştırıyordu. Çünkü telaffuz edilen rakamlar milyar dolarlardı.

Bir siyasi partinin genel başkanı olup, şirketlerle alakalı olarak kağıt üzerinde herhangi bir bağı olmadığı için ülkede kalmayı sürdüren Cem Uzan da, 2009'da ülkeyi terk ederek Fransa'ya yerleşti.

Bankaları, GSM kuruluşu, barajları ve diğer varlıkları ile alakalı iddialar, akıl almayacak cinstendi. Aile, kendisine ait kuruluşlara el konulduğu 2004 tarihinden beri, bunları tekrar geri almak için uğraştı hep. AİHM'e yaptıkları tahkim müracaatları birbirini takip etti. Ancak kararlar her defasında da aleyhlerinde çıktı.

Aile tarafından Türkiye'ye karşı açılan davalarda 10 milyar dolar, 20 milyar dolar gibi rakamlar söz konusuydu hemen her defasında… Müracaatlarının toplamı 230 milyar dolardı.

Bütün bunlar ve daha başkaları 2004'ten beri devam eden sürecin kısmi detayları. Dikkat çekmek istediğimiz esas konu, Fransa'da yaşayan Cem Uzan'ın yaptığı son açıklamalar.

 En son bundan dört yıl önce bazı açıklamalarda bulunan Cem Uzan'ın, yıllar sonra sessizliğini bozarak, Taraf'tan Hüseyin Özay'a yaptığı açıklamalarda, özellikle son yıllarda yaşananlarla alakalı önemli bilgiler mevcut.

Sessizliğini bozma sebebini,  “Ben bugün, şahsıma aileme ve soyadıma atılan iftiraları temizlemek için konuşuyorum. Mallarımın kimler tarafından ne şekilde çalındığını belgelemek istiyorum. Hukuk mücadeleme devam edeceğim. Alın terimle kazandığım, benden ve ailemden çalınan malların bedelini er ya da geç tahsil edeceğim” şeklinde açıklayan Cem Uzan, 90'lı yıllar ve 2000'lerin başlarında medya, bankacılık, iş dünyası ve siyasette olup bitenler konusunda dikkat çekici şeyler söylüyor.

Her ne kadar, milyarlarca doların alın teriyle nasıl kazanılabildiği sorusu kafa kurcalasa da, açıklamaları hakikaten önemli.

Söylediklerinden bazıları şunlar: “Star, 1999'da yayına başladı. Kuruluşundan itibaren başında Fatih vardı. Ben yayınlara hiç karışmadım. Yayınları Fatih Çekirge ve Yılmaz Özdil belirliyordu. Hurşit Tolon'un talimatları ile her gün manşet atıldığını bilmiyordum. Bilseydim o an kovardım. Çekirge, “Benim babam kontrgerilladır” diye övünen bir adamdır. Ergenekon'da birçok davada olduğu gibi, masum olanlar da var, olmayanlar da vardır. Ancak böyle bir darbe olayı varsa, Fatih Çekirge dibine kadar içindedir. Aydın Doğan da içindedir. Birçok insan mahkemelerde yargılanıyor. Bununla ilgili olarak birçok kişi ceza aldı. Savcılara “Gelin, bana sorun” diyorum. 28 Şubat için, diğer darbeler için, bildiklerimle savcılara hazırım. İsterlerse yazılı, isterlerse sözlü olarak ifade vermek istiyorum.”

“Bir de daha önce anlattığım 28 Şubat sürecinde Özkasnak Paşa'dan fırça yeme olayı var. Ben o günlerde Londra'da yaşıyordum. Medya olarak sadece Star TV vardı. Başında da Allah rahmet eylesin ve nur içinde yatsın Ufuk Güldemir gibi omurgalı bir insan vardı. O yüzden, 28 Şubat sürecinin içinde en ufak bir şekilde bile olmayan tek medya grubu Star Medya Grubu'dur. Ama, Aydın Doğan ve Dinç Bilgin, Ertuğrul Özkök, Zafer Mutlu, Fatih Altaylı, Sedat Ergin, Fatih Çekirge 28 Şubat'ın her yerinde vardır.”

“Aydın Doğan ve Dinç Bilgin'in, 28 Şubat'a verdikleri destek nedeniyle aldıkları rüşvet Poaş ve Etibank olmuştur.“

Cem Uzan'ın, ‘alın terimle kazandım' dediği malların bedelini tahsil edip edemeyeceği, ayrı bir mesele. Ancak günlerce süren röportajda söyledikleri, özellikle de 28 Şubat süreci ile ilgilenen savcıların dikkatinden kaçmaz inşallah. Malum, 28 Şubat Süreci'nin asıl soruşturulması gereken sivil ayakları yani dönemin siyaset, medya ve sermaye kesimi ile alakalı atılması gereken adımlar var…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL