Kervan yürüyor…
Kimileri uzun bir tatil olması sebebiyle memnun olsa da, bunun sebebinin dini temelli bir Bayram olmasından pek hoşnut değil. Hele de şimdiye kadar yapılan bütün aleyhte yayınlara rağmen, insanların hala kurban kesmekte adeta birbiriyle yarışıyor olmalarının canlarını iyice sıktığı anlaşılıyor. İnançsızlıkları ya da daha doğru bir tabirle inançlarının yetersizliği sebebiyle oluşan bir girdapta sıkıntı çektiklerinin farkında bile değiller. ‘Teslim' olsalar, yani İslam olsalar mesele hallolacak oysa.
‘Teslim olanların' içi rahat. Birilerinin ısrarlı karalama çabalarına canları sıkılıyor olsalar da, içlerinden onların da ‘hidayet'e ulaşmaları ya da ‘ıslah' olmaları için dualar ederek; zaman zaman hoş olmayan bazı manzaraları da ‘yersizlik' yorumuyla karşılayıp, duruma katlanıyor ve doğru olduğuna inandıklarını yapıyorlar. Kafa karışıklığı girişimlerine zerre kadar imkan tanımayan ‘kocakarı imanı' ile.
Kurban Bayramı'nın özellikle de son senelerde en önemli taraflarından birisi, Bayramın zaten var olan uluslar arası niteliğinin iyice pekişmesi. Özellikle de Türkiye ve Türkiyelilerin yaşadığı diğer bazı memleketlerden hareketle çıkılan ‘Kurban Seferleri', artık dünyanın nerdeyse bütün ülkelerini kapsar durumda.
Belki Türkiye'de ve yine ülkemiz kökenlik olup Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren kuruluşlarla aynı düzeyde olmasa da, Körfez ülkeleri başta olmak üzere, İslam ülkelerine ait birçok yardım kuruluşunun da benzer faaliyetlerde bulundukları biliniyor.
Kurban için sefere çıkanların, bazı ülkelerde karşılaştıkları çeşitli sıkıntılar ise işin tuzu biberi. Bir önceki Kurban Bayramı'nda İHH adına gittiğim komşu bir balkan ülkesinde, bu sıkıntıları bizzat tatmak durumunda kalmıştım.
Kurban ibadetlerini, fakirlik ve sefaletin kol gezdiği, insanların senede bir kere bile et yeme imkanını zor bulabildiği coğrafyalarda yaşayan kardeşlerinin de faydalanabileceği bir şekilde yerine getirmeyi tercih eden on binlerce kişinin kurbanları, vekaletlerini verdikleri yardım kuruluşları tarafından kesilip, muhtaçlara ulaştırılıyor.
Aklınıza gelebilecek ve gelmeyecek onlarca ülkede sürdürülüyor bu faaliyetler. Kurban Bayramlarını evlerinde çoluk çocuklarıyla ve geçirmek yerine, kendilerini yollara vuran hayır kuruluşlarının gönüllüleri, bayramı değişik ülkelerde, oralarda yaşayan insanlara Müslümanların kardeşlik mesajlarını aktararak geçiriyorlar.
Bayramlaşma için telefonlar aradığım bir dostum ‘Cibuti'de olduğunu söylüyor mesela. Bir başkası Somali'de, Bosna'da, Kosova'da… Kenya'da, Endonezya'da, Paraguay'da ve Arjantin'de olan da var.
Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda, İGMG'nin sosyal yardım derneği Hasene ekibiyle beraber Brezilya'da iken; Foz do İguaçu'da kesilen kurbanların bir bölümünün hemen yakında bulunan Paraguay'ın Ciudad del Este şehrinde yaşayan Müslümanlara nasip olduğuna şahit olmuştum mesela. İlgimi çeken bir başka konu da, Brezilya'ya başka kim kurban kesmek için gelir diye düşünürken, dönüş uçağında Türkiye'den gelen Kimse Yok mu Derneği ve başka yardım kuruluşlarının temsilcileriyle de karşılaşmamızdı.
Kurban için çıkılan seferlerin dikkat çekici bir başka yönü de, kurban etlerinin sadece Müslümanlara değil, hangi dinden olursa olsun, muhtaç insanlara dağıtılıyor olması. Bu husus, özellikle Afrika coğrafyasında dikkat çekici gelişmelere sebebiyet verebiliyor. Geçtiğimiz yıllarda, kurbanlık satın alınan putperest bir kabile mensuplarının, kendilerine de kurban eti verilince konuyu araştırmaları ve sonrasında hep beraber İslam Dini'ni seçmeleri, bu duruma güzel bir örnek.
Evet, birileri ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın, Kervan yola çıktı ve yürüyor.
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com