Bu tabii ki hemen her şeyin güllük gülistanlık, ‘dert üstü murad üstü' bir durumda olduğumuz manasına da gelmiyor. Elbette problemler, sıkıntılar, halledilmesi gereken meseleler var ve elbette ki, ne kadar çalışılırsa çalışılsın bunlardan bir kısmı yine de halledilemeyecek. Hayatın kanunu böyle çünkü; meseleler çıkacak ve onlar halledilirken de üstesinden gelinmesi gereken yeni meseleler çıkacak…

Ülkemizdeki başlıca sıkıntılardan birisi, muhalefet görevini yürütmeleri gereken siyasi partilerin muhalefet yapmak yerine, adına muhalefet demekte zorlanacağımız başka şeylerle uğraşmaları ve bu sebeple belki de ülkemizin daha da sağlıklı bir şekilde gelişmesini engelliyor olmaları.

Normal şartlar altında, yapılan her hizmetin muhalefet partileri tarafından mutlaka didik didik edileceğini, eksikliklerini bulurlarsa eleştirip, yapılanın çok daha iyisini yapacaklarını vaad ederek halk nezdinde itibar kazanacaklarını bilirlerse, iktidar partilerinin çok daha iyi işler yapacakları düşünülür. Muhalefetin, ülkenin gelişmesi açısından yapması gereken asgari şeylerden birisi budur herhalde.

Ancak bizdeki muhalefet partileri, işin kolayını bulduklarını zannederek, yapılan hizmetleri görmezden gelmeyi; çok göz önünde olanlar varsa, onlar hakkında da tutarsız bir şekilde aleyhinde olmayı muhalefet zannediyorlar. Söylediklerinin halk nezdinde üç kuruşluk bir değeri olmadığını bile bile… Birilerinin Marmaray'dan ya da yapılmakta olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçmeyecek olması, halkın çok da umurundaymış gibi mesela…

Çok partili hayata geçtiğimiz zamandan beri var olan bu durum, özellikle de son zamanlarda kendisini daha belli eder bir durumda.

İktidarda bulunan parti, her ne olursa olsun birtakım adımlar attığında, yapılanların doğru taraflarını takdir etmeleri ve eksik taraflarını eleştirmeleri; konu her neyse, kendilerinin aslında bundan daha iyi şeyler yapabileceklerini de özet projelerle ortaya koymaları beklenen muhalefet partileri; bunun yerine, yapılan her şeyi kötülemeyi tercih ediyor ve kendilerinin bu konuda ne düşündüklerini ya da ne yapacaklarını ise kesinlikle telaffuz bile etmiyorlar.

Yollar, barajlar, havaalanları, spor tesisleri, sağlık hizmetleri, eğitim… Akla gelebilecek her konuda nerdeyse çılgınca denilebilecek bir hizmet sunumu söz konusu…

Mesela duble yollar yapılırken, muhalefetin hiçbir şey bulamıyorsa en azından ‘onlar iki şerit yapıyorlar, biz ise yolları üç şerit yapacağız' demesi beklenir. Baraj sayısını artırabileceklerini ya da daha büyüklerini yapacaklarını söyleyebilirler. İktidar Marmaray'ı yapıyorsa;  muhalefet çıkıp, ‘biz de Egeray yapacağız' diyebilir mesela. Sağlık hizmetlerinde, neler yapacaklarına dair projeler geliştirip, daha ileri adımlar atacaklarını; yine nasıl yapacaklarına dair ipuçları vererek, eğitim meselesinde ciddi adımlar atacaklarını filan söyleyebilirler…

Ama hayır!.. Sadece ‘yapılanlar kötü, yanlış, gereksiz' benzeri sözler sarf ediyor ve bunun niçin böyle olduğuna dair herhangi bir izah da getiremiyorlar. ‘Marmaray ya da Üçüncü Köprü'den geçmem' gibisinden kimsenin umurunda bile olmayan sözler sarf etmeyi de ihmal etmiyorlar bu arada. Yapılan her hizmetin, atılan her adımın ülke insanı nezdinde ciddi bir karşılık bulduğunun farkında oldukları halde, bu tavırlarını sürdürüyorlar.

Muhalefetteki partilerin çoğu, yapılanları hakkıyla değerlendirmek ve varsa eksiklerini eleştirmek suretiyle, insanların daha iyisi olmasa bile en azından hizmetlerin devam edeceği yönünde bir kanaate sahip olacakları ve böylelikle belki kendilerine teveccüh olabileceği gerçeğini bilmiyormuş gibi yapıyorlar.

Türkiye'de olup biten hemen her şey konusunda yalanlara ve en azından ciddi mübalağalara sarılıyor, bunları çok sık tekrarlamaları durumunda halkın inanacağını sanıyorlar. Oysa azıcık halkın arasına girseler, yalanlar üzerine bina inşa edilemeyeceğini anlayabilirlerdi.

Bütün bunlardan sonra da geriye tek bir şey kalıyor: İktidara, halkın teveccühü sayesinde değil de, birtakım başka gelişmeler kanalıyla ulaşabilecekleri gibi saçma sapan bir fikre kapılıyorlar…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com