Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Şımarık çocuklar gibi…

GİRİŞ 13.01.2014 GÜNCELLEME 13.01.2014 YAZARLAR

Kırıp dökecekleri kesin olan oyuncaklarının tekrar kendilerine teslim edilmesini istiyorlar, kendilerini de ciddi şekilde yaralamaları ihtimaline binaen verilmeyeceğini bildikleri halde.

İşleri düzgün yürütebilecekleri düşüncesiyle kendilerine emanet edelin pozisyonlarda bulunurken, her nasılsa artık vaktin geldiği işaretini aldıklarında, bu pozisyonları kendilerine emanet etmekte bir beis görmeyenleri ve tabii herkesi ciddi şekilde şaşırtan işlere imza atanlar, şimdi tedbir amacıyla harekete geçiliyor olmasını, bir türlü kabullenemiyorlar.

Kendilerinden başka herkesten gizli bir şekilde soruşturma başlatarak, ihtimal tanıdık hakimlerden teknik takip ve dinleme izinleri aldıkları anlaşılan savcılar, yine amirlerinden ve herkesten gizleyerek bu dosyalar üzerine çalışmış polisler, 17 Aralık Operasyonu'nun ilk sürprizi idi.

Bir bakışla anlaşılabilecek bir şeymiş gibi gözükse de, diğer yönüyle ciddi istismarlara sebebiyet verecek bu hal, olup bitenlerin doğru olduğunu savunanlar nezdinde problem oluşturmuyor. Yani adli sistemin kafasına göre çalışacak savcı ve polislere izin vermesi gerektiği kanaatinde gibiler. Oysa yalnızca filmlerde gördüğümüzde hoşumuza gidebilecek bu kapının açılması, adalet ve emniyet mekanizmasının tümüyle felç olması demek.

Şaka değil; İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın da vaktiyle ifade ettiği gibi, bir savcının bağlantılı olması gereken herkesten gizleyip; gerektiğinde kullanabileceği, gerektiğinde de çöp kutusuna atabileceği soruşturmalar başlatmasından bahsediyoruz…

Büyük gürültü koparacak şekilde yapılan ilk operasyon ve ardından belirli ölçüde engellenen ikinci operasyon, sureta haktan gözüken birilerinin, herkesin hassasiyetle yaklaşacağı yolsuzluk ve rüşveti bahane ederek, çok büyük birtakım hedeflere doğru yöneldiğini ortaya koymuş oldu.

Şimdi en çok istedikleri husus, HSYK mevzuatına kesinlikle dokunulmaması.

HSYK üyelerinden bazılarının kendi arzuları istikametinde ve ama yetkisiz olarak attıkları bazı adımların mecbur kıldığı değişiklikler, bundan böyle istedikleri gibi davranmalarını engelleyeceği için kızıyorlar.

Bakmayın siz, yapılmak istenen HSYK düzenlemesinin Anayasa'ya ve kanunlara aykırı olduğu ya da Yürütme'nin Yargı'yı vesayet altına almaya çalıştığı iddialarına. Mesele basit; HSYK üyelerinden bazıları,  yapmamaları gerektiğini iyi bildikleri bazı işler yaparak, düzenlemeyi de kendileri talep etmiş oldular.

Kanunla HSYK'ya tanınan haklar arasında, bu kurum mensuplarının canları istedikçe açıklama yapmaları gibisinden bir şey yok. Hele görülmekte olan davalar konusunda korsan bildiri yayınlamaları, bardağı değil bardakları taşıran bir olay.

HSYK üyeleri, bizzat kendileri kanunları ve hatta Anayasa'yı çiğnemiş durumdalar. Bunu nasıl yaptıkları ise malum: Nasıl olsa müeyyide yok diye, fırsattan istifade ederek… Vaktiyle birçok yüksek yargı kurumunun yaptığını yapıyor ve böyle bir şeye tevessül etmeyecekleri varsayıldığı için müeyyide konulmamış olmasını, tepe tepe istismar ediyorlar.

Halkın büyük çoğunluğunun teveccühünü kazanarak işbaşına gelen bir iktidar sayesinde birtakım pozisyonlara kavuşanlar; buraların zaten kendi tabii hakları olduğunu ve bunun yanında memleketin nasıl yönetileceği konusunda da mutlaka söz sahibi olmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bildiğiniz ‘davul-tokmak' meselesi.

İşin ilgi çekici tarafı, dile getirdikleri taleplerin genel mahiyeti itibariyle ülkenin geriye doğru gidişini gerektiren hususlardan oluşması. Buna rağmen, kendilerine mani olunmaması ve her ne istiyorlarsa yapmalarına izin verilmesini savunuyorlar.

HSYK'nın yapısında yapılacak değişiklikleri engelleme çabası; bu girişimin, kafalarında oluşturdukları hedeflere ulaşmalarını engelleyecek bir adım olduğunu düşünmelerinden. Yoksa biraz geriye dönüldüğünde, şimdi yapılmaya çalışılan değişikliklerin kendileri tarafından da cansiperane savunulduğuna, arşivler şahit.

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL