Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Taze muhalifler…

GİRİŞ 20.01.2014 GÜNCELLEME 20.01.2014 YAZARLAR

17 Aralık'ta başlatılan operasyonlarla başlayan ve halen bir şekilde devam etmekte olan sürecin özelliklerinden birisi de, insanların hangi durumlarda nasıl davranabileceklerini daha iyi anlayabilmemiz açısından oldukça öğretici olması. Yani süreç, bir anlamda bir turnusol kağıdı vazifesi görüyor.

Kişisel sebeplerle, yani umdukları birtakım makam ya da mevkilere getirilmedikleri, önemli konularda kendilerine danışılmadığı, en azından nezaket gösterip fikirleri alınmadığı için mevcut iktidara ‘bozulan' ve bu durumu öteden beri yazılarında açıkça belli ettikten sonra, şimdi yaşananları da fırsat bilerek gemi iyice azıya alanlar, malum.

Aceleleri çok olduğu için; henüz mahkemelere intikal etmemiş ya da yeni etmiş birtakım iddiaları gerçekmiş gibi sundukları ve bahsi geçen isimleri suçlu ilan ettikleri yetmiyormuş gibi, hayal dünyalarında infazlarını da gerçekleştiriyor ve dahası, belki birkaç kişiyi ilgilendiren bir meseleyi umuma mal etmeye çalışıyorlar.

Bu zevatın, aslında olmayı düşündükleri her neyse, buna layık olmadıklarını böylelikle teyit ediyor olmaları, işin faydalı tarafı. Bunlar, gözlerini bireysel durumları ile alakalı hesaplar kararttığı için, güvertesinde yolculuk ettikleri geminin altını delmeye çalışıyor olduklarının farkında bile değiller.

Sürecin turnusol kağıdı vazifesi görmesi, sadece kişilerle de sınırlı değil. Grupların da gelişmelere göre tavır belirlediklerine; işlerine gelmeyen birtakım gelişmeler sebebiyle, umulmadık bir biçimde tepki vermeye başladıklarına şahit oluyoruz.

Dikkat çekici olan, kısa bir süre öncesine kadar ‘söz konusu devlet ve millet ise, gerisi teferruattır' anlayışına sahip olduğunu zannettiklerimizin; ‘söz konusu bize ait birtakım müesseseler, bizden ve bizimle beraber olan kişiler ise, gerisi teferruattır' noktasında olduklarının ortaya çıkmış olması.

Memlekette ve hatta dünyamızda olup biten hemen her şeyi, mümkün olduğu kadar olumlu açılardan yayınlamaları ile tanınan bazı medya organlarının, birden bire ‘bardağın yarısının boş olduğunu' fark etmeleri ve buradan hareketle de, standart sanılan gazetecilik reflekslerini devreye sokarak, bardağın boş olduğu algısını doğuracak olumsuz haberlere ağırlık vermeye başlamaları, sürecin en bariz vasıflarından.

Şimdiye kadar -biraz da mübalağalı bir şekilde-, hayatı nerdeyse tozpembe görmemizi sağlayacak kadar olumlu yayınları ile tanıdığımız bazı medya organlarının; an itibariyle, bizleri ülkemizin aslında pek de yaşanacak bir yer olmadığına inandırma çabalarına muhatap durumdayız.

İlgi çekici olan, sıradan olayların bile artık mümkün olduğu kadar olumsuz bir şekilde verilmeye çalışılması ve bu türden haberler yapmaya alışkın olmadıkları anlaşılan kadroların, bu işi yaparken oldukça zorlandıklarının, satır aralarından rahatlıkla anlaşılabilmesi.

‘Her şeye muhalefet' işini, varlıklarının temel sebebi olarak kabul eden yayın organlarını bile kıskandıracak bir yayın politikası sürdürme gayretleri, ‘taze muhalifler'in pek alışkın olmadıkları bir durum. Yapmaya çalıştıklarının savunma derdinde oldukları kendi temel değerleri ile uyuşmaması da, işi iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.

Çeşitli sebeplerle kendilerine ait olduğunu düşündükleri gazeteler dışında gazete okumayan ve aynı şekilde başka televizyonları da seyretmeyenleri, söylediklerine ikna edebilmeleri mümkün gözükse bile; kamuoyu, ‘habbeyi kubbe' ve ‘kubbeyi de habbe' yapmaya çalışanları izlemeyi -biraz da şaşkınlıkla- sürdürüyor.

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR 2
  • ihsan topaloğlu 11 yıl önce Şikayet Et
    deve kuşu hep yukarıdan bakar ama sıkışınca başını kumdan çıkartmazmış.. yanlışı görüp gözardı edilmesine taraftarlık değil korkaklık , doğrudan rahatsız olmak denir,gerçek karekter ,hakikat inandığı cenahtanta ummadığı bir yanlış varsa buna karşı olurki,o camiiaya faydası olsun yoksa o toplumun yanlışlar üzerine devam etmesine neden olur.sizde adına taze deyin çaylak deyin nederseniz deyin yanlışın taraftarı değil,karşıtı olun.suç suçtur bunun tarafı,taraftarı,savunuculuğu ne vicdanla nede toplum adına faydası yok olduğu gibi,zararıda çok olur.şuanda insalar yahu herkes yapıyordu bunlarda yapıversin gibi insani irkilten bir ahlak dejenerasyonuna düşmüş durumdalar.lütfen bu toplumu birazcık seviyorsanız birazcık sorumluluk sahibi iseniz aklınızı başınıza alın okalem iki tarafıda keskin bir bıçak gibidir.
    Cevapla
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    bir kavme olan öfekniz sizi adaletten ayrı koymasın. "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." maide 8 (diyanet meali)..ekrem abi,adil olmak ve adalet ile şahitlik etmek her iki taraf için de mühimdir..zira iki taraf da iman etmektedir ve allahına,peygamberine ve kitabına kadar imanları ortak...bu kavgada halis niyetler ile yola çıkanların zarar göreceği noktasında endişelerim mevcuttur..hükümet bu harekete yakın durduğu için,halk da yakın durdu ve öğrencilerini sırf hükümet yakın durduğu ve itibar ettiği için onlara emanet etti.şimdi gelinen nokta ise kaygı verici olmasın..öfkelerini yutan birileri olsun.bu kavgada büyüklük gösterip affeden bir abi olsun...
    Cevapla