Ancak açıklanan 3 bin kadar kişi arasında bulunan bazı isimler, 'bu kadarı da olmaz!' dedirten cinsten. Güya İslami bir terör örgütü vesilesiyle mesela Ertuğrul Özkök'ün dinleniyor olması, oldukça ilgi çekici...

Pazartesi günü Yeni Şafak ve Star gazetelerinin açıkladığı dinleme skandalı, ciddi tepkileri ve bu arada çeşitli savunmaları getirdi. Dosyalarla bağlantılı olan savcıların, dinlenen insan sayısının söylendiği kadar olmadığı, makul miktarda olduğu açıklamalarını; belli ki kardeşlik duygusu ile sahiplenme gayretleri izledi.

Makul sayının 10 mu, 30 mu olduğu, ya da ne kadar olabileceği üzerine yapılan fikir jimnastiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun yaptığı açıklama ile açıklığa kavuştu: "Dosya kapsamında doğrudan veya dolaylı yoldan telefonları dinlenen veya kayıt altına alınan şahıs sayısının 2280 olduğu anlaşılmıştır. Halen Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar devam etmekte olup bu sayının artacağı değerlendirilmektedir."

Makul rakamın nerelere çıkacağının önümüzdeki günlerde belli olacağı böylelikle anlaşıldı anlaşılmasına. Ama bahsi geçen tek bir dosya ve onunla bağlantılı olduğu belirtilen ek dosyalarla dinlenenlerin sayısı bu kadar kabarıksa ve eğer başka dosyalar da varsa, 7 bin, 20 bin hatta daha fazla insanın dinlendiğini düşünmemek  için hiçbir sebep yok.

Konunun en ciddi tarafı da, 17 ve 25 Aralık'ta yaşananların, emniyette, yargıda kayda girilmeyen dosyalar olduğunu ya da olabileceğini ortaya koymuş olması. Dolayısıyla, yargıya intikal ettirilmeme ihtimali bulunan kayıtların değişik amaçlarla kullanılması gibi bir durumla da karşı karşıyayız.

Hararetli savunucuların, meselenin ciddiyetini anlamaları ve bunun kendilerini çok aşan bir iş olduğunu artık kavramaları gerek. Ancak bunun ne zaman gerçekleşeceğini tahmin edebilmek, güç.

Tam da binlerce insanın dinlendiğinin ortaya çıktığı günün akşamında, güya Başbakan'la oğlu arasında yapılan konuşmalar olduğu iddia edilen bir ses kaydı çıktı ortaya.

Servis edenler, bunların 17 Aralık günü belli saatlerde yapıldığını iddia ediyorlardı. Ama konuşmalardan bazılarının yapıldığı sırada Başbakan Erdoğan'ın Konya'da toplu açılış töreninde olduğunu unutmuşlardı anlaşılan.

Ses kaydını dinleyenler, çeşitli duygular arasında bocalayıp durdular sabaha kadar. Muhtemelen uyku tutmayanlar bile vardı aralarında. Ancak böyle bir şeyin olabileceğini zaten bekleyenler, konuşmanın bir bölümünü dinledikten sonra, muhatabına 'dinlendiklerini' söyleyen bir kişinin, kayıtlarda yer aldığı gibi konuşmasının mümkün olmadığını fark edip, işlerine baktılar.

Ve sabahleyin yapılan gerekli açıklamaları, günün ilerleyen saatlerinde, ABD'de oldukça yetkin bir ses laboratuarında yaptırılan incelemenin ilk sonuçları takip etti.

ABD'deki laboratuarın çalışmalarında: 'Montajlı olduğu ifade edilen kayıttaki seslerin tamamen kesilip yapıştırılmış ve bilgisayarda eklemeler yapılmış bir kurgu çalışması olduğu; ses kırılmalarının tek tek ayrıştırılması neticesinde, bazı yerlerde iki kelimenin tek kelime haline getirildiğinin ortaya çıktığı, eksik kelimelerin bilgisayar seslendirmesi ile tamamlandığı' tespit edilmişti.

Anlaşılan önümüzdeki günlerde başka birtakım denemelerle de karşılaşacak gibiyiz... Hayırlısı...

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com