Cemaat bu badireden nasıl çıkar?
30 Mart Seçimleri her ne kadar genel seçim havasında geçmiş olsa da, bir yerel seçimdi. Dolayısıyla yenilenlerin ve özellikle de bir kesimin yaptığı gibi, 2011 Genel Seçimleri ile mukayese edilmez; edilecekse, 2009 Yerel Seçimleri ile mukayese edilebilir. Elmalarla armutlar meselesi yani. Genel seçimle mukayese etme derdinde olanlar, bir süre daha beklemek zorunda...
Kendilerine Camia denilmesini isteyenler, AK Parti karşıtı cepheyle beraber tattıkları müthiş yenilgi sonrası, bir başka elma-armut hesabı yapmaya kafayı takmış durumda. Ak Parti'nin karşısında yüzde 54.5 var diyorlar. Ama bu arada esas meseleyi unutuyorlar nedense.
Tamam, Ak Parti'nin karşısında CHP'si, MHP'si ve irili ufaklı diğer siyasi partilerin oluşturduğu bir yüzde 54.5 var. Doğru doğru olmasına da, ama bu arada siz nerdesiniz?.. Ya da biraz ironik olsun diye şöyle soralım: AK Parti'nin yüzde 39'dan yüzde 45.5'a çıkan oyları arasında Camiadan gelen oyların oranı ne kadar?..
Her seçim kendi içinde önemlidir. Ve bütün seçimler öncesi hemen bütün parti liderleri, yapılacak seçimi işaret ederek 'bu seçim en önemli seçimdir' demişlerdir. Ancak bu söz, başka hiç bir seçim için geçerli olmadığı kadar 30 Mart 2014 Seçimleri için geçerliydi.
30 Mart Seçimleri bütün yönleriyle olağanüstü denilmeyi hak eden bir seçimdi. Siyaseti tabii seyrinden çıkarıp; yerel yönetimlerden ziyade, doğrudan ülke yönetimini etkilemeyi ve ülkenin akışın değiştirmeyi amaçlayan girişimlerin gölgesinde oluşturulan ittifaklar, bu olağanüstü durumun temel esaslarından birisiydi.
Bırakın müttefik olmayı, normal şartlar altında birbirleriyle selamlaşmaları bile hayra yorulmayacak kesimlerin farklı noktalardan hareketle oluşturdukları ittifak, bereket ki Milletimizin derin irfanı sayesinde arzu ettiklerine ulaşamadı.
Sonuçlar üzerine yapılan yorumların bazıları iç acıtıcı nitelikte. İç acıtıcı; çünkü kazananlarla beraber sevinemeyen; ama kaybedenlerin çoğu gibi; demokratik tercihlerin yapıldığı, neticelere saygı duyulması gerektiği kanaatini taşıyamayan, dolayısıyla farklı bir şekilde üzülenler var.
Siyasi partilerin kazananı ve kaybedeni belli. Ancak sadece kendi istedikleri gibi davranmadığı ve arzularına ram olmadığı için iktidardaki AK Parti'nin oy oranlarının yerlerde sürünmesi gerektiğini düşünen ve bu amaçla seçim öncesi elinden gelen her şeyi mübalağalı bir şekilde ortaya koyan bir kesim, 30 Mart'ın gerçek kaybedeni oldu.
'AK Parti'ye değil, kazanma şansı olan ikinci adaya destek' sloganıyla yola çıksalar da, ağırlıklı olarak katı laikçi bir siyasi partiye destek olmanın ve onunla beraber hezimete uğramanın kendilerine neler kaybettirdiğinin henüz farkında bile değil, bu kesimin mensupları.
Toplumun kahir ekseriyeti ile kan uyuşmazlığı olan bir siyasi harekete eklemlenmeyi mazur göstermeye çalışmak için bin dereden su getirmeye çalışsalar da, bunun ciddi bir faturası olacağı açık. Buna, henüz ispatlanamamış birtakım iddiaları sürekli olarak kesin gerçekmiş gibi takdim etmenin bedeli de eklendiğinde, arkadaşların işi oldukça zor olacak demektir.
Faturanın tümü tam olarak ortaya çıktığında, artık hangi dolduruşlara geldilerse, yaptıklarına ve yapmaya niyetlendiklerine değip değmediği değerlendirmesini kendileri yaparlar.
Ancak ' bu badireden; Camia olarak, ülke içinde ve dışında çok daha güçlenerek ve prestiji artmış olarak çıkacaklarından' ümitlerini kesmeleri gerekiyor herhalde. Tabii bu arada son zamanlarda kendilerine izafe edilen ve bir türlü yalanlayamadıkları fiilleri düşünerek, 'İslam'ın temsilcisi' gibi sıfatları kullanırken daha dikkatli olmaları da şart...
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
-
Abdullah KILIÇ 11 yıl önce Şikayet EtKaybeden ve Kazanan:. Seçim sonuçlarını AK Partinin galibiyeti, Cemaatin mağlubiyeti olarak değerlendirmek , yerinde bir değerlendirme değildir.Biri sivil tolum örgütü, diğeri ise iktidardaki Siyasi parti. Biri desteğini gönüllülerinden alırken diğeri iktidarın gücüyle devlet imkanlarından yararlanan bir parti. Bunun için iki rakipten söz edilemez. Gelelim Paralel yapı,in, tecrit,yolsuzluk vs. iddialarına. İnanan biri olarak hayretler içinde izliyor ve bu gündemleri değerlendirmeye çalışıyorum. Ve yakıştıramadığım ithamlarla karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Gerek hükumet tarafından ortaya atılan iddialar gerekse Cemaat medyası tarafından gündemde tutular Rüşvet ve Yolsuzluk iddiaları kanıtlanmamış ithamlardır.Yani bu durumda dini hassasiyeti olan iki grup bir birlerine iftiralar savurmakta , yargısız infazlar yapılmaktadır. Bu iddiaların ortaya çıkartılması da yargının işi. Ancak yargı ne durumda onu da bilemiyoruz. İnşallah karanlıkta bir şey kalmadan halkımız aydınlatılır.Beğen
-
sahici 11 yıl önce Şikayet Etsahici. yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. yarım kalan proje proje değildir. arkanda kalan köprüleri yıkarsan dönüşü hesaplamiyorsun demektir. 40 yıldır tane tane topladığını ölçek ölçek dağıtırsan sonunu sen düşün.evet cemaat o cemaat ki bence hakketmediği bir konumda olduğu için bu hale geldi. veya bu cemaat tüm cemaatleri zan altında bırakmak için evvelceden hazırlanmış, kurgulanmış ve harakete geçirilmiştir. 1980 ihtilalinden sonra f. gülenin söfürünün özel harpçı olduğu rivayet olunur. bu mayin eninde sonunda patlayacakti. cemaat eliyle Sayın Başbakan'ı yok etmek istediler mayin ellerin de patladı BAKİ ALLHBeğen Toplam 1 beğeni
-
turgut1 11 yıl önce Şikayet Etcamia bundan sonra ne yapar??. halk camiadan desteğini kesti,maddi manevi açıdan halk onlara güvenmiyor..fakat camianın kasası da yeteri kadar dolu diye düşüniyorum,bundan sonra yapacakları iş himmet paralarını,üst elitin rahat rahat yemeleri..belki bankerliğe belki sanayiye atılırlar..ama bankerlik işlerine gelir.sanayi risk olur ve sermayeyi riske etmek istemezler..hükümetin karşısına para lobisi olarak çıkarlar..Beğen Toplam 2 beğeni
-
turgut1 11 yıl önce Şikayet Etekrem abi hemen sorunuza cevap veriyorum. camia bu badireden yalnızlaşarak çıkar :)))) ..komik duruma düştükleri için gülme işareti yaptım..zira bize gülün dediler ve fırsat verdiler...islamdan adeta utanırcasına kaçtılar ve kendilerine yakın gördükleri bir limana yerleştiler..cehape limanı...malum tv de seçim sonuçları geldikçe spiker ve misafirlerinin yüzlerinin nasıl kas katı kesildiğini adeta yüzlerinin üzüntüden karardığını gördüm..yani neden cehape birinci çıkmadı diye ekanda göz yaşı dökmedikleri kaldı...bu camianın şerrinden emin olmak için tedbir almanın dışında her bir müsamahalı durum ülkeye zarar verir...zira hançerlerini gizlerler ve hançerlemek için hz.ömerin secde zamanını beklerler...bırakın onlar sevdikleri ile beraber olsunlar ve sevdikleri ile beraber haşr olsunlar...fakat "ölümüm, hayatım ve ibadetlerim alemlerin rabbi allah içindir" düsturunda olanlar bozulmazlar..Beğen Toplam 4 beğeni