Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Sonunda 'bize' geldiler...

GİRİŞ 18.06.2014 GÜNCELLEME 18.06.2014 YAZARLAR

insanların muhtaç oldukları bir ürünü çeşitli yerlerde aradıktan sonra ihtiyaçlarını karşılayacak malzemeyi satan kişiye gitmelerini anlatan bir reklam filmi vardı. Reklam filmi, muhataplarının başka kapılardaki arayışlarını bıyık altından gülümseyerek izleyen dükkan sahibinin şu sözleriyle bitiyordu: 'Sonunda bana geldiler!'

Aksi bir durum olmazsa, CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için epeyden beridir aradıkları 'çatı aday', Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu.
İçlerindeki kaynaşmayı durdurabilir ve 'çatı aday' olarak teklif ettikleri ismi kabul ettirebilirler, tabii ki kendisi de kabul ederse, CHP ve MHP'nin, cumhurbaşkanı adayı olarak gösterecekleri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu; Türkiye'deki inançlı kesimin, göğsünü gere gere ve de -bıyık altından olmasına gerek kalmadan-, gülümseyerek: 'Sonunda bana (bize) geldiler' demesini haklı kılacak bir isimdir. 
Evet, evet; itiraz edilebilecek bazı hususlar bir tarafa; hassaten CHP ve onunla beraber MHP, Prof. İhsanoğlu üzerinde uzlaşmakla: Sonunda bize geldiler.
Evvela, çok memnun olduğunu belirtmiş olsa da, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, hem de aralarında ciddi kan uyuşmazlıkları olduğu açık birilerinin aday göstermesi ile, kaybedeceği kesin olan bir yarışa katılmaması, çok daha iyi olur.
Saniyen gündeme getirilmesi gereken ise şu: Görünürde bu zamana kadarki çalışmaları ve kişiliği sebebiyle; ama aslında çeşitli sebeplerle 'mecbur kaldıkları' için Prof. İhsanoğlu'nu 'çatı aday' olarak gösterecek olanların; tam da kendisinin değişik bir açıdan ulaşmaya çalıştığını varsayabileceğimiz hedefleri berhava edebilmek niyetiyle bunu yaptıkları, çok açık.
Türkiye'nin uzun uğraşları sonucunda getirildiği İslam İşbirliği Teşkilatı (İKÖ) Genel Sekreterliği sırasındaki bazı tavırları sebebiyle özellikle 'İslamcı' kesimin yoğun eleştirileri ile karşılaşmış olsa da, Prof. İhsanoğlu, CHP ve MHP'liler tarafından da vurgulandığı gibi, eninde sonunda bir 'İslamcı'dır.
İşte burada karşımıza çıkan mesele, belki de konu ile alakalı ön önemli meseledir. 
Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, kendisinin de arasında olduğu kabul edilen bir kesimin önünün kesilebilmesi ümidiyle cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmekte ya da gösterilmek istenmektedir. Bir tür, 'derenin çakılıyla derenin kuşunu vurma' girişimi yani.
Tabii ki karar kendisinindir. Ama, hayatını 1924'te genç yaşta gitmek zorunda kaldığı Mısır'da sürdürüp, burada vefat eden ve ismi Mehmet Akif Ersoy, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi gibi kişilerle beraber minnet ve rahmetle anılan (Yozgatlı Mehmed) İhsan Efendi'nin oğlu Ekmeleddin İhsanoğlu, bu durumda  yapması gereken şey hakkında, sanırız rahmetli babasının hayatından misaller bulmakta zorluk çekmeyecektir.
Mısır'da yaşamak mecburiyetinde kalan ve orada hakikaten çok önemli işler yapan Merhum İhsan Efendi'nin; Mısır vatandaşlığına geçmemiş olması, Kral Faruk tarafından önerilen 'Beylik' unvanını reddetmesi gibi hususların yanında, belki en önemli özelliklerinden birisi, Demokrat Parti iktidarı sırasında kendisine önerilen Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı teklifini kabul etmemiş olmasıdır. 


Ekrem Kızıltaş - Haber 7
ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL