'Çatı Aday' Başbağlar'a da uğrar mı?
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'statükoya bekçi arıyorlar' sözüne cevap sadedinde söyledikleri mesela. Şöyle demiş: "... Anayasaya bekçiyim. Ben devletin birliğine, milletin dirliğine, bütünlüğüne bekçiyim. Ben hak ve hukukun uygulanmasına, kanun hakimiyetine bekçiyim. Ben insanların eşit muamele görmesine bekçiyim. Ben anayasada yazılı olan hükümlerin bekçisiyim. Ben Cumhurbaşkanı andındaki hükümlerin bekçisiyim."
Henüz sadece aday olduğuna göre, bu sözleri; 'seçilirsem (...) olacağım-olurum' kelimelerini de ilave ederek değerlendirmek gerek!.. Ama bu bir yana, İhsanoğlu'nun açıklaması, Başbakan'ın söylediklerini doğrular nitelikte.
10 Ağustos'ta halkımız tarafından doğrudan seçilecek olan Cumhurbaşkanı'ndan 76 milyonun beklentileri ile statükonun muhafazasından yana olanların beklentileri farklı. İhsanoğlu'nun söyledikleri, daha çok statüko yanlılarının beklediği türden, tabii olarak.
Hatırlardadır; Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı, zaman zaman eğlenceli olmuştu. Neyse ki, Kağıthane'ye Kağıttepe diyen, aday olduğu şehirde oy kullanabilecek bir hazırlığı bile düşünmeyen birisine yar olmamıştı İstanbul.
Çatı Adayı Ekmelettin İhsanoğlu'nun durumu da birçok yönden Kılıçdaroğlu'nu hatırlatıyor. Deplasmanda maç, Kılıçdaroğlu'na yaramamıştı; belli ki belirli ölçüde yabancısı olduğu ülkemiz hassasiyetleri de Çatı Aday'a yaramayacak.
İhsanoğlu, seçime çok az bir zaman kaldığı için, öncelikle çatının direklerinden birisi olan CHP'nin taban seçmeniyle daha bir sıcak ilişki kurma gereği için olsa gerek, özel sahalarda dolaşıyor şimdilerde.
Yolu son olarak Taksim Gezi Parkı'na düşen ve öncesinde Hacıbektaş'ı ziyaret edip burada 2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak'ta yaşananlarla ilgili bir açıklama yapan İhsanoğlu'nun farkında olması beklenemez ama, onu sahaya çıkaranlar tuhaflığın farkındadırlar herhalde.
Çatı aday olarak tercih ettikleri kişi için tespit ettikleri programlar, onun zaten olmayan çatı vasfını büsbütün ortadan kaldıran bir işlev görüyor çünkü.
Çatı Aday'ın Sivas Madımak olayları konusunda söylediği sözler, ilgili gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmadığını ortaya koymakla kalmıyor; kullandığı 'tahrik' sözcüğü de, hedef alındığı anlaşılan kitle açısından olumsuz çağrışımlara sebebiyet veriyor.
Kendisinden ve onu yönlendirmeye çalışanlardan böyle bir şeyi ummak ne kadar doğru olabilir bilmiyoruz ama, Çatı Aday, şimdiye kadar o kesimden kimsenin yapmaya yanaşmadığını yapıp, Sivas'ta olup bitenlerin arka planına dair farklı sözler sarf edebilirdi.
Tabii Sivas meselesinde böylesi mesajlar verdikten sonra, Başbağlar konusuna da eğilmesi beklenirdi, Çatı Aday'ın...
Sivas olaylarının 21. yıldönümünde açıklama yaptığına göre sormak gerek: Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yolu Başbağlar'a da düşecek mi?
Tamam, vakit az ve Bağbaşlar'a gitmek zor olabilir. Ama hiç değilse Başbağlar meselesine de kıyısından köşesinden temas eder mi dersiniz?..
Başbağlar meselesinin kendisine 'Çatı Aday'lığını uygun görenlerin gündemine gelmesine vesile olabilir böylelikle. Ki, bu da az bir şey değildir...
Ekrem Kızıltaş - Haber 7
ekremkiziltas@gmail.com