Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Bu günleri de gördük!..

GİRİŞ 16.08.2014 GÜNCELLEME 16.08.2014 YAZARLAR

Son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında; İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarının görüşüldüğü belirtiliyor ve şu açıklama yapılıyordu: "Meydana gelen ağır can kayıplarından duyulan derin üzüntü dile getirilmiş; bölgede sürdürülebilir bir ateşkesin, Gazze için uygulanan kısıtlamaların tamamen kaldırılmasıyla mümkün olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca Gazze'ye yönelik insani yardımlarımızın artırılarak devam edeceği vurgulanmıştır."

Milli Güvenlik Kurulu'nda Gazze'nin görüşülmesi, Yeni Türkiye sözünün hakikaten doğru olduğunu gösteren emarelerden birisi. 

28 Şubat 1997'deki meşhur toplantıya kadar nerdeyse farkında bile olmasak da, 'bin yıl süreceği' iddia edilip; şükür ki hepi topu birkaç yıl süren süreç sırasında aşırı şekilde farkına varmıştık MGK'nın.

Bir kısmı şu anda mahkeme karşısında hesap verme mevkiinde bulunan sorumlularının, kendilerini Anayasa'nın, hukukun, hükümetin ve hatta Milletin bile üzerinde gördükleri ve burunlarından kıl aldırmadıkları günlerdi o günler.

1933-1949 yılları arasında Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği, 1949-1962 yılları arasında Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği isimleriyle bilinen ve 1961 Anayasası ile Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ismini alıp, 1982 Anayasası'nda da varlığını koruyan Kurul, Eski Türkiye'nin belki de en önemli özelliklerinden birisiydi.

Anayasa'da "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili kararların alınmasını ve gerekli kurumlar arası eşgüdümün sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kurulu'na bildirmekle" görevli olan istişari bir kurul olduğu vurgulanmıştı.

Kurulun (tavsiye) kararlarını öncelikle değerlendirme durumunda bulunan hükümetler, icraatlarını kurul üyelerinin tavsiye ettiği istikamette yaptıklarında herhangi bir problemle karşılaşılmazdı. 

Ancak: 'Tavsiyelerinizi aldık ama biz bunlardan da faydalanmakla beraber, bildiğimizi yaparız' denilmesi ya da MGK'dan birilerinin 'işlerin tavsatılmak istendiğini' düşünmeleri halinde ise işler değişiyordu. MGK'nın 'tavsiyelerini' kendi icraatıymış gibi benimsemeyen hükümetlerin başına neler gelebileceğinin en iyi örneği de 28 Şubat günlerinde yaşandı, bilindiği gibi.

Son olarak 2003'te yapılan değişikliklerle, Başbakan yardımcıları ve Adalet Bakanı'nın katılımıyla üye sayısı artırılan, ayda bir yerine iki ayda bir toplanması öngörülen, Genel Sekreteri'nin sivil olabilmesine imkan sağlanan kurulun daha önce 'öncelikle dikkate alınması' gerektiği vurgulanan kararları da; 'Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilerek, uygun bulunması halinde kabul edilecek tavsiye kararları' haline getirildi.

Eski Türkiye'den Yeni Türkiye'ye geçiş; yani 'taşların yerli yerine oturmaya başlaması', kağıt üzerinde yazıldığı kadar kolay olmadı, şüphesiz... Ama gelişmelere baktığımız zaman 'bütün bunlara değdiğini' anlıyoruz.

Milli Güvenlik Kurulu'nun son toplantısında görüşülen konular ve Milletimizin kahir ekseriyetinin: "Çok şükür!.. Bu günleri de gördük!" şeklinde değerlendirdiğine emin olduğumuz kararlar, bundan sonra daha güzel şeyler göreceğimizin müjdecisi olsa gerek, inşaallah...

Evet, tekrarlamakta fayda var: Çok şükür, bu günleri de gördük!..

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL