Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

O kadar da saf değiliz!..

GİRİŞ 29.09.2014 GÜNCELLEME 29.09.2014 YAZARLAR

 Bu örgütün ortaya çıkmasını sağlayan şartların oluşmasına yol açtıkları ve hatta teşvikkar davrandıkları gibi, menfaatlerine zarar vermeyeceğini düşündükleri adımlarına da ses çıkarmadılar çünkü.

Ellerini ateşe sokmadan işi halledebilmek, daha doğrusu işlerin istedikleri gibi yürüyebilmesini temin edebilmek için başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerini kullanmanın derdinde aynı ülkeler. ‘Zor ve pahalı oluyor, biz doğrudan çatışmalara girmeyelim, size istihbarat ve lojistik destek sağlayalım’ demenin, ‘siz sadece bizim istediğimizi, ama sadece istediğimiz kadar yapın’ demek olduğunu çocuklar bile anlıyordur.

Bölgemizde meydana gelen gelişmelerle alakalı olarak kendi başımıza kararlar alıp uygulamayacağımız dolayısıyla birilerinin emir ve talimatlarına göre davranmamız gerektiğini düşünenler var. Bu zevatın ülkemizin iç meseleleri konusunda da aynı kanaatte olduklarını eklemeye gerek yok.

Birkaç sene evvel, ekonominin kırılgan olduğu iddiasıyla IMF’den borç talep etmemiz gerektiğini dayatmaya çalışanlar hatırlardadır. Bu tezin sahipleri, alınacak kredinin hemencecik kendilerine aktarılmasını söylemiyor olsalar da, bunun zaten böyle olacağını düşünüyorlardı.

IMF’den borç alınmadı ve Türkiye şu anda bu kuruluşa borç verebilecek duruma gelmiş durumda. Borç almayacak olursak ölümlerden ölüm beğenmemiz gerektiği ısrarla savunanlar, yeni tezgahlar peşinde. Çünkü bir zamanlar işlerin vesayetle yürüdüğü Türkiye’de, vesayet ortadan kalktıktan sonra kendilerine ayrılan kemik miktarının iyice azalması, canlarını sıkan esas meselelerden birisi.

Bunlar, Güneyimizde ortaya çıkan ve kimlerden oluşup tam olarak ne istediği konusunda değişik rivayetler dolaşan IŞİD’le ilgili olarak, ABD’nin istediği gibi davranmıyor oluşumuzun çok kötü bir şey olduğunu düşünüyorlar şimdilerde.

‘Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler getirmek’ bahanesi ile Irak’ı işgal edip, 2003’ten beri 1 buçuk milyonun üzerinde insanın ölümüne sebep oldu ABD. Bu yetmiyormuş gibi; kontrolündeki yönetimin Şiiliği esas alan davranışlarına da ses çıkarmayarak çıkabilecek çeşitli karışıklıkların fitilini ateşlemiş oldu. Bölgedeki yaygın istikrarsızlığın temel sebebi olan ABD’nin, IŞİD meselesinde samimi olabileceğini düşünmek; en azından ciddi manada saflığa delalet eder.

Bu örgütün Musul’u işgaline müsaade edip, Erbil’e ya da başka bazı petrol bölgelerine yürüdüğünde telaşa kapılması, ABD açısından işin esasını açık bir şekilde ortaya koyuyor oysa.

ABD ve beraberindekiler, ortalığın karıştırılması içini taşerona havale ediyor; bu halin arzu edilmeyen sonuçlarına mani olabilmek için de başka taşeronlar bulmaya çalışıyorlar.

ABD’nin dümen suyuna girmemekle hata ettiğimizi düşünenlerin eski alışkanlıklarını sürdürüyor olduklarını düşünsek bile, IŞİD tehdidi sebebiyle Türkiye’ye sığınanlara kapıların açıldığı bir zamanda, bu gelişme dolayısıyla memnun olmaları gerekirken, tam aksine ortalığı karıştırmaya kalkışanların durumu daha da karmaşık.

80’li yıllardan beridir özellikle sınırlarımızı geçişken hale getirmek konusunda maharetli olan bu kesim, 30 küsur yıl boyunca sınırlardan girip çıkarken hiç izne gerek duymamışken, IŞİD’e karşı savaşmak için dışarı çıkmalarına devletin resmen izin vermesi gerektiğini söylüyorlar. Bunun ne manaya geldiğini iyi biliyor oldukları halde.

İçerden ve dışardan Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmaya çalışan birilerinin olması normal bir durum. Ama bunu bu kadar açık bir biçimde ve hepimizi saf zannederek yapmaya çalışmaları, ayıp oluyor.

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL