Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

‘Nasreddin kulunuz da böyle atar!..’

GİRİŞ 03.11.2014 GÜNCELLEME 04.11.2014 YAZARLAR

Ne güzel. Bir sonraki çağrıya(!) kadar içimiz rahat bir şekilde bekleyebiliriz demek ki… Bekleyebilir miyiz peki?

Öncelikle sormamız gereken şu değil mi?.. 1 Kasım’da yapılan Kobani protestolarının anlamı ne idi?.. Kobani, hemen sınırlarımızın yakınında bir yer ve orada yaşananlarla Türkiye insanının ve yöneticilerinin herhangi bir alakası yok. Dolayısıyla, Kobani ile ilgili protesto, tercihan Kobani’de yapılmalıydı. Bilinen sebeplerle orada yapılamıyorsa, ‘Kobani’nin bizim için önceliği yoktur’ açıklaması ve ağırdan alan tavrı sebebiyle ABD’de yapılabilirdi mesela.

Yine sınırları içerisindeki bir işgal girişimine müdahale etmediği için Şam’da ya da görünüşte destek veriyormuş gibi gözükseler de aslında Kobani’de yaşananları hiç önemsemedikleri belli olan Batı ülkelerinin herhangi birisinde de yapılabilirdi Kobani protestosu.  Ama Türkiye’de yapılmamalıydı!..

Yapılmamalıydı, Türkiye oradan kendisine sığınan 200 bine yakın insana kucağını açtı… Yapılmamalıydı, Türkiye Kobani’yi kuşatan IŞİD’i bir terör örgütü olarak tanıdığını deklare edeli aylar oldu…

Hadi –istisnalar haricinde- olaysız geçtiği için, 1 Kasım’ı es geçelim… Ama 6-7 Eylül’de Kobani için Türkiye’de sokaklara dökülmenin ve birçok ilde etrafı yakıp yıkıp yağmalamanın ve bu arada 40 civarında insanın hayatına kast etmenin anlamı ne idi?..

Kurban Bayramı’nın 3. Günü ‘Kobani için sokağa dökülme’ çağrısı yapıp; sokağa dökülenler etrafı yakıp yıkınca ‘biz böyle dememiştik’ diyenler; 1 Kasım için tekrar çağrı yaptılar ve bu sefer korkulan olmadığı için, ‘işte biz aslında böyle yaparız’ demeye getirdiler.

Nasreddin Hoca Merhum’un, Timur’un huzurunda yapılan ok atma gösterisi sırasında isabetsiz her vuruş için; ‘işte filan paşa böyle atar’ deyip, isabet eden ilk vuruşta da; ‘işte Nasreddin kulunuz da böyle atar!’ demesi gibi; HDP’li isimler de, etrafın yakılıp yıkıldığı, yağmalandığı gösterileri değil; olaysız geçen 1 Kasım’ı sahipleniyorlar.

İyi ama, 6-7 Ekim’deki gösterilerde insanları sokağa çağıran onlardı… Sokağa dökülen insanları yakıp yıkacakları yerlere yönlendiren, hangi işyerine dokunulup hangisine dokunulmayacağını işaret edenler de…

1 Kasım çağrısı, gerektiğinde olaysız gösteriler de yapabildiklerini göstermek için uygun bir fırsat oldu belki. Ama bunun 6-7 Ekim’i unutturduğunu düşünmeleri, insanların zekasıyla alay etmek en azından. Çünkü 1 Kasım’da bu topraklarda Kobani protestosu düzenlemenin nasıl anlamlı bir tarafı yok idiyse; 6-7 Ekim’de de yoktu…

‘Kobani düşerse, çözüm süreci biter’ şarkıları eşliğinde, sınırlarımız dışında bir yerin kurtarılması talebinde bulunanların, TSK’nın sınır dışına operasyon yapabilmesi için çıkarılan ‘tezkere’ye hayır demiş olmaları, zurnanın zırt dediği yerdi aslında.

Daha önce toplanıp 6-7 Ekim için sokağa dökülme çağrısı yapan HDP, 1 Kasım’ın olaysız geçmesini değerlendirmek için tekrar toplanmış ve ‘asayiş olayları nedeniyle hükümet tarafından askıya alındığı belirtilen çözüm sürecinin tekrar rayına oturtulması ve diyalog kanallarının açılması için’ hükümete bir çağrı yapma niyetinde imiş…

‘Çözüm sürecinin tekrar rayına oturtulması ve diyalog kanallarının açılması…’, iyi bir niyet… Ama yine de, ‘6-7 Kasım’ı tertiplerken aklınız neredeydi?’ diye sormak hakkımız…

Ekrem KızıltaşHaber 7

ekremkiziltas@gmail.com

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL