Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

İfade özgürlüğü: Yalanın kuyruklusu…

GİRİŞ 21.01.2015 GÜNCELLEME 23.01.2015 YAZARLAR

34 yıl, epey bir zamanmış, belki de vakti geldi diye düşünenler vardır muhakkak. Ancak Clancy, tam da ifade özgürlüğü adı altında başkalarının kutsallarına hakaretin bile normal karşılanması gerektiği gibisinden saçmalıkların zirve yaptığı bir sırada, ‘Paris saldırılarından ‘kısmen’ İsrail propagandasının sorumlu olduğu’ şeklindeki Twitter mesajı yüzünden işinden oldu.

Bu örnek, Batılıların o çok savundukları ‘ifade özgürlüğü’ne biçtikleri sınırları göstermesi açısından çok önemli. İslam Peygamberi ve Müslümanlar söz konusu olduğunda atış serbest, ama İsrail söz konusu ise, ima bile yasak!

Biliyorsunuz, Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar hakkındaki hakaret dolu karikatürleri ifade özgürlüğü kapsamında savunan Charlie Hebdo kadrosunun, sadece İslam Dini ile ilgili değil, Hıristiyanlık, Musevilik ve başka birçok konuda da fütursuz oldukları söyleniyordu.

Oysa derginin özellikle de İsrail ve Yahudilik konusunda aşırı hassas olduğunun ortaya çıkması, hakareti bile kapsadığı savunulan ‘ifade özgürlüğü’ sloganının kocaman bir yalandan ibaret olduğunu gösteriyor.

Dergi’nin temel olarak iki yüzlü bir tutuma sahip olduğunu ortaya koyan en tipik olay şöyle: Charlie Hebdo dergisi çizerlerinden Sine lakaplı ünlü karikatürist Maurice Sinet, 2009’da Fransa eski Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy'nin oğlu Jean Sarkozy'nin Yahudi olacağına yönelik iddialarla ilgili olarak bir karikatür çizer.

Karikatürde, Sarkozy'nin oğlunun para için Yahudi olacağını ima ettiği iddiasıyla, Derginin genel yayın yönetmeni Philippe Val tarafından; karikatürünün anti-semitist olduğu ve Yahudiler'den özür dilemesi gerektiği yönünde uyarılan Mairuce Sinet, özür dilemeyi sert bir dille reddedince de, Charlie Hebdo'dan kovulur.

Önce bir konuda ve de kesin olarak anlaşmak lazım: İfade özgürlüğü kesinlikle ve kesinlikle hakaret etme özgürlüğü değildir. Ve Fransa’daki saldırıların yanlışlığı, bu saldırıların sebebi olarak gösterilmeye çalışılan rencide edici karikatürlere meşruiyet sağlamaz.

Tamam: Saldırılar çok yanlış. Ama saldırıya uğrayan derginin vaktiyle yayımlamış olduğu ve saldırı sonrası yeniden gündeme aldığı rencide edici karikatürler, çok daha büyük bir yanlış

Hele her türlü kutsalla rahatlıkla alay edebileceklerini zanneden Fransız karikatüristlerin kokuşmuş ürünlerini, Müslüman mahallesinde ‘ifade özgürlüğü’ bahanesiyle pazarlamaya çalışmak, bütün bunlardan çok daha fazla yanlış.

Derginin 2011 yılında yayımladığı Müslümanları rencide edici karikatürlerin, Fransa’nın Filistin’i devlet olarak tanıması yönündeki kararlardan hemen sonra ve İslam Düşmanlığı gösterilerinin, cami kundaklama olaylarının yoğunlaştığı bir zamanda yapılan kanlı baskına sebep olarak gösterilmesi, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir husus.

Başkalarının kutsallarına hakaret ederek onları tahrik etmenin yeni adının ‘İfade özgürlüğü’ konulup, küresel çapta da bu bunun pazarlanmaya çalışıldığını anlamak, çok mu zor?

Bazıları kimlik ve kişilikleri sebebiyle, başka bazıları da de hak etmedikleri halde kendilerine lütfedilmiş pozisyonları koruma derdinde olup da, bu ‘kokuşmuş malın’ gönüllü-gönülsüz pazarlayıcıları konumuna düşenler, durumu bir kez daha gözden geçirmeli ve başka şarkılar bulmalı!

Çünkü ‘ifade özgürlüğü’ denilen şeyin, Charlie Hebdo ve Batı açısından yalan, hatta ‘kuyruklu yalan’ olduğunu, çocuklar bile biliyor artık…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR 1
  • Osman kılıç 10 yıl önce Şikayet Et
    Batı için en büyük düşman İslam'dır. Fransa'daki saldırı bilinçli bir şekilde Fransızlar tarafından yapılmıştır. Amaç Müslümanları kötü göstermektir. O karikatürler 2011 yılında yayımlandı. Kuaşi kardeşler o zaman niye harekete geçmediler de tamda Fransızlar filistini devlet olarak tanıma eğiliminde iken harekete geçtiler.
    Cevapla