Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ümitsiz vaka…

GİRİŞ 23.02.2015 GÜNCELLEME 23.02.2015 YAZARLAR

Ümitsiz, çünkü hangisi olursa olsun yaptıkları bütün açıklamalar, ilkesellikten uzak ve alabildiğine yüzeysel. Dahası bir arşiv mantığı bile yok.

Daha önce söylediklerinin nasıl olsa unutulmuş olacağını düşündüklerinden olsa gerek, şimdi onlarla yüz seksen derece zıt açıklamalar yapıyorlar.

Bunu, sarf edilen her sözün, yapılan her açıklamanın milletimiz tarafından süzgeçten geçirildiğini bildikleri halde yapıyor olmaları, hepimizin aklıyla alay etmekten de beter. 

‘Dün dündür, bugün bugündür’ şeklindeki tavrın rahatsız etmeyebileceği durumlar vardır elbet. Ancak ‘iktidara nasıl çakarız’ anlayışıyla hareket eden muhalefet cephesinin dün söylediklerinin hemen tamamını yok kabul eden beyanları, şaşırtıcı. Çünkü eninde sonunda, bütün tavırları, insanımızın onları değerlendirmeleri için ciddi bir ölçü teşkil ediyor.

Musul Başkonsolosluğu baskını ve personelin rehine alınması günlerinde, ‘konsolosluğun neden tahliye edilmediğini’ soranlar, şimdi de Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun neden tahliye edildiğini soruyorlar.

O zaman konsolosluğun vakitlice tahliye edilmemesi eğer bir eksiklik idiyse; şu anda Süleyman Şah’ın tahliye edilmesi doğru bir harekettir, takdir etmeleri gerek. Yok, konsolosluğun tahliye edilmemiş olması doğru idiyse, muhalefet mensuplarının neden üç ay boyunca bağırıp çağırdıkları sorusuna bir cevap bulabilmek gerek.

Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan askerlerimizle ilgili aylardan beri ‘tehlikede oldukları’, ‘rehine alındıkları, dolayısıyla rutin değişimlerin yapılmadığı’, ‘Hükümetin oradaki askerlerimizi unutulmaya terk ettiği’ sadedinde açıklamalar yapanların, başarılı tahliye operasyonuna alkış tutmaları beklenirdi aslında. Ama ne gezer!.. ‘İktidar her ne yapmışsa yanlıştır’ saplantısı sebebiyle, tahliye olayının da büyük bir yanlış olduğu şeklinde şarkılar söylüyorlar şimdi. Hem de ‘vatan toprağı’ ile başlayan nakarat ilavesiyle.

Oradaki askerlerimizin başına gelebilecek herhangi bir şey konusunda ‘hassasiyet gösterirmiş gibi yaptıkları’ anlaşılıyor böylelikle. Çünkü karakolun tahliyesini eleştirirken kullandıkları argümanlar: ‘Keşke Süleyman Şah’ta bir şeyler olsaydı da biz de bunu tepe tepe kullansaydık’ makamında.

Tahliye olmasaydı ve karakola yönelik bir saldırı gerçekleşip can kayıpları yaşansaydı, aynı koro bu defa ‘neden tedbir alınıp orasının boşaltılmadığını, sembolik önemdeki bir toprak parçasının askerlerimizin hayatından daha mı değerli olduğu’ şeklinde yorumlara sarılacaktı.

Sınırlarımızdan 30 küsur kilometre uzaklıkta bulunan karakol herhangi bir saldırıya uğrasaydı ve Türkiye müdahale etseydi, aynı koronun bu defa da ‘Türkiye’nin saldırgan olduğu’ tezini dillendireceğinin kesin olduğunu söyleyebiliriz.

Aklı başında herkes, Süleyman Şah Karakolu’nun Türkiye açısından ciddi bir risk faktörü olduğunun ve kimin hakim olduğu bilinmeyen o bölgede, her an ciddi bir provokasyonun yaşanabileceğinin farkındaydı.

Bu durumda yapılabilecek en güzel şey yapıldı ve Süleyman Şah Saygı Karakolu, türbede bulunan sandukalar ve diğer emanetlerle birlikte güvenli bir bölgeye çekildi.

Türbe ve karakolun, yine Suriye sınırları içerisinde ama artık çok daha rahat ilgilenilebilecek uzaklıktaki bir yere, Suriye Eşmesi’ne yerleştirilecek olması, işin bir başka güzel yanı.

Sadece karakolda yakınları bulunanlar değil, insanımızın büyük bir bölümünün tedirgin olduğu Süleyman Şah Türbesi’nin durumu meselesi halloldu ve belli ki milletimizi rahatladı. Muhalefet ve birtakım çevreler de dertlerine yansınlar artık…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR 1
  • semih 10 yıl önce Şikayet Et
    Iyi kactik ama
    Cevapla