Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Dua zamanı…

GİRİŞ 21.06.2015 GÜNCELLEME 22.06.2015 YAZARLAR

Bir yandan Ramazan’ın dinginliğini yaşamaya çalışırken, bir yandan da heyecan içerisinde 7 Haziran seçim sonuçlarından bir hükümet çıkıp çıkamayacağı, ya da nasıl bir hükümet çıkabileceği üzerinde kafa yoruyoruz.

Kurulacak hükümet ile alakalı temel gerçek, bir koalisyon olacağı. Bu zaten yeteri kadar can sıkıcı bir vakıa iken, nasıl bir koalisyon sorusuna cevap olarak ortaya çıkabilen alternatiflerden bazıları da tansiyonumuzu yükseltmeye kafi geliyor. Çünkü hükümet ortağı olabilme ihtimali olan bazı partilerin hayata ve gelişmelere bakışları, halimiz ve istikbalimiz açısından hiç de ümit verici değil.

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sahadaki kararlı yürüyüşünün bundan sonra da devam edip etmeyeceği; en önemli meselelerden birisi. Bu yürüyüşün müteharrik gücü olan AK Parti’siz bir koalisyon ihtimalinin zayıf olması, belirli ölçüde rahatlatıcı.

Ancak, AK Parti’nin tek başına iktidarını engelleyebilmek için bir araya gelmiş çevrelerin, AK Parti’siz ya da bu partinin mümkün olduğu kadar etkisinin kırılmış olacağı bir koalisyon için hesaplar yaptıklarının da farkındayız.

Bu hesaplardan bazıları içerideki gelişmelerle ilgili şüphesiz. Türkiye’de meydana gelen ve uluslararası sistemin arzu etmediği gelişmeleri engellemek isteyenlerin, buna uygun davranabilecek partileri iktidara getiremezlerse eğer, kontrol altına almalarına imkan tanıyabilecek parti ya da partileri ortak etmeye çalışacakları aşikar. Yeni havalimanı ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yan yolları ile ilgili adımlar, muhtemel başka girişimlerin de habercisi.

Bu açıdan en önemle meselelerden birisi de, Güney sınırlarımızda sürati iyice artan gelişmeler. Barajı aşarak TBMM’ye giren HDP başta olmak üzere, muhalefet partilerinin bu gelişmelere bakışları, Türkiye’yi merkeze alarak yapılmıyor.

Her nasıl bakılırsa bakılsın, Suriye’nin kuzeyinde yaşananlar son derece karışık olaylar ve rol alan aktörlerin Türkiye’nin menfaatlerinden çok, kendi menfaatlerinin peşinde oldukları da tartışılmaz bir husus.

Bölgede yaşayan insanların can kaygısı ile büyük tedirginlikler yaşamaları ve çare olarak Türkiye’ye sığınmaya mecbur kalmaları, işin sadece bir tarafı. Kimin kiminle ve nihai olarak neyi amaçlayarak çarpıştığı belli olmayan o bölgede yaşananlarla ilgili söylenebilecek en temel şey, yaşananların ne bizim ve ne de bölge insanının menfaatine olmadığı.

Kesin olan bir başka şey ise, gelişmelerde ciddi roller oynayan yapıların da, aslında gözüktükleri gibi olmadıkları.

Olup bitenler, bölgenin demografik yapısı üzerinde ciddi operasyonların planlandığı ve yapıldığı yönündeki kanaatleri de doğruluyor…

Türkiye kamuoyuna anlatılan masallara bakılırsa, gelişmelerin romantik tarafı daha ağır basıyor gibi. Ancak, işin gerçeği bambaşka. Etnik olarak aynı olsalar da, ideolojik olarak farklı düşünenlere yönelik tavırlar, insan hakları ve demokrasi gibi hususların bölgede pek gündemde olmadığını gösteriyor.

Bu arada bölgedeki gelişmeler konusunda aktif olduğu gözüken ABD önderliğindeki Koalisyon Güçleri’nin ne yapmaya çalıştığı da ayrı bir mesele…

İslam Alemi’nin birçok yerinde Türkiye’deki gelişmelerin hayırla neticelenmesi ile ilgili duaların Ramazan vesilesiyle daha da arttığına dair haberler geliyor…

Bizler de gelişmeleri izlerken, bir yandan da hayır dualarımıza ağırlık vermeliyiz… Malum, Oruçlu ağızlarla yapılan duaların kabul olunma imkanı daha fazladır…

 

Ekrem KızıltaşHaber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL