Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Hem şoför mahalli, hem yirmi beş kuruş...

GİRİŞ 26.03.2016 GÜNCELLEME 28.03.2016 YAZARLAR

Farklı versiyonları da olan bu söz, toplu taşımanın yaygın olmadığı ve insanların genellikle kamyon ya da kamyonetlerde seyahat etmek zorunda kaldığı dönemlerden kalma.  Bir espri olarak ve yerine getirilmesi imkansız talepleri dillendirenlerle alay etmek için kullanılsa da, benzer isteklerle günümüzde de karşılaşıyoruz. 

Mesela ‘terör örgütünün saldırılarına güvenlik güçleri cevap vermesin’ diyor birileri. ‘İlçelerde çukurlar kazıp, barikatlar kuralım ve bombalarla tahkim edelim ve bunun adına da öz yönetim diyelim, ancak zinhar oralara polis ya da asker girmesin’ diye de ilave ediyorlar.

Gerçi konuyu tam olarak böyle aktarmıyorlar. Onlara göre yaşananlar farklı. Terör baronlarından birisine göre mesele şöyle: "Bazıları PKK'nin şehir savaşına başladığını söylüyor. Hayır PKK şehir savaşına henüz başlamış değil. Gençlere, halka yönelen AKP'ye karşı, halk, polislerin mahallelerine girmesini engellemek için masumane bir şekilde hendek kazdı ve panzerlerin geçmesini önledi."

Kandil’den öyle mi gözüküyor diye sormaya gerek yok. Öyle değil ve öyle de gözükmüyor. Ama terör baronları öyle algılanmasını istiyor. Güvenlik güçlerinin, mahallelerin çukur ve barikatlarla yaşanmaz hale getirilmesi üzerine oralara girdiklerini hepimizin bildiği gibi bölgenin gençleri ve halkı da biliyor oysa. Çukur kazılan ve barikat kurulan yerlerde halk değil, teröristler oluyor çünkü. 

Ancak hepimizin herkesin bildiği gerçekleri olduğu gibi anlatmak yerine, nasıl olsa inanan birileri bulunur diye başka türlü dile getiriyorlar. Bunu yapanlar sadece terör baronları olsa, aldırmaz geçersiniz. Ama terör örgütünün tepe yöneticileri yanında, varlıklarını bu örgüte bağlamış siyasetçiler, sözüm ona aydınlar ve medya mensuplarına kadar birçok kişi ciddiyetle tekrarlıyorlvar aynı yalanları.

Meselenin ciddiyetini artıran bir başka husus da, bu koroya yurt dışından katılan gönüllüler. Kendi ülkelerinde telaffuz ettiklerinde akıl hastanesine kapatılacakları kesin birtakım talepleri, dışarıdan destek atışı için kullanıyor onlar da. Örgütün ait oldukları mihrakların temsilcisi olduğunu ve kendileri için çalıştığını biliyorlar çünkü. 

Dışarıdan destek atışları yapanlara: ‘Terör saldırısına maruz kalsanız ya da ülkenizin bazı yerlerinde çukurlar ve barikatlar oluşturulsa bu türden görüşler dile getirebilir misiniz’ şeklinde sorulan soruların ise cevabı yok. Cevap verecek olsalar da, ‘o başka’ diyecekleri, demek zorunda kalacakları kesin. Yani kendi ülkeleri başka, ama ‘Türkiye söz konusu ise aklına geleni söyle’ rahatlığı içindeler. 

Yakın zamanda dile getirilmeye başlanan böylesi akıl dışı talepler bu kadarla kalsa, ‘şoför mahallinde yirmi beş kuruşa seyahat etmeyi istiyorlar’ der, gülüp geçersiniz. Ancak devamını da söylüyorlar: ‘Barış Süreci’ni her ne kadar biz akamete uğrattıysak da, bu konudaki kabahati devlet üstlensin ve son terör saldırıları da yok sayılarak derhal ve tam da bizim istediğimiz gibi bir barış masası kurulsun.’ 

Bunlar terör örgütünün temsilcileri ya da sözcüleri. Doğrudan ya da dolaylı olarak taleplerde bulundukları makam da, devlet güçleri. O kadar da rahatlar ki; Devletin, varlığının temel sebebi olan her türlü faaliyeti tatil etmesini ve terör örgütüne teslim olmasını istiyorlar.

Türkiye’ye boyun eğdirmeyi amaçlayan taleplerin bırakın kabul edilmesini, tartışılmasının bile mümkün olmadığını iyi biliyor olsalar da, ipleri ellerinde bulunduranlar istiyor ve onlar da mecburen bunları söyleyip duruyorlar…

Ekrem Kızıltaş – Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL