Darbelerin gerçek suçlusu, ayağa kalk!
Başka güzel bir gelişme de, ülkemizde gerçekleşen tüm darbe ve darbe girişimlerini araştıracak bir komisyon kurulması için TBMM Başkanlığına sunulan Meclis Araştırma Önergesi.
‘Darbelerin ve muhtıraların Türkiye'de yol açtığı ekonomik, sosyal, hukuki ve siyasi tahribatın bugüne de sirayet eden görünür ve görünmez etkileriyle, toplum ve bireyler üzerinde meydana getirdiği maddi ve manevi zararların ve hak ihlallerinin kapsamlı biçimde araştırılarak, alınması gerekli tedbirlerin tespiti için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını’ talep eden bir önerge, AK Parti Grup başkanvekilleri ve 110 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulmuş.
27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 ve 27 nisan 2007 tarihlerinde demokrasiye karşı gerçekleştirilen hukuk dışı müdahaleleri konu alan bir araştırma önergesi verilmesi, güzel olmasına güzel de…
12 Eylül için sadece Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanacak olması, nasıl bir eksiklik hissi veriyorsa; darbe ve muhtıraların tümüyle alakalı araştırma önergesi neticesinde ulaşılabilecek en uç nokta bile, öylesine bir eksiklik hissi verecek sanki.
Eksiklik dediğimiz de, öyle ufak tefek bir şey değil. İşin esası ile alakalı ciddi bir eksiklik.
27 Mayıs 1960’ın ABD ile bağlantısı, uzun tahliller ve açıklamalar yapmayı gerekli kıldığı için derin bir konu. Ancak, 12 Eylül’le alakalı olarak söylenen ‘Our boys did it’ yani ‘Bizim çocuklar becerdi’ şeklindeki sözün ne ifade ettiğini biliyoruz.
Malum, 12 Eylül sırasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze’ın, Başkan Jimmy Carter’a, darbe haberini “Our boys did it (bizim çocuklar becerdi)” cümlesiyle verdiği rivayet edilmişti.
Konuyu 12 Eylül isimli kitabında yazan M. Ali Birand, Henze tarafından yalanlanınca, söz konusu konuşmanın ses kayıtlarını yayınlamıştı.
28 Şubat’la alakalı olarak da, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher imzasıyla Ankara büyükelçiliğine gönderilmiş olan 15 Ekim 1996 tarihli bir kripto, bilmemiz gereken birçok şeyi bize anlatır mahiyette.
Dönemin Başbakanı Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından açıklanan kripto, “ABD’nin, Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı batıdan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisinde olduğu’ vurgulanıp, şöyle deniliyordu: “Türkiye, birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu gerçekleştirip sürdürmedeki başarımız, bizim milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konudaki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.”
12 Eylül için, zamanın ABD Başkanı Carter ya da Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze ve 28 Şubat için de, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher hakkında suç duyurusunda bulunulsun diyebilmeye imkan yok… Keşke olsaydı, ama yok.
Ancak ‘mecbur kaldıkları’ ya da ‘gördükleri şiddetli lüzum üzerine’ darbe yaptıkları veya muhtıra verdiklerini söyleyen ve her nasılsa hala kuyruklarını dik tutanların; gerçekte hangi sebeple bu işleri yapmış oldukları açık-seçik ortaya konulabilirse, bu da ciddi bir aşamadır.
Kim bilir belki bir gün de, darbe ve muhtıraların gerçek suçlularına ‘ayağa kalk’ denilebilir.
Ekrem Kızıltaş- Haber 7
-
Melih mücahit 13 yıl önce Şikayet EtHelal olsun Ekrem bey,güzel yazı 10 üzerinden 5 haydi otur yerinede dinle.. Sevgili kardeşim,bizim en cesurlarımız asıl suçlu olan gizli sionist cemaatin adını dahi ağzına alamıyorsa,ta Amerikalara kadar gidip de,içimizde yaşayan,bu ülkenin bütün zenginliklerini elinde bulunduran, muaazzam bir medya gücüne sahip olan,Devletin en kilit noktalarını elinde bulunduran azgın,zalim,pervasız ve haksız azınlığın adını bile ağzına alacak cesareti kendinde göremiyorsa, bu işin sonu da fiyasko çıkar,dün internete düşen heronlarla ilgili ses kayıtları,bir ülkeyi olduğu gibi uyandırır,ama inanın şu anda Türkeyi'enin bu hadiseden en az %95 oranında haberi yoktur.Bunun tek sebebi bu adamların medya üstünlüklerinden değil,bizdeki can korkusuda önemli rol oynamaktadır.Kaç kişi çıkıpda küçük de olsa bazı tv. kanallarında bunları millete anlattı. Bu işi birileri takip etmezse,bu dışı Türk içi sionist olanlar bu işinde üstesinden gelirler.Bu konuda bir seferberlik yapılıp,milletce bu işi takip etmeliyiz.Herkez buraya bilgi iletmeli,bu 12 eylül yargılamasından çok daha önemlidir.Beğen
-
Cafer UÇA 13 yıl önce Şikayet Et1-) KAOS, ANARŞİ, TERÖR, MUHTIRA ve DARBELERLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ ODAKLARI. 1953 yılında Nato ya girmemizle beraber, ABD ulusal çıkarlarını korumak için, ilişki kurduğu ülkelerde. Asker veya sivil kuruluşlara sızmak için dost görünüşlü, teşkilatlanmalarla bulunduğu ülkenin çıkarlarına çalışıyormuş gibi durum yaratıp CİA sı yerleşiyor du. Aynı taktik bize de uygulandı ( TSK içersinde Özel Mukavemet Teşkilatı adı altında kontrgerilla teşkilatı kuruldu. Bir kısım subaylarımız Nato eğitimi adı altında ABD de kontrgerilla eğitimli verilmiştir). 950 secimi sonrasında yeni yapılanmadan rahatsız olan ve tekrar iktidar olabilme şansının olmadığını anlayan, Chp İttihat ve terakki zihniyeti kadar ABD ve Avrupa devletlerinin birçoğu da rahatsız olmaya başlamışlar dı. Çünkü 24 Temmuz 1923 LOZAN ANTLAŞMASI SONRASI BAŞLATILAN ANADOLUDA MÜSLÜMAN TÜRK HALKININ ve DEVLETİNİN YENİDEN OLUŞ MAMASI UYGULAMASI, BU YENİ DURUMDA TEHLİKEYE GİRMİŞTİ. İkinci Dünya harbi sonu ABD nin de BÖLGEDEKİ ÇIKARLARINI KORUYABİLMESİ BAKIMINDAN BU ÇOK ÖNEMLİYDİ. 27 Mayıs DARBESİ BUNUN İÇİN YAPILDI.Beğen
-
Cafer UÇA 13 yıl önce Şikayet Et2-) KAOS, ANARŞİ, TERÖR, MUHTIRA ve DARBELERLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ ODAKLARI. CİA nın kontrolündeki kuruluşumuz ÖTM zaman içersinde askeri komuta kademeleri başta olmak üzere ve yüksek bürokrasi yönetim kadrolarına ve bazı siyasi partileri de etkisi altına aldı. 27 Mayıs darbe sonrası derin devlet denilen yeni yapılanmanın aldığı karar gereğince. HALKI HÜKÜMETLERDEN ve SİSTEMDEN BIKTIRIP İSYAN ETTİRİLEREK ORDUYU KURTARICI DURUMUNA GETİREREK, ASKERİ VESAYET SAĞLANACAKTI. Bu arada TSK içindeki Ulusalcı, Kemalist çatışması sonucu kargaşa idamla sonuçlanan darbe girişimleri oluştu. Sonra da oluşturulan kargaşa, anarşi, terör, faili meçhul cinayetler ve darbelerin arkasında ki gerçek bunlardır. Devrimci, sosyalist ve Kemalist parti olan Ckmp 965 Ankara milletvekili, hayatını Kemalist Atatürk ilke ve devrimlerine adamış, Nato eğitimi adı altında ABD de kontrgerilla eğitimi almış, 27 Mayıs darbesi organizatörlerinden. Türkeş in kurduğu, Mhp nin 970 sonrası devreye girmesiyle sokak olayların seyri değişti. Gençlik teşkilatı Ülkücüleri SOKAK EYLEMLERİNE MÜDAHİL OLDU.Beğen
-
Cafer UÇA 13 yıl önce Şikayet Et3-) KAOS, ANARŞİ, TERÖR, MUHTIRA ve DARBELERLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ ODAKLARI. YASAL OLARAK SİYASİ PARTİLER ve GENÇLİK TEŞKİLATLARININ SOKAK EYLEMLERİNE, HER NE AD İLE OLURSA OLSUN KATILMASININ SUÇ ve YASAK OLDUĞU HALDE, ÜSTELİK ÜLKÜCÜLERİN OLAYLARA YÖNLENDİREN ve TEŞFİK EDENLER KİMLERDİ. ABD nin telkinlerine uymayarak 974 Kıbrıs hareketine başlatmamız da çıkartma birliklerimizin adadaki ilk gecesinde iletişimin kesilmiş ve arkasından da Kocatepe gemimizin kendi uçaklarımıza vurdurulması bu kuruluşumuzun marifetidir. Arkasından ABD nin ambargosu ve sokak olayların da iş çığırından çıkmış HALK ORDU KURTAR DEMEYE BAŞLAMIŞTIKİ. 12 Eylül darbesi gerçekleşince TÜRKEŞ ORTADAN KAYBOLDU, ÇÜNKÜ DARBEYİ HANGİ TARAFIN YAPTIĞINDAN EMİN DEĞİLDİ, teminat alınca ortaya çıktı. 970-980 ARASI Sözde devleti ve halkı komünistlerden korumak için mücadele ettiklerini düşünürler ken. ÜLKÜCÜLER HİÇ BEKLEMEDİKLER ŞEKİLDE OLAYLARIN SUÇLUSU DURUMUNA DÜŞÜRÜLÜP. ATATÜRKÇÜLÜK ve KEMALİZM İDEOLOJİSİ UĞRUNA MAALESEF KANDIRILARAK FEDA EDİLDİLMİŞ ve VATAN HAİNLİĞİ SUÇLAMASIYLA SUÇLANMIŞLARDI.Beğen
-
Cafer UÇA 13 yıl önce Şikayet Et4-) KAOS, ANARŞİ, TERÖR, MUHTIRA ve DARBELERLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ ODAKLARI.. 1990 sonrasında ABD yanında İsrail ile de Devlet olarak güdümlerine girdik. BU GÜÇLERİN ORGANİZE ETTİĞİ YAZILI ve GÖRSEL BASININ ve BAZI SİYASİLERİMİZİN DE OLAGAN ÜSTÜ DESTEĞİ İLE. 28 Şubat 997 de TSK ANTİ MÜSLÜMAN REJİMİ RESMEN İLAN ETTİ. Türkeş sağdı ve hiçbir tepki vermedi, sonucu göremeden öldü. ABD ve İSRAİL KENDİ ÇIKARLARINI KORUYABİLMEK İÇİN 28 Şubatın BAŞARILI OLMASINI İSTİYORLARDI. ONUN İÇİNDİRKİ BİN SENE SÜRECEĞİNİ İDDİA EDİYORLARDI. Her türlü ahval ve şartta TSK yı kayıtsız şartsız destek veren, TSK nin siyasi ayağı gibi davranan Milliyetçi ve inançlı görünümlü Mhp nin iktidara taşınması nı gerekli görüyor du. Hemen apo yu SEÇİM ÖNCESİ 16 Şubat 1999 de PAKETLEYİP BİZE VERDİĞİNDE ECEVİT BİLE ŞAŞIRMIŞ NEYİN NEDEN OLDUĞUNU ANLAYAMAMIŞTI. (o günlerin basının bakın) Siyaset gündemi bir anda değişmiş milliyetçiliye dönüştürülmüştü. Seçim sonunda Dsp, Anap ve Mhp koalisyon hükümeti kurarak, İSTENİLENLERİ BAŞARI İLE YERİNE GETİRDİLER ve 2002 ERKEN SEÇİMİNDE TASFİYE OLDULAR.Beğen