22 Temmuz 2011’de Norveç’in başkenti Oslo'da düzenlediği bombalı saldırıda 8, aynı gün Utoeya (Ütöya) Adası’ndaki gençlik kampına düzenlediği silahlı saldırıda da 69, yani toplam olarak 77 kişiyi öldüren, 40 kişiyi de yaralayan cani.

Mahkemesi sürmekte olan Breivik’in sonunun ne olacağı, Norveçliler ve olayı merakla takip eden dünya kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.

Norveç hukuk sistemini bilmeyenler, 77 kişiyi bile isteye öldürdüğünü inkar etmeyen ve daha çok insan öldürmediğine hayıflanıp, ‘bir daha olsa yine yaparım’ diyebilen birisi için muhtemelen 77 defa idam cezası bekliyor olabilirler. Ancak durum öyle değil.

77 defa asmanın ne anlamı var, bir kere asarsın olur biter diye düşünenler de olabilir. Ancak öyle de değil.

Anders Behring Breivik, önce Oslo’da bir bombalı saldırı gerçekleştiriyor ve burada 8 kişi hayatını kaybediyor, birçok kişi de yaralanıyor.  Aynı gün, üzerindeki polis kıyafetiyle Norveç İşçi Partisi Gençlik Kolları tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve o yıl 14-19 yaş arasında 560 gencin katıldığı kampa gelerek; ‘Oslo'da bir saldırı oldu, güvenlik önlemlerini anlatmaya geldim’ diyerek gençlerden bir grubu etrafına topluyor ve ‘hepinizi öldüreceğim’ diyerek, elindeki otomatik tüfekle ateş açmaya başlıyor.

Breivik’in Ütöya Adası’nda, şarkılar söyleyerek ve adeta bir av gibi gerçekleştirdiği saldırıda da, 69 genç hayatını kaybediyor.

Saldırıların ardından yakalanan Breivik, o günden beridir Norveç ve belirli ölçüde de dünya kamuoyunun ilgi odaklarından birisi.

İki ayrı saldırıda 77 kişiyi öldüren ve 40 kişiyi yaralayan Breivik, ‘2. Dünya Savaşı’ndan beri en kapsamlı ve en mükemmel şekilde hazırlanan saldırıyı’ gerçekleştirdiği kanaatinde ve yaptıklarının suç olmadığını düşünüyor.  

Eyleminin sebebi olarak, Avrupa hükümetlerinin göçü ve çokkültürlülüğü teşvik etmelerini gösteren Breivik, verdiği ifadelerin bazılarında, ‘saldırıların, Norveç 'i Müslümanlardan korumak için gerekli olduğu’ tezini de savundu.

Norveç'i çokkültürlülük ve göçe karşı korumak istediğini söyleyen Breivik, göç ve çokkültürlülük olayının kendi saldırılarından bin kat daha barbarca olduğuna inandığını söylüyor ve ilave ediyor: “Bazen küçük bir vahşet büyük bir barbarlıktan iyidir.”

Saldırgan, Ütöya adasındaki İşçi Partisi toplantısının çok kültürlülüğü desteklemesi nedeniyle 'meşru bir hedef' olduğunu da iddia ediyor.

Öldürdüklerinin çoğu gençler olan Breivik’in, yaptıkları dolayısıyla kesinlikle pişman olmadığı, mahkeme sırasında sarf ettiği, ‘bir daha olsa yine yaparım’ şeklindeki sözlerinden belli.

Nisan Ayı ortalarında başlayan mahkemesinin önümüzdeki günlerde sonuçlanması beklenen Breivik’in, sonunda ya akıl hastanesine sevk edileceği, ya da 77 kişiyi bilerek ve isteyerek öldürmekten dolayı 21 yıl, -evet yanlış okumadınız yirmi bir yıl- hapis cezasına mahkum edileceği belirtiliyor.

Breivik akıl hastanesine sevk edilmeyi istemiyor ve bazı doktorlar aksini iddia etseler de, aklının başında olduğunu söylüyormuş. Yani tercihi 21 yıl hapisten yana.

İdam cezasının birçok ülkede kaldırıldığı, birçok ülkede kaldırılma aşamasında olduğu ancak bazı ülkelerin bütün ısrarlara rağmen bu cezayı kaldırmaya yanaşmadıkları, biliniyor.  Norveç, bu cezayı kaldırmış ülkelerden birisi…

Soru şu: Norveç’te, bilerek ve isteyerek birisinin öldürülmesine idam cezası veriliyor olsaydı, Anders Behring Breivik, bomba ile 8 ve sonra da otomatik silahla 69 kişiyi öldürür müydü dersiniz?..

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com