89 yıllık CHP’nin, çözüm önerileri de varmış!
Vaktiyle CHP tarafından gerçekleştirilen ve hemen bütün partililerin arkasında durduğu bazı hususlarla alakalı olarak, ‘bunlar yanlıştı, yapılmamalıydı’ değerlendirmesinde bulunmuş Tekin.
CHP’nin muhtemelen istifasına sebep olan yeni yönetimine iltifatlar yağdıran Gürsel Tekin, bu arada tarihi bir gerçeği(!) de açıklamış ve “28 Şubat sürecinde Deniz Baykal'ın başbakanlık teklifi aldığını ve bu teklifi reddettiğini” ileri sürerek, “28 Şubat döneminde Sayın Baykal isteseydi Başbakan olabilirdi. Ama Baykal reddetti.”demiş.
Baykal’ın 28 Şubat Sürecine niçin destek verdiği ve bu arada Erbakan Hoca’nın demokrasiye destek talebine neden hayır dediği konusuna ise değinmemiş, nedense.
Tekin’in altını çizdiği yanlışlardan birisi, 2007 Nisan Ayı’ndaki Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı oylaması sırasında yaşananlar. Oylamadan sonra Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusu ve o dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, ‘Anayasa Mahkemesi’nden iptal kararı çıkmaması halinde’ olabileceklerle alakalı uyarıları hususunda bir şey söylememekle beraber; "CHP oylama sırasında Meclis'te olmalıydı." demiş Tekin ve ‘27 Nisan bildirisine CHP'nin şiddetle karşı çıkması gerektiğini’ vurgulamayı da ihmal etmemiş.
Yıllardır siyasette olmasına rağmen, İstanbul’da çarşaflı bazı hanımların CHP’ye kaydedilmesi olayı sonrası kamuoyunca tanınır hale gelen Gürsel tekin’in söylediği başka bazı şeyler de var tabii. Bu sebeple olsa gerek, haber ‘Gürsel Tekin’den Çarpıcı Açıklamalar’ başlığı altında yayınlanmış.
2011 Haziran seçimlerinden beri tartışılan tutuklu milletvekilleri meselesinde de dikkat çekici şeyler söylüyor Tekin. Doğru ise, kim oldukları önemli olmasa da, CHP içinden tutuklu kişilerin adaylıklarına itiraz edenler bile olmuş.
Açıklamanın belki de en ilgi çekici tarafı, 12 Eylül Referandumu ile ilgili olanı. Tekin şöyle demiş: “12 Eylül referandumunda CHP'nin bugünkü yönetimi olmuş olsaydı tasarrufu çok daha farklı olurdu. Ben İstanbul il başkanıydım o dönem. Birebir düşüncelerimi parti yönetimi ile paylaşmıştım.”
Şimdi bu sözlerden; kendi söyledikleri kaale alınsaydı, CHP’nin de Anayasa değişiklikleri için evet diyebileceğini mi çıkarmak gerekiyor, bilmiyoruz. Ancak referandumda ‘belki’ seçeneği olmadığına göre, herhalde söylemeye çalıştığı bu. Ancak CHP’nin neden referandumun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gittiğine dair bir izah yok.
“İki sene önceki CHP ile bugün arasında çok farklar var” da demiş Tekin. “Türkiye'nin temel meseleleri ile ilgili geçmişteki gibi değil” imiş CHP, “çözüm önerileri var”mış. Şöyle diyor: “Mesela yeni yönetim anayasa değişikliği, Kürt sorunu, hukuk, darbe dönemleriyle ilgili CHP'nin farkını göstermiştir.”
CHP’nin çözüm önerileri varmış… Çözüm önerileri…
Nerdeyse 90 yıllık bir partinin, nihayet ‘çözüm önerileri’ sahibi olması güzel bir şey!
İsminde halk olsa da, halkla bir türlü barışamayan CHP’nin eksikliklerinin neler olduğunun farkında gibi Tekin. Ancak, oy getirebileceğini bildiği hususlarda atılmasına çalıştığı adımların hemen hepsinin de partisinin yetkili -ya da etkili- organları tarafından engelleniyor olması, oldukça ironik.
‘CHP’den nefret bize dede mirasıdır’ sözü, Süleyman Çobanoğlu’na aitti, yanlış hatırlamıyorsam.
Adı Cumhuriyet Halk Partisi olan bir partiden halk neden nefret etsin ve dahası, bu nefret neden dededen toruna intikal etsin diyesi geliyor insanın.
Ancak insanlar gibi tüzel kişiliklerin de bir kaderi var anlaşılan ve Gürsel Tekin ne yaparsa yapsın, CHP’nin iflah olabilme ihtimali yok gibi gözüküyor…
Ekrem Kızıltaş - Haber 7