Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Hayır vaki olandadır!

GİRİŞ 01.08.2012 GÜNCELLEME 01.08.2012 YAZARLAR

En zor matematik, geometri, fizik, kimya ya da ne bileyim astronomi suallerini bile çözebilmek mümkün olduğuna göre, çözmek için harekete geçtiğinizde devreye girecek değişkenlerin olmayacağı her türlü imtihanın üstesinden gelinmesi mümkündür.

Hayat da böyle olabilseydi, yeni anayasayı çoktan hazırlamış olurduk mesela. Kürt meselesi, işsizlik, cari açık, Alevilerin cem evi sıkıntısı diye bir şey kalmaz, hemencecik halledilirdi. Dahası Suriye bile güllük gülistanlık bir duruma ulaşır, Myanmar’daki baskı ve katliamlar da şıpınişi sona ererdi.

Ama hayat böyle değil... Problemler, siz daha çözmeye niyet ettiğiniz anda şekil değiştirmeye hazır. Eldeki verilere göre attığınız her adımın ardından yeni değişkenlerle karşılaşıyor ve onu hallettiğinizi düşündüğünüzde bir başkası ve daha sonra da diğerleriyle karşılaşıyorsunuz.

Kürt meselesinde işe yarayacağı düşünülen bir adım atıldığında, akla gelen ya da gelmeyen değişkenler devreye giriyor mesela. Ortamın biraz yumuşadığı, dolayısıyla belki silahların susmasının sağlanabileceği düşünüldüğünde, beklenmedik olaylar meydana geliyor ve hadi tekrar başa dönüyoruz.

Daha Arap Baharı başlamadan önce Suriye ile yürütülen görüşmeler, netice olarak konuya taraf olan herkesin memnun olabileceği bir şekilde neticelenebilir ve dolayısıyla Suriye, bugünkü kaosa sürüklenmezdi belki. Ama ah o değişen şartlar. Ya da daha doğrusu birilerinin değiştirdiği şartlar…

Bugün bakıldığında, biraz garip gibi gelse de, Türkiye’nin başlangıçta izlemeyi hedeflediği Suriye politikası, Esed’in bir şekilde yönetimde kalacağı; İran, Rusya ve diğer tarafların beklentilerinin karşılanacağı, Suriyelilerin hayatlarını kaybetmeyeceği, tecridi bir süreci hedef alıyordu muhtemelen...  Ama olmadı.

Bunun olmayışını sadece ülkemizin izlediği dış politika ile izah etmeye çalışmak, işin kolayına kaçmaktır. Çünkü daha baştan Suriye meselesinin gelişme seyri, sadece Türkiye’nin istediği gibi yürüyecek diye bir kural konulmuş olur ki, bu eşyanın tabiatına ters bir durumdur.

Suriye’nin sadece kendisi ya da bölge ülkeleri için değil, çok daha fazla ülke için önem arz ettiği ve onların tamamının şu anda çeşitli şekillerde devrede olduğunun herhalde farkındayız.

Suriye örneğini hemen her türlü meseleye uygulayabiliriz. Gelişmelerin sizin istediğiniz gibi olmasını istemeyenlerin olduğu ve onların da olayları yönlendirmek için ellerinden geleni yaptıklarını, unutmamak gerek.

Meseleleri çözmeye niyet ettiğinizi görüp, bunlarda başarılı olmamanız için de, hemen her şeyi, hiç çekinmeden yapan ve sizin çözüm niyetiyle attığınız adımları engellemeye çalışanlar var… Ve bunlar, engellemeye güçlerinin yetmeyeceği durumlarda da, en azından neticeyi geciktirmek için çalışıp çabalıyorlar.

Anlatmaya çalıştığım şu: Her ne yaparsak yapalım ve netice olarak her ne olursa olsun, bize düşenin her işin hayırlısını dilemek olduğunu biliyoruz. Çoğu zaman, gerçekleşen şeylerde hayır mı yoksa şer mi olduğu konusunda yanılabileceğimizi de, biliyoruz.

Dolayısıyla problemlerin hemencecik hallolmaması, ya da olayların bizim arzu ettiğimiz şekilde neticelenmiyor oluşu, ye’se kapılmamıza sebep olmamalı…

Hayır vaki olandadır ve her ne ki olmuştur, onda hayır vardır…

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL