Trenlerden son vagonları kaldırmak
Bölgemizdeki savaşların, işgallerin, iç çatışmaların ve ülkeler arasındaki sıkıntıların temelinde ağırlıklı olarak petrol ya da doğalgaz, yani enerji meselesi yatıyor.
Petrol ve doğalgaz zenginliklerine sahip ülkelerin kimler tarafından ve nasıl yönetildiği/yönetileceği, bu ülke yönetimlerinin enerji ile ilgili politikalarını nasıl tespit edecekleri, dolayısıyla bu maddelerin çıkarılması, işlenilmesi ve sonrasında da satılmasından elde edilen karların nasıl paylaşılacağı, oldukça önemli bir konu.
Çıkarılmaları ve işlenmeleri zaten yeteri kadar problemken, özellikle de ihtiyaçlarından fazla petrol ve doğalgaz üreten ülkelerin satacakları ürünlerin ihtiyaç duyan ülkelere nakli, bir başka ve belki de en önemli mesele.
Basitçe söylemek gerekirse; dünyanın ihtiyaç duyduğu petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler, bunları canlarının istediği gibi kullanma imkanına sahip değiller.
Tamam, insanın aklına ‘olur mu öyle şey, adamın malı istediği gibi kullanır’ demek geliyor, ama öyle değil…
Petrol ve doğal gazın gerek çıkartılması, gerek işlenmesi ve özellikle de, çıkarıldığı yerden ihtiyaç hisseden ülke ya da bölgelere nakli, oldukça netameli bir konu.
Ülkenizin sınırlarında var olduğunu bildiğiniz petrolü ya da doğalgazı, aklınıza estiği gibi çıkarmak, işlemek, kullanmak ve ihtiyaç duyan birilerine satabilmek, ‘ohooo, yeter ki petrol ya da doğalgaz olsun, gerisi kolay; çıkarır, işler ve isteyene de satarız’ şeklinde söylenebilecek kadar kolay değil yani.
Petrolünüz ya da doğalgazınız var ve çıkarmaya niyet ettiniz diyelim: bu iş için kullanılacak ekipmanları, hemencecik gidip yakındaki bir marketten alabilme şansınız yok.
Öncelikle yerkabuğunu yüzlerce, hatta belki binlerce metre delebilecek özellikte matkaplara ihtiyacınız var. Ve bildiğimiz kadarıyla bunları bulabilmek, daha doğrusu alabilmek öyle pek kolay değil.
Tabii yüzlerce metre derinliğe inmeniz için gereken matkapları bulabilmek de, meseleyi halletmiyor. Gereken başka birçok malzeme var ve söylemeye çalıştığımız gibi bunlara ulaşabilmek, zor bir iş.
Petrolünüz ya da doğalgazınız yüzeye çok yakın değilse, - ki genellikle değildir-, onları çıkarabilecek malzeme arayışı, sizi bu hususta uzmanlaşmış ve sayıları şimdi kaç tane ise artık ‘kız kardeşler’ namıyla tanınan uluslar arası petrol şirketlerinden birisiyle tanışmaya zorlar. Ve onlarla bir kere temas ettiğinizde de, büyük ihtimalle sizi bu işi tek başınıza yapma şansınız olmadığı konusunda ikna ederler.
İkna edilebilmeniz için oldukça ciddi argümanları vardır bu şirketlerin. Ve bunların işe yaramaması durumunda da, ikna edilebilmeniz için kullanabilecekleri başka yolları da rahatlıkla bulabilirler.
Tarih, enerji ile ilgili konularda ikna edilemeyenlerin başlarına gelen ilgi çekici kazaların, ya da daha kestirmeden gidilmesi durumunda, uğradıkları suikastlerin haberleri ile doludur.
Nasıl ki, kazalarda en çok can kaybı onlarda oluyor diye trenlerden son vagonları kaldırabilme şansımız yoksa, problemlerin çoğu onlar sebebiyle çıkıyor diye de, petrol ve doğalgaz kullanmayalım deme şansımız yok, maalesef…
Trenlerin son vagonlarıyla yaşamaya alıştığımız gibi, enerjiye ihtiyaç duyulduğu sürece bununla alakalı problemlere de alışmamız gerekiyor.
Tabii ki, bu problemleri aşabilmek için yol ve yöntemler bulabilme gayretine hiç ara vermeden.
Konunun bölgedeki gelişmelerle ilgisine bir sonraki yazıda değinmemiz gerekecek…
ekremkiziltas@gmail.com