Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Kanlı mı olacak, kansız mı?..

GİRİŞ 07.09.2012 GÜNCELLEME 07.09.2012 YAZARLAR

Burada ülkenin geleceğinin belirlenmesinde yer alacak tarafların güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Bundan sonra ülkenin iç organizasyonu ile ilgili bir kısım adımlar atılabilir..." demiş.

Kansız bir değişim!.. Akan bu kadar kandan sonra… Ancak, yine de Putin’in sözlerini yabana atmamak gerekiyor.

Suriye nerdeyse tam bir kan gölü halinde. Çatışmaların ne zaman ve nasıl duracağı ve bu ülkede bundan sonra neler olup bitebileceği hususunda kimsenin derli toplu bir fikri de yok. Konuyla alakalı yorumların en aklı başında olanları da, dilek ve temennilerden oluşuyor sadece.

Beşşar Esad ve Baas’ın bir an önce yönetimden çekilmesi ve Suriye’de yeni bir rejim kurulması gerektiği kanaatinde olanlar, bunun mutlaka gerçekleşeceğini vurguluyorlar. Esad ve Baas’ın devam etmesi gerektiğini düşünenler de muhaliflerin mutlaka yenileceğine inanıyor ve bunu bekliyorlar.

Suriye ile ilgili temennilerde ortak olan bir taraf da var tabii; akan kanın bir an evvel durması.

Suriye meselesi ile ilgili tartışmalarda, ülkemizde daha önce benzeri pek yaşanmamış bir durum da söz konusu. Uluslar arası meselelerde tam anlamıyla aynı kanaatte olunmasa bile, devlet ya da hükümet politikalarına destek verilmesine şahit olurduk eskilerde. Atılan adımların bazılarına karşı olanlar da, bunu kapalı kapılar ardında dile getirmeyi tercih ederlerdi çoğunlukla. Ya da biraz daha önemli olduğuna inanılan hususlarda çeşitli imalarda bulunulurdu. Oysa şimdi bambaşka bir durumla karşı karşıyayız.

Suriye konusundaki itirazlar oldukça yüksek perdeden dile getirildiği gibi, yürütülen ya da daha vahimi yürütüldüğü düşünülen politikalarla alakalı olarak, belki bir tür ihbar manasına gelebilecek açıklamalar bile yapılıyor.

Hatay’da bulunan kamplarla ilgili olarak muhalefet tarafından yapılan, kamplarda silahlı eğitim verildiği ya da çeşitli şekillerde bu kamplar üzerinden silah aktarıldığı gibisinden bazı açıklamaların başka bir izahı yok.

Hatırı sayılır bir kesim, Türkiye’nin Suriye konusunda yanlışlık yaptığı kanaatinde. Bu kesimin önemlice bir bölümünün, aidiyet ya da ideoloji sebebiyle bu görüşte olduklarını, rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ancak Türkiye’nin Suriye meselesine balıklama bir şekilde daldığı, bu hususta ABD başta olmak üzere batılı ülkelerle beraber hareket ettiği ve dahası kendisinin ya da Suriye halkının değil batılıların menfaatlerini öncelediği;  işin en başında Suriye söz konusu olduğu zaman Rusya, Çin ve hele İran’ın meseleye müdahil olabileceğinin hesaplanmadığı… gibisinden görüşlere sahip olanlar da var.  

Rusya, Çin ve İran’ın Esad’ın hatırı için mi ona arka durdukları ya da haydi İran’ı bir kenara bırakalım ama, emperyalistlerden bahsedilirken Rusya ve Çin’in durumlarının ne olduğu, tartışmalarda pek dile getirilmiyor.

 Hükümet kanadından bu konuyla ilgili yapılan açıklamalar, Suriye konusunda baştan beri her ihtimalin hesaba katıldığı ve uygulamaların da son derece bilinçli bir şekilde yapıldığı şeklinde. Yani konuya balıklama dalınmadığı, batılı ülkelerle beraber hareket etmenin onların menfaatlerini takip etmeyi kapsamadığı ve bütün yapılanların Suriye halkı düşünülerek yapıldığı; tabii ki işin başından beri Rusya, Çin ve İran’ın durumlarının hesaba katıldığı ve buna göre de hemen her ihtimalin düşünüldüğü belirtiliyor.

Suriye ile önceden yürütülen görüşmelerde hedeflenenin tam olarak ne olduğunu, Beşşar Esad’a ne gibi tekliflerin yapıldığını ve neden beklenen neticenin hasıl olmadığını bilmiyoruz. Bunlar muhtemelen birer sır. Gelişmelerin hesaplanan yönde mi yoksa aksi istikamette mi seyretmekte olduğu da, erbabınca malum.

Soru şu: Türkiye’nin Suriye ile yakın zamana kadar sürdürdüğü fazlasıyla iyi münasebetler; bu ülkede gerçekleşeceği düşünülen değişikliklerin, herkesin memnun olacağı bir şekilde; yani Esad’ın ve bu arada Rusya, Çin ve İran’ın da beklentilerini karşılayacak bir şekilde olmasını mı hedefliyordu?..

Putin, aradan bu kadar zaman geçtikten sonra, tarafların bir araya getirilmesinden ve kansız bir değişimden bahsettiğine göre, Rusya ve özellikle de İran, neden vaktiyle böylesi bir çözüme katkıda bulunmak istemediler acaba?..

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL