İzmir’de de hakimler var!
1980’e kadar şöyle-böyle idare edildi ve bundan sonrasında da inişli çıkışlı bir seyir izledi başörtüsü meselesi.
Derken, 28 Şubat süreci geldi çattı. İstanbul’dan başlayan bir yasak dalgası kısa sürede bütün Türkiye’yi etkisi altına aldı. Tüm üniversiteler, eğitim-öğretimi bir kenara bırakıp, başörtülü kız talebeleri okullara sokmama hedefine kilitlenmişlerdi adeta.
Mevzuatta yasak olmadığı, üniversitelerde kılık kıyafetin serbest olduğunu vurgulayan bir kanun olduğu, eğitim-öğretimin anayasal bir hak olduğu ve buna mani olmanın suç olduğu, başörtüsü yasağının devlet-millet kaynaşmasına sekte vuracak yakışıksız bir tavır olduğu ya da aklı selimin bulduğu diğer argümanlar, yasakçıların umurunda bile değildi: Güç onlardaydı artık ve başörtüsünü yasaklamışlardı…
Yasağa doğrudan muhatap olanların sayısı ne kadar olursa olsun, Milletimizin kahir ekseriyeti bu yasak sebebiyle üzüldü, kahroldu. Kadınlarının yüzde 70’i başörtüsü kullanan bir memlekette olacak şey değildi bu yasak, ama oldu.
Yasağa delil olabilecek herhangi bir metnin olmadığını, üniversitelerde kılık kıyafetin kanunen serbest olduğunu, biliniyordu bilinmesine. Ama bu kanunsuz yasağa dur diyebilecek bir merci bulabilmek mümkün değildi. Çünkü kanun namına kanunsuzluk yapılıyordu o zamanlar.
Ve ilk bakışta gülümsüyormuş gibi gözüken birileri, dişlerini gıcırdatarak, sanki Milletin evlatlarından öç alıyormuşçasına, yasağı uygulamayı sürdürüyorlardı.
Anayasa’nın, ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’ şeklindeki 42. Maddesi yürürlükteydi oysa… ‘Yüksek Öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir’ diyen YÖK Kanunu Ek 17. Madde de…
Şimdiki TCK’nın Eğitim ve öğretimin engellenmesi başlıklı 112. Maddesi, mülga Türk Ceza Kanunu’nun 188 Madde 6. Fıkrası olarak, şöyleydi o zamanlar: “Bir kimse, gayrimeşru olarak her türlü eğitim ve öğretim kurumlarına (…) girilmesine veya orada kalınmasına (…) engel olursa yukarıdaki fıkrada gösterilen ceza (iki yıldan dört yıla kadar) ile cezalandırılır.”
Yaşananlar yaşandı, geçenler geçti…
Ve 13 Eylül 2012 tarihi itibariyle bir ilk gerçekleşti: Ege Üniversitesi’nde okuyan başörtülü bir öğrencinin okula girmesini engelleyen Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü, öğrencinin eğitim öğrenim hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle, İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı…
Berlin’de hakimler var sözü oldukça yaygındır; anlaşıldı ki, İzmir’de de hakimler varmış…
Duruşmalarda, ‘YÖK’ün 2008'de rektörlüklere gönderdiği “Başörtülü öğrencilerin derslere alınması" ile ilgili yazının, Danıştay 8. Dairesi tarafından yürütmesinin durdurulduğunu; dolayısıyla mahkeme kararlarını uyguladığını’ söyleyerek kendisini savunuyordu Prof. Dr. Pekünlü.
“Türbanlı öğrencilerin hukuk kararlarına rağmen üniversiteye girmeleri beni rahatsız ediyor. Pek çok öğrencim de bu konudan rahatsız" şeklindeki söz de ona ait.
Pekünlü’nün avukatının yaptığı son savunma ise, ‘anayasa ve AİHM kararları doğrultusunda, türbanlı olarak derse girmenin yasak olduğu, müvekkilinin sadece türbanla üniversiteye derse giren öğrencileri tutanak ile tespit ettiği, bunun suç olmadığı, hiç bir öğrencinin eğitim hakkını engellemediği’ şeklinde.
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Rennan Pekünlü’nün derslere girmesine mani olduğu öğrencilerden birisinin şikayeti üzerine açılan dava sonucunda verilen karar; o yasağı yıllarca, hem de acımasızca uygulayan insanlardan her birisi için verilmesi gereken bir karardır aslında.
Adli mekanizmanın işleyişi ile alakalı sebeplerle, belki Prof. Pekünlü dışındakiler bu cezayla karşılaşmayacak olsalar da, Milletimizin vicdanında çoktan mahkum edilmişlerdir. Gerçek hesaplaşmanın olacağı ve ‘boynuzsuz koyunun, boynuzlu olandan hakkını alacağı gün’de neler olacağını da, sadece Allah (cc) bilir…
ekremkiziltas@gmail.com
-
mehmet özkaya 13 yıl önce Şikayet Etbu çagda bu gerici kafa. çagdaş ve özgürlükcü olması gereken üniversite yöneticileri içlerinde böyle bagnaz yobaz lar çıkıyor.yıllarca bu terimleri müslümanlar için kullanan bu sol görüşlü ateist insanlarne gerçek demokrasiyi içilerine sindirebilmişler nede özgürlügü. hak ettigi cezayı buldu bazılarınada ders olur.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Ceyda Genç 13 yıl önce Şikayet Etmahşere kalmadı. mahşerde hesapların nasıl olsa görüleceği yüreğimize su serper şüphesiz ama yaptıklarının cezasını burda da çekiyor olmaları gerçekten çok sevindirici.Beğen Toplam 1 beğeni