Darbe yapmaya niyetlenmek ve bunun için hazırlanmak oyun değildir yani, hele plan semineri hiç değil…

12 Eylül darbecilerinin avukatlarından birisi, ‘müvekkillerim darbeyi başarmışlardır, dolayısıyla yargılanamazlar' sözünü bunun için söylemişti herhalde. Darbe yapmaya niyetlenir, hazırlıklarınızı yapar, ama sonrasında yapamaz da enselenirseniz, işlerin nereye gideceğini bilemezsiniz. Ama eğer yapmışsanız mesele yoktur, demeye getirmişti…

Balyoz Davası ile ilgili kararlar açıklandıktan sonra şok hali yaşayan birçok insan oldu. Mahkemenin böylesi kararlar verebileceğini belki bekliyor ama yine de yakını ya da taraftarı oldukları kişi ya da kişilere ceza verilmesini bir türlü yakıştıramıyorlardı.

Kendilerinin kesin doğru, karşıtlarının da kesin yanlış olduğuna inanıyorlardı.  Varlıklarının tek amacının da, karşıtlarını bir şekilde yola getirmek ve yola gelme ihtimali olmayanları da pasifize, hatta gerekirse yok etmek olduğunu düşünüyorlardı.

İşin en ilgi çekici tarafı da, tuhaf bir biçimde bunun kendilerinin ve kendileri gibi olanlarının en tabii hakkı olduğunu varsayıyorlardı…

Balyoz Davası adı altında süren yargılamalarda ortaya dökülen bilgi, belge ve konuşma kayıtlarının gösterdiği şey, işte budur.

Yargılama sürecince sanıkların, avukatlarının ve sanık yakınlarının takındığı tavır ve davranışların gösterdiği de…

‘Biz onların masum olduğuna inanıyor ve ceza almamaları gerektiğini düşünüyoruz. Bunun aksine bir durum yaşandığı için, o mahkemeyi mahkeme, verilen kararı da  karar olarak kabul etmiyoruz' tavrıyla karşı karşıyayız.

Eğer Oraj'ı, Çarşaf'ı, Döküm'ü, Sakal'ı, Tırpan'ı ve Testere'si ile Balyoz başarılı olabilseydi, neler olurdu düşünmek bile zor.

Ege Denizi üzerindeki askeri uçuşları mümkün olduğu kadar arttırıp, Yunanlıların bir jetimizi düşürmesini; bu olmazsa, ikili kol uçuşlardan birisinde özel görevli pilotun diğer uçağımızı vurmasını sağlamak. (Oraj)…

Cuma günü olmak kaydıyla Fatih ve Beyazıt camilerinde, birisinde cumanın farzı kılınırken içerde; diğerinde ise namaz vaktine 10 dakika kala şadırvanda bombalar patlatmak, doğacak kargaşayı manipüle etmek ve belki bir tür kalkışma havası oluşturarak, daha vahim olaylara zemin hazırlamak. (Çarşaf)

Türkiye'deki dini grupların lider ve ileri gelenlerine ‘Döküm', gayrimüslim cemaat  önderlerine ‘Sakal', darbe karşıtı akademisyenlere ‘Tırpan' ve darbe karşıtı liberallere yönelik olarak da ‘Testere' isimli eylem planları.

Tutuklanacak kişiler, toplama kamplarına çevrilecek kapalı spor salonları ve stadyumlar…

Her birinin detayları tüyler ürpertici olan bu eylemlerin hedefi, sıkıyönetim ilanını temin etmek, kaos ve kargaşayı daha fazla artırarak zemin oluşturup darbe yapmak ve sonrasında da bir milli mutabakat hükümeti kurdurmak... Haklarını yemeyelim istediklerini tahakkuk ettirdikten bir zaman sonra idareyi sivillere teslim etmek niyetleri de var. Ne de olsa, 12 Eylül'de uygulanan ve başarılı(!) olan Bayrak Planı'ndan epeyce faydalanmışlar…

Her şeyin bütün detaylarıyla, çok sayıda kişiden oluşan sahasında uzman ekiplerin katımıyla ve uzun süren çalışmalar sonucunda hazırlanmış olduğu belli: İsim isim, yer yer, adım adım…

Belli ki Balyoz, Plan Semineri filan değildi. Darbe niyeti ile yola çıkıp hazırlıklar yapmanın, oyun da olmadığı ve ödenmesi gereken ciddi bir faturasının bulunduğu, artık herkes tarafından öğrenildi, şükür…

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com