Un, yağ ve şeker var; yapalım artık şu helvayı!
Bir dükkanın önünden geçerken içeri dalar ve dükkan sahibine, 'un, yağ ve şeker olup olmadığını' sorar. Adam ‘var' cevabını verince de gürler: “O halde ne diye helva yapıp yemiyorsun be adam!”
Güneydoğu, Kürt, Terör… Adını ne koyacak olursak olalım, ortada bir mesele var ve bunun halledilmesi gerektiği açık.
Un, yağ ve şeker var. Helva yapılabilmesi için gereken malzemenin tamamı var gibi gözüküyor yani. Ancak her nedense bir türlü helva yapılamıyor. Eksiklik, helvanın hazırlanması için gereken ocak, kap-kaçak gibi başka şeylerle alakalı belki de.
Değişik isimlerle anmaya alıştığımız meselenin bölgesel geri bırakılmışlıktan başlayıp, hak ve özgürlüklerle alakalı ciddi hususlara kadar devam eden bir dizi sebebi var.
Bu konularda atılan, atılmaya niyet edilen ve mutlaka atılması gerektiğine inanılan adımlar var. Bunların yavaşlığı sürecin uzamasına sebep oluyor gibi gözükse de, bunların yanında işin bir de terör boyutu var ki, en hassas nokta da bu.
Konu ile ilgili iyileştirmelerin PKK'nın eylemleri sonucu mu sağlandığı; yoksa gerektiğine inanılan diğer adımların atılmasını eylemlerin mi engellediği, ‘yumurta-tavuk' meselesinde olduğu gibi karmaşık. Herkes baktığı yerden hüküm verdiği için de dibi bulunamıyor.
Mesele açık: Terörün bitmesi, Güneydoğu'nun bölgesel sıkıntılarının giderilmesi gerekiyor… Ve kendisini Kürt olarak tanımlayan insanların karşı karşıya bulundukları eşitsizliklerin de giderilmesi şart.
Önceliğin bunlardan hangisinde olması gerektiği, içinden çıkılması zor bir mesele. Ancak, bu meselelerin hepsinin halledilmesi gerektiği, açık.
Üniter yapının muhafaza edilmesi gerektiği tezine yapışıp; mesela anadilde eğitim ya da başka bazı temel hakları bu açıdan görmeyi tercih edenler, geniş bir bölgede yaşayan milyonlarca insana haksızlık yaptıklarının farkında bile değiller. Üniter yapıyı asıl tehdit eden, o insanlara yönelik ayrımcılık kokan tavırlar oysa.
Türklük temelinde meseleye baktıklarında, mesela başka ülkelerdeki Türklerin anadilde eğitim ve benzeri hakları için cansiperane çalışırlarken, beraber yaşadığımız insanların taleplerini görmezden, duymazdan gelmenin bir çözüm olmadığını, akıllarına getirmek bile istemiyorlar.
Oysa durum ortada ve yapılması gereken şey, kendimiz için istediğimizi başkası için de istemeyi başarabilmek. Bu başkası dediğimiz de aslında et-kemik gibi bütünleştiğimiz kardeşlerimiz…
Bin yıldır beraber yaşadığımız kardeşlerimizle aramızda problemler olmadığı dönemleri şöyle bir araştırıp, o zaman işlerin nasıl yürüdüğüne bir baksalar, ciddi mesafeler alınacak aslında…
MİT-İmralı görüşmeleri üzerine oluşmaya başlayan olumlu hava, bu tür gelişmelerden rahatsız olacağı kesin olan dış güçler ve içerdeki uzantılarının muhtemel provokasyonları sebebiyle, zaten kırılgan bir durumda.
Çözüm için yürütülen görüşmeleri siyasi mülahazalarla şiddetli bir şekilde reddedenler, akan kanın durmasını nasıl sağlamayı düşündüklerini de açıklamak mecburiyetindedirler.
Tam da un, yağ ve şekerin bulunur gibi olduğu bir durumda, helvanın hazırlanacağı ocağı söndürmeye çalışmak ya da bir fırsatını bulup tavayı aşırmak gibi bir şey bu.
Oysa yapılması gereken: Yapılmaya çalışılan hayırlı işe elden geldiği kadar katkıda bulunmak, eksikleri varsa gidermek ve böylelikle kimlerin bu helvanın hazırlanmasını istemediğini ortaya çıkarıp, onlara mani olmak...
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
-
metin kandaz 12 yıl önce Şikayet Ethelva meselesi. hani zamanında adamın biri maya soruyordu yine buna benzer bir örnekte... aynı şeyi biz tekrarlayalım şimdi ekrem bey... belki o kişiyi hatırlarsınız....Beğen Toplam 5 beğeni
-
turgut1 12 yıl önce Şikayet Etesas mesele türkiyeyi coğrafyadan silip atmak. yaralı aslanın iyileşme ihtimaline karşı bir tedbir..yaralı kurdun iyileşme ihtimaline karşı bir tedbir..dünyada özel istek üzerine değiştirilen dönüştürülen ülkeler içerine türkiyeyi de almak..fakat türkiyenin özel bir konumu var:rusyaya yakın olması..işte bu yakınlık bu sınırdaşlık türkiye üzerinde oynanan oyunların uzamasına,uzatmaları oynamasına müsade ediliyor..biz görmüyoruz,duymuyoruz,işitmiyoruz ve bilmiyoruz rollerine bürünüyoruz..yoksa hepimizde biliyoruz ki ülkede tük ve kürt sorunu yoktur..ülkemiz insanından kiralanmış dış güçlerin planları sorunu var...önce kitapsızlaştırmak sonra birbirlerine kırdırmak ve sonra tepelerine binmek..dünya bir oyun ve eğlenceden ibarettir onlarda dünyayı baki sanıp oynuyorlar işte.Beğen Toplam 5 beğeni