Meselenin kökü, hem derin hem yaygın!..
Birtakım sivri çıkışlar kaale alınmayacak olursa, nerdeyse bir bahar havası yaşanıyor gibiydi. Konu ile ilgili olarak, sürecin kırılgan olduğu ve provokasyonlar başlayabileceği yönündeki uyarıları, Hakkari'de bir saldırı ve hemen ardından Paris'te PKK mensubu üç kadının öldürüldüğü haberi izledi.
Paris'te, sürekli olarak gözlenen ve söylendiği kadarıyla giriş çıkışı şifreli kilitlere kontrol edilen bir mekanda üç kişinin öldürülmüş olarak bulunmalarının, Fransız polisini ilgilendiren yönü ve onların yapacağı çalışmalar, ayrı bir bahis.
Esas konu, Paris'te işlenen cinayetlerle Güneydoğu, Terör ya da Kürt Meselesi olarak bildiğimiz problemin, sadece bildiklerimizden ve zannettiklerimizde ibaret olmadığının bir kez daha net olarak ortaya çıkmış olması.
Türkiye'nin çeşitli sebeplerle kırmızı bültenle aradığı bir ismin, ‘dost ve müttefik ülke' Fransa'nın başkenti Paris'te devletçe bilinen bir mekanda kalabiliyor olması, söz konusu.
Türkiye'nin ciddi şekilde rahatsızlık duyduğu dönemlerde görmezden gelinen bu insanın, tam da pozitif birtakım gelişmeler olmasının beklendiği ve kendisinin de bu gelişmelere katkıda bulunabileceğinin anlaşıldığı günlerde öldürülmesi, dikkat çekici bir durum.
Geçmiş dönemlerde sıklıkla duyduğumuz ‘bu işi bitirmeye çalışanı bitirirler' şeklindeki sözün, sadece ülkemiz için değil, daha geniş bir coğrafya için de geçerli olduğunun göstergesi belki.
Meselenin sadece bu topraklarda yaşayan insanlar ve onların birtakım talepleri ile ilgili olmadığı ve olup bitenlerin arka planında çok daha karmaşık ve içinden çıkılması zor başka saiklerin bulunduğu, böylelikle bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Bölgenin enerji merkezilerine yakın ve enerji nakli açısından olduğu kadar, uyuşturucu üretimi ve yine Afganistan'dan gelen uyuşturucunun Avrupa'ya nakli açısından da kilit önemde oluşunun; oralarda yaşayan insanların karşı karşıya bulundukları sıkıntılarla harmanlanması suretiyle temelleri atılan bir süreç bu.
Sadece bölgede bulunan bazı ülkeler değil, uzak-yakın birçok ülkenin de çeşitli sebeplerle bu işin içerisinde olduklarının artık iyice ortaya çıkmış olması, elimizi çabuk tutmamız gerektiğinin de göstergesi.
MİT-İmralı görüşmeleri ile oluşmaya başlayan bahar havasının, her ne olursa olsun sürdürülmesi ve hayırlı bir neticeye ulaştırılması; bu arada bölgedeki insanlarımızın problemlerinin de mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde çözülmesi, artık kaçınılmaz bir durum.
Yaklaşık 30 yıldır kanayan bu yaranın; verilecek sözlerle değil, atılacak seri adımlarla tedavi edilmesi ve böylelikle kararlılığın gösterilmesi gerekiyor.
İnsanımızın işlerin düzeleceğine inanması ve bunu fiilen yaşamaya başlaması, barış sürecini hızlandırmanın temel esası. Bu adım, aynı zamanda değişik hesapları olanların ve onların kılıcını sallamaya niyetlenebilecek grupların ortaya çıkarılabilmesi açısından da büyük bir öneme sahip.
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com