‘Şaşırmaya' muhtacız; şaşırtın bizi!..
Bireyler olarak yaşadıklarımız neyse de, aynı duyguyu bütün bir toplum olarak da değişik vesilelerle birçok defa yaşamış olmak, daha da beter.
1980 sonrası ülkemizi en çok meşgul eden meselelerden birisi olan terör belasının; bitmeye yüz tuttuğu, kısa süre içerisinde biteceği, artık nerdeyse bittiği… şeklindeki haberlerle ümitlere kapılarak, artık dört bir köşesi rahat ve huzura kavuşmuş bir memlekette yaşayacağımız hayallerini daha bir hevesle kurduğumuz çok dönemler yaşadık…
Hemen her defasında da, bizi bekleyen hayal kırıklığı oldu…
Bu günlerde söz konusu problemi gidermek için atılan birtakım adımlara şahit olduk ve yeniden ümitlendik. Ancak, daha önce ağzımız çok yanmış olduğu için, ihtiyatlı bir ümitlenmeydi bu.
Ve korkulan oldu. Hakkari'de yapılmaya çalışılan saldırı neyse ama Paris'te öldürülen üç kadın PKK'lı, büyüyüp gelişmesi ihtimali olan barış fidanını tehlike ile karşı karşıya bıraktı…
Cinayetlerin, söz konusu kadınlardan çok çözümü vurmayı hedeflediği, yani bir provokasyonla karşı karşıya olunduğu; hemen herkesin ittifak ettiği bir konu. İlk bakışta, herhangi bir problem olmadığı ve çözüme yönelik çabaların bu cinayetler sebebiyle zarar görmediğini söylemek mümkün.
Ancak Paris'te sıkılan mermilerin etkisi, sadece öldürülen kadınlarla sınırlı değil. Esas mesele, cenazelerin Türkiye'ye getirilmesinden sonra yaşanacaklar.
Diyarbakır'da ve öldürülenlerin memleketlerinde düzenlenecek cenaze törenleri, Paris'te o kurşunları atanların hesaplamadıkları bir şey değil muhakkak. Fransızlar tarafından izlendiği kesin olan bir mekanda, üç kadını gözlerini bile kırpmadan öldürebilecek kadar pervasız olanların, Diyarbakır ve diğer şehirlerde yapılacak cenaze törenleri için de, bir düşündükleri vardır büyük ihtimalle…
Paris'te öldürülen üç kadın meselesi; olay kim tarafından ve hangi niyetle gerçekleştirilmiş olursa olsun, çözüm için gayret eden herkes açısından bir imtihan vesilesi olmaya aday artık. Ve sadece cenaze törenleri ile de sınırlı değil bu imtihan.
Cenazelerin defni ile ilgili yapılacaklar bir şekilde kazasız belasız atlatılıp, sürece zarar vermemesi sağlanabilse bile; cinayetlerin kim tarafından ve hangi niyetle işlendiği üzerinden sürecek tartışmaların da başlı başına yeni bir provokasyon ihtimali taşıdığını söylemek, mümkün.
Cenazelerin getirilmesi, Diyarbakır'da düzenlenecek toplu tören ve ardından üç ayrı tören daha… Barış için çalışmaya kararlı olanların işleri zor…
Bizimse bu sefer şaşırmaya, daha doğrusu şaşırarak sevinmeye ihtiyacımız var.
Evet, korktuklarımızla karşılaşmayıp şaşırmaya muhtacız şimdi.
Cenazelerin mümkün olduğu kadar olaysız bir şekilde defnedilmesi, hepimizi şaşırtacak bir husustur mesela.
Cenazeler sonrasında, katilleri yönlendirenlerin ekmeklerine yağ sürecek türden tartışmaların açılmaması da, şaşırtıcı bir gelişme olur; şaşırtıcı ve tabii ki ümit verici.
Şaşırarak ümitlenmemizi sağlayabilecek olanlar da, güvenlik güçleri ve esas olarak da BDP…
Haydi, şaşırtın bizleri; şaşırtın ve ümitlendirin…
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com