Ekrem Kızıltaş
Ekrem Kızıltaş
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Önemine binaen: Yine ekmek meselesi

GİRİŞ 23.01.2013 GÜNCELLEME 23.01.2013 YAZARLAR

Kuzinede, sacda, fırında, tandırda ya da küle gömerek pişirilmiş mis gibi buğday ekmeği…  Hele bir de sıcaksa… Bilen bilir, tadına doyum olmaz!

Gençlerin çoğu için herhangi bir anlamı olmayan yukarıdaki satırlar, özellikle de köy ve kasaba geçmişi olan orta ve yukarı yaşlardaki insanlar için çok şey ifade eder.

Su değirmeni, artık nerdeyse yok gibi. Gariptir; eski buğdaylar, eski unlar ve eski mayalar ve tabii ki eski tatlar da yok.

Zamanla bazı şeylerin değişmesi, normal. Ancak temel ihtiyaçlarımızla alakalı değişmemesi gereken hususlardaki radikal değişiklikler, biraz ürkütücü.

Su değirmeni, elektrikle çalışan ateş değirmeni ya da un fabrikası… Hangisi tarafından imal edilen undan yapılmış olursa olsun, temel gıda maddemiz ekmekte yaşanan değişiklik de öyle.

Oysa tabii olmayan onca şeyi tüketmek mecburiyetinde kaldığımız bir süreçte, hiç değilse ekmekte mümkün olduğu doğal olanı koruyabilseydik, ne iyi olurdu!

Beyaz undan yapılmış ekmeğin en vahim tarafı, sıradanlaşmış olması. Oysa Avrupa ülkelerinde durum tam tersinedir. Nerdeyse bütün Avrupa'da yaygın olarak esmer ekmek tüketilir ve beyaz ekmek istisnadır. 

Türkiye'de istisna olan esmer yani tam buğday ekmeğidir. İlgi çekici olan bir başka husus ise hayat standartları yüksek toplum kesimlerinin, sanılanın aksine daha çok esmer ekmeğe doğru yönelmekte oluşudur.

Sıradan lokantalarda masaya servis edilen ekmekler beyaz iken, fiyatları biraz daha pahalı olanlarında ya beyaz ve esmer ekmek beraber, ya da sadece esmer ekmek sunulur.

Normalde, beyaz unun ve dolayısıyla beyaz undan elde edilen ekmeğin daha fiyatlı olması beklenir. Ancak fabrikalar yoğun bir şekilde beyaz un ürettiklerinden, esmer un daha az üretilir ve dolayısıyla beyaz una nispetle herhalde biraz daha pahalıdır.

Aynı konu üretim aşamasında da kendisini gösterir. Fırınların esas üretimi beyaz ekmektir. Tam buğday, çavdar ve tahıllı ekmek türleri, talep azlığı dolayısıyla, sadece bazı fırınlar tarafından ve az üretilir.

Beyaz undan yapılmış ekmekten, tam buğday ekmeğine geçiş kolay bir süreç değil. Öncelikle damak tadı konusundaki alışkanlıklar var. Bu kadarla kalmayıp, buğday üretiminden başlayıp, ekmekteki katkı maddelerine kadar bir dizi başka mesele ile de uğraşmak gerekiyor. Çünkü yetiştirilen buğday türleri, daha çok beyaz ekmeğe göre düşünülüyor.

Ancak açık olan şu: Beyaz ekmek, özellikle de bizde ciddi bir mesele. Kısa vadede herhangi bir zararı söz konusu olmadığı için de, pek kaale almıyoruz.

Konuyu sıklıkla gündeme getiren bir isim olan Mehmet Şevket Eygi'ye kulak verirsek, meselenin önemi biraz daha kolay anlaşılıyor: “Senelerden beri yazıyorum: Devamlı beyaz ekmek tüketenler uzun vâdeli intihar etmiş olurlar. Ekmek, Allah'ın insanlara en büyük nimeti olup kepeğiyle birlikte tüketilmelidir. Buğdayın ve diğer tahıl maddelerinin en değerli tarafı kepekleridir. Kepeği eleyip hayvanlara yedirmek en hafif tabirle beyinsizliktir.” (21.01.2013, Milli Gazete)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, salı günkü grup toplantısında tam buğday ekmeği meselesine yine değinmiş ve şunları söylemiş: Artık beyaz undan ekmek dönemini de kapatıyoruz. Artık buğdayın orijinalinden üretilen un, kepekli un dediğimiz neyse, bundan ekmeğimizi üretelim. Zira gıda, vitamin orada. Biz bunu bırakıyor, bütün vitamini çıkarıyoruz. Neymiş, beyaz un parlakmış. Buna aldanmayacağız. Batı bunu anladı, bizi geçmiş durumda. İnşallah biz de bu açığı süratle kapatacağız.”

Beyaz undan yapılmış ekmek yemeye devam etmenin, orta ve uzun vadede sağlığımız ve hayat kalitemiz üzerinde çeşitli olumsuz etkileri olduğu ve olacağı, hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği bir husus.

Bu konuda söylenebilecek en anlamlı söz ise belki de şu: Zararın neresinden dönülürse kardır!..

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

YORUMLAR 1
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    bu ekmek ve soğanla hayatı bitiririz desene. inşaat işçilerini düşünün ki bir ekmek ve yanında soğan veya mevsimine göre domates salatatıl öğün yemeği oluyor ve inşaatın yorucu temposuna dayanabiliyorlar/dı...fakat şimdilerde inşaatçıları bu ekmek ve bu soğan işe kaldırmaz..kaldırsa bile evine döndüğünde yatağından kaldırmaz:)))..yani bence kendi penceremden genetiği ile oynanmış ekmeğimiz ve soğanımız bizleri sağlam gen sahibi yapmaz..gerçi çözüm yolları yok değil kimi ginseng der kimi başka roketleyiciler der kimi damara der...der de derler yani..satarlar bi şeyler yine vatandaş ayağa kalkar mı?kalkan da olur kılıçta..her şeyde asıl önemlidir..aslı gibidirler aslı değildir..aslı olmasa kerem yanar mı? nerden nereye değil mi,haklısınız maksat konuşuk olsun.
    Cevapla