İslamcılık; diğerleri ilaç değil!
“Bir zamanlar bu ülkede böyle meselelere gerçekten ‘Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik' penceresinden bakıp gerçekçi çözümler öneren güçlü siyasi akımlar ve onların taraftarları vardı. / Ne oldu onlara?” (Hürriyet, 22 Şubat 2013)
Ortada mutlaka çözülmesi gereken bir problem (Kürt meselesi) var ve Berkan'ın çözüm konusunda işe yarar bir şeyler önerebileceğini düşündüğü çevrelerden çıkan sesler, tatminkar olmaktan uzak. Çözümle alakalı olarak, elle tutulabilecek tek bir formül var ve o da içine sinmiyor.
Yazının hareket noktası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mardin'de yaptığı konuşma. Berkan, şöyle diyor: “Başbakan bu konuşmasında ırkçılığa varan milliyetçiliği eleştirirken İslami referanslarla konuştu, gerek Hazreti Muhammed'in veda hutbesine ve gerekse Kur'an-ı Kerim'e yaptığı göndermelerle ırkçılığı, kafatasçılığı mahkum etti.”
Bu gelişme İsmet Berkan açısından şaşırtıcı bir durum olmalı ki: “Oysa dünyanın her yerinde milliyetçiliğe yönelik en tutarlı ve en sağlam karşı çıkış soldan gelmiştir” dedikten sonra ilave ediyor: “Türkiye'de sivil toplumda ve siyaset alanında, milliyetçiliğin ırkçılığa varan bu hırçın karakterine yönelik yegane eleştirinin İslamcı bakıştan gelmesi, beni biraz tedirgin ediyor doğrusu” diyor.
Soldan beklediği karşı çıkışın adresi olması gereken CHP'den yapılan açıklama, hayal kırıklığı meydana getirmiş olmalı. Irkçılığı reddetse de milliyetçiliği savunur şekilde bir karşı konuşma yapan Kılıçdaroğlu'nun, ‘Atatürk milliyetçiliği' gibi bu devletin ideolojisinin özünü oluşturan doktrine sarılmasını, ‘bizim fikir fakirliğimizin dışa vurumu' olarak yorumluyor.
Sol çevrelerden beklediğini bulamayan Berkan'ın İslamcılık'la alakalı tedirginliği de; Türkçülük ve İslamcılık'ın, ‘yer yer birbirlerinden etkilenip birbirlerine benzemeye başlamış iki fikri akım' oldukları tespiti ile bağlantılı.
“Türkiye bir biçimde milliyetçiliğin en keskin versiyonlarıyla hesaplaşıp onları daha az keskin hale getirmeden Kürt sorununu çözemez, çözebileceği bir noktaya da gelemez” diyen Berkan: “Ama milliyetçiliğin yegane ilacının İslamcılık olduğundan da emin değilim” noktasına geliyor ve yazısını şöyle bitiriyor:
“Bir zamanlar bu ülkede böyle meselelere gerçekten ‘Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik' penceresinden bakıp gerçekçi çözümler öneren güçlü siyasi akımlar ve onların taraftarları vardı. / Ne oldu onlara?”
Berkan'a hatırlatılması gereken öncelikle şu: Bir zamanlar birbirlerine benzeyen fikri akımlar olsalar da, Türkçülük ve İslamcılık özellikle de son dönemlerde kendi kulvarlarını bulmuşlardır.
Bu yolda alınması gereken mesafeler olduğu düşünülse de; tarih, karşı karşıya bulunduğumuz mesele ve başka birçok meselenin, İslam sayesinde zaten olmadıklarının ve eğer bir şekilde ortaya çıkarlarsa da, kolaylıkla halledilebildiklerinin örnekleri ile doludur.
Ve unutmayalım ki, en önemli meselemiz ve diğer bazı meselelerin başlangıcı ile Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik kavramlarının tuhaf bir ilişkileri de söz konusu.
Bugün tartıştığımız birçok mesele ile tanışmamız; biraz da, eskiden ‘Hürriyet-Müsavat-Uhuvvet' şeklinde zikredilen bu kavramlar sebebiyle olmuştu...
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com