Rektör seçiminde Aysun Kayacı mantığı geçerli
GİRİŞ 13.08.2008
GÜNCELLEME 13.08.2008
YAZARLAR
"hizmet alan" konumundaki öğrenciler (ve hastalar) açısından anlatmaya çalıştım.
Bunun üzerine çok sayıda mesaj geldi. Üniversite çalışanları, rektör seçimlerinde yapılan "sınıf" ayrımına ve "elitizme" dikkat çekiyor.
İşte birkaç mesaj:
- "Yazınız bir başka önemli gerçeği belirtmemiş: Rektörü sadece 'öğretim üyeleri' seçiyor. Yani: Yardımcı doçent, doçent ve profesörler. Buna karşılık okutman, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzman arkadaşların oy hakkı yok." (İsmail İ.)
Ara notu 1: Okurumuz ayrıca " oy hakkı olan " kadrolar ile " oy hakkı olmayan " kadroların bazen yemekhanelerine kadar ayrıldığını da belirtiyor.
- "Rektör seçiminde, öğretim görevlisi, uzman, okutman, asistan, araştırma görevlisi, müdürler ve geriye kalan tüm personel; doktorlar,
hemşirelere vs. oy kullanamaz. Yani kısaca üniversitede çalışanların yüzde 10'u oy kullanır. Peki, oy nasıl kullanılır? Oy hakkı olanlar, el yazıları ile bir kâğıda adayın adını ve soyadını yazarlar. Böylece rektör seçilen kişi, o el yazılarından kim kimin adamı tespit edebilir. Gerisi malum." ( Ali A. )
Not notu 2: Dün Prof. Toktamış Ateş'e rastladım. " Gerçekten de elinizle adayın adını mı yazıyorsunuz " diye sordum. Öyleymiş.
- "İdari/mali işlerdeki iktisat mezunu memurların, mediko sosyaldeki doktorların, üniversitede hastane varsa o hastanedeki doktorların, teknisyenlerin, yapı işlerindeki mimarın, inşaat mühendisinin, üniversite genel sekreterinin ve tüm kademelerdeki memurların rektör seçiminde oy kullanma hakkı yoktur." ( Ali E. )
Okurumuz şöyle devam etmiş:
"Durum 'dağdaki çobanla benim oyum bir olabilir mi' diyen Aysun Kayacı'nın mantığına benziyor: Rektör seçimlerinde de ' öğretim üyesi ile idari personelin oyu bir olmaz' mantığı var."
- "Yazınız bir başka önemli gerçeği belirtmemiş: Rektörü sadece 'öğretim üyeleri' seçiyor. Yani: Yardımcı doçent, doçent ve profesörler. Buna karşılık okutman, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzman arkadaşların oy hakkı yok." (İsmail İ.)
Ara notu 1: Okurumuz ayrıca " oy hakkı olan " kadrolar ile " oy hakkı olmayan " kadroların bazen yemekhanelerine kadar ayrıldığını da belirtiyor.
- "Rektör seçiminde, öğretim görevlisi, uzman, okutman, asistan, araştırma görevlisi, müdürler ve geriye kalan tüm personel; doktorlar,
hemşirelere vs. oy kullanamaz. Yani kısaca üniversitede çalışanların yüzde 10'u oy kullanır. Peki, oy nasıl kullanılır? Oy hakkı olanlar, el yazıları ile bir kâğıda adayın adını ve soyadını yazarlar. Böylece rektör seçilen kişi, o el yazılarından kim kimin adamı tespit edebilir. Gerisi malum." ( Ali A. )
Not notu 2: Dün Prof. Toktamış Ateş'e rastladım. " Gerçekten de elinizle adayın adını mı yazıyorsunuz " diye sordum. Öyleymiş.
- "İdari/mali işlerdeki iktisat mezunu memurların, mediko sosyaldeki doktorların, üniversitede hastane varsa o hastanedeki doktorların, teknisyenlerin, yapı işlerindeki mimarın, inşaat mühendisinin, üniversite genel sekreterinin ve tüm kademelerdeki memurların rektör seçiminde oy kullanma hakkı yoktur." ( Ali E. )
Okurumuz şöyle devam etmiş:
"Durum 'dağdaki çobanla benim oyum bir olabilir mi' diyen Aysun Kayacı'nın mantığına benziyor: Rektör seçimlerinde de ' öğretim üyesi ile idari personelin oyu bir olmaz' mantığı var."
İşte durum bu!
Ayrımcı, seçkinci, eşitsizlik üreten bir sisteme var karşımızda.
Dolayısıyla, " Cumhurbaşkanı birinci geleni niye atamadı, bu yapılan demokrasiye aykırı " diye bağırıp çağırmanın bir anlamı yok.
Cumhurbaşkanlarının bazı atamaları anti-demokratik de, sanki rektörün bu biçimde seçilmesi çok mu demokratik?
Bağırıp çağırmak yerine sistemi tekrar ele almak gerekiyor.
Dünkü yazıdan sonra, Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü, siyaset bilimi hocam Prof. Üstün Ergüder'den de mesaj aldım.
Şöyle diyor:
"Rektörün seçimle belirlendiği birçok Avrupa ülkesinde, rektörler genellikle senato veya sınırlı sayıda üyesi olan seçici kurullar tarafından görevlendiriliyor ve bu kurullarda muhakkak öğrenci ve idari personel temsilcileri bulunuyor.
Ayrıca rektör secimi Avrupa'da giderek terk edilen bir sistem: Bildiğim kadarıyla Yunanistan, Türkiye ve İtalya en aykırı örnekler."
Ayrımcı, seçkinci, eşitsizlik üreten bir sisteme var karşımızda.
Dolayısıyla, " Cumhurbaşkanı birinci geleni niye atamadı, bu yapılan demokrasiye aykırı " diye bağırıp çağırmanın bir anlamı yok.
Cumhurbaşkanlarının bazı atamaları anti-demokratik de, sanki rektörün bu biçimde seçilmesi çok mu demokratik?
Bağırıp çağırmak yerine sistemi tekrar ele almak gerekiyor.
Dünkü yazıdan sonra, Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü, siyaset bilimi hocam Prof. Üstün Ergüder'den de mesaj aldım.
Şöyle diyor:
"Rektörün seçimle belirlendiği birçok Avrupa ülkesinde, rektörler genellikle senato veya sınırlı sayıda üyesi olan seçici kurullar tarafından görevlendiriliyor ve bu kurullarda muhakkak öğrenci ve idari personel temsilcileri bulunuyor.
Ayrıca rektör secimi Avrupa'da giderek terk edilen bir sistem: Bildiğim kadarıyla Yunanistan, Türkiye ve İtalya en aykırı örnekler."
Konuyu tartışalım: Senato ya da seçiciler kurulu ya da başka bir model. Neticede bu işleyişi değiştirmek gerek.
Çünkü mevcut sistem mantığı gereği; gerilim, yolsuzluk ve kayırma üretiyor.
Tabii bundan nemalananların var güçleriyle direneceklerini de bilelim.
Unutmadan: Direnirken, " Avantama dokunma " diyemeyecekleri için, " Ata'ma dokunma " diyecekler.
Çünkü mevcut sistem mantığı gereği; gerilim, yolsuzluk ve kayırma üretiyor.
Tabii bundan nemalananların var güçleriyle direneceklerini de bilelim.
Unutmadan: Direnirken, " Avantama dokunma " diyemeyecekleri için, " Ata'ma dokunma " diyecekler.
EMRE AKÖZ - SABAH
emre.akoz@sabah.com.tr
YORUMLAR 18
TÜMÜ
-
mehmet karagöl 17 yıl önce Şikayet EtAysun Kayacı'nın mantığı doğrudur.. Alan el ile, veren el bir olurmu? Ben 24 saat çalışıyorum ama Emre Aköz kadar para kazanmıyorum. Sonuçta ikimizde çalışıyorsak maaşlarımız neden eşit deyil? Hayatında devlete vergi vermemiş birisiyle, hayatı boyunca devlete vergi vermiş insan bir olabilirmi? Eşitlik sadece "oy"damı olmalı? Popülisliktir Emre Aköz'ün yaptığı.Beğen
-
doğrucu davut 17 yıl önce Şikayet Etsen bir harikasın emre aköz.. her yazın büyük bir keyif,her yazın adaletli,her yazın asil.karakterini yazılarına yansıtıyorsun.helal olsun seni doğuran anaya.Beğen
-
fikri enges 17 yıl önce Şikayet Etçıstaklı. bazı elit kesim işlerine geldiği zaman demokrasi derler ama işlerine gelmediği zaman başkası seçimlerde % 90 oy alsada herşey oy değil diyerek demokrasiye karşı çıkarlar ama yaklaşık 30 yıldır doğru olan rektör atamaları 2008 yılında olunca yanlış oluyur koltuklar altlarından gidince ortalığı velvereye veriyorlar yemezler onlar zannettilerki o koltuklar onlara babalarından miras kaldı.Artık sizin istediğiniz gibi at koşturma devri inşaallah bitti,artık o koltuklara HAK edenler otursun saygılar...Beğen
-
AHMET YILDIZ 17 yıl önce Şikayet EtDOGRU SÖZ. sn aköz kalemine dökülen fikirlerine ,dolayısiyle size saglık: nereden bulusunuz böyle güzel sözleri de yazıya dökersiniz bizlerin duygu ve düşüncelerine nede güzel tercüman oluyorsunuz.tekrar tekrar yüreginize saglik.Beğen
-
ALİ ÜNLÜER 17 yıl önce Şikayet EtDARBE REJİMİ İŞTE BÖYLE BİRŞEY. Darbe rejimi felsefesiyle işleyen kurumlardan başka bir şey beklemek aptallık olur.Sistemin kendisi yanlış.İş böyle oluncada adamcılık,kayırmacılık,ast üst hiyerarşisinin olması kaçınılmazdır.Birtek yanaşık düzen ve iştima eksik kalıyor.Sonrada kalkıp buralara ülkemizin en üst düzey eğitim camiası diyoruz.Bütün çözümleri buluş ve icatları yeni projeleri bu kurumdan beklemek yine aptallık olacaktırBeğen