Emre Aköz
Emre Aköz
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Kim bu iç düşman?

GİRİŞ 29.08.2008 GÜNCELLEME 29.08.2008 YAZARLAR

Yazının başlığı "Yeni Bir Entelektüel Rakip: Genelkurmay" idi. (3 Ekim 2007)
Niye 'entelektüel'?
Çünkü iki komutan da konuşmalarını; Habermas, Karl Popper, Francis Fukuyama gibi Batılı düşünürlerden yaptıkları alıntılarla bezemişti.
Niye 'rakip'?
Çünkü aynı düşünür ve kavramlardan yararlanarak, bambaşka yorumlar yapmak mümkün.
Org. Başbuğ'un atıfta bulunduğu ve hesaplaşmaya çalıştığı "postmodernizm" kavramı dikkat çekiciydi.

Meğer o çaba geçici değilmiş.
Yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Işık Koşaner de, görevi devralırken yaptığı konuşmada aynı kavrama gönderme yaptı.
Üstelik eleştiri dozu iyice artmıştı. Org. Koşaner bir 'postmodern tabaka'dan söz ediyordu:
"Küresel güçler tarafından kurgulanan ve ülke içi medya, bazı akademik ve sermaye çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine yuvalanan postmodern bir tabakanın oluşturduğu propaganda ve etki ağı; ulusal birlik, ulusal değerler ve güvenlik parametrelerinin zayıflatılması ve çözülmesi yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler."
Ciddi biçimde tartışılması gereken bu konuyu daha sonra da ele alırız. Şimdilik şöyle noktalayalım:
Askeriye her meseleye 'güvenlik' açısından yaklaştığı için, sürekli 'dost ve düşman' ayrımı yapıyor.
Bu ayrım, mantığı gereği, ' dost' ve ' düşman' tanımına varıyor.
Böylece, ekonomik ve toplumsal süreçlerin etkisiyle ortaya çıkan 'yeni fikirlere, yeni değerlere sahip yeni gruplar' kendilerini 'iç düşman' tanımının içinde buluveriyor.
Bence adil bir değerlendirme değil bu!
****************

Bir kez daha: Aziz Yıldırım

Fenerbahçe-Partizan maçının devre arasında, gazeteci Cengiz Çandar ile statta konuşuyoruz. "Aziz Yıldırım futbol bilgisinin yetersiz olduğunu iddia ediyorsun ya; yanılıyorsun" dedi, "Başkan, dünya futbolunu günü gününe takip eder. Ben onun gibisini az gördüm."
Sanırım demek istediğimi biraz daha açmam gerekiyor.
Ben "bilmek" derken elbette "malumat sahibi olmayı" kastetmiyorum. Aziz Başkan'ın bu konudaki birikimini tartışmıyorum. Konu o değil.
İşin içine 'insan' girdi mi, 'teori ile pratik', 'bilgi ile uygulama' arasında bir boşluk oluşur. İşte anlatmaya çalıştığım tam da bu.
Mesela Anelka'yı transfer etmek iyi para kazandırdı. Ayrıca F.Bahçe'nin adını, Avrupa'da duyurarak kulübün prestijini artırdı.
Ama Anelka aynı düzeyde katkıyı maçlarda yapmadı işte. Tersine, takımdaki uyumu zedeledi. 'Gitsin' diye dört gözleyen Fenerli çoktu.
Ya bugün? Eğer Semih ile Güiza'yı birlikte oynatarak Şampiyonlar Ligi canavarlarıyla cenk etmek istiyorsan; Alex'in yamacında çok koşan, dayanıklı ve kanatları da kullanabilen üç orta saha oyuncusu olmalı.
Hani, neredeler?
'Tek adam' Aziz Yıldırım'ın futbol bilgisi ya da o bilgiyi uygulama becerisi yeterli olsaydı, F.Bahçe'ye gönül verenler, Partizan maçı öncesi "Ya elenirsek" tedirginliği duymazdı. Değil mi?
'ın
EMRE AKÖZ - SABAH

YORUMLAR 2
  • baybars can 17 yıl önce Şikayet Et
    hep aynı nakarat.(boş gereksiz ve etkisini yitirmiş bir söylem). aynı nakaratı tekrar etmiş bizim paşa zadeler,şunu belirtmeliyizki,suçladıkları insanlar tam tersi birleştirici adil bir yaşam için çalışıyor,ama bu tepkiyi gösterenler,12 eylülde bu lkenin çocuklarını birbirine kırdırıp darbe yapanlar bu ülkenin çocuklarına işkenceler yaparak teröristleştirenlerin kim olduğunu bu halk iyibilir,başbakanı asılan bu halk iyibilir,bin yıllık tarihini haçlıca ezenleri iyibilir,kimin bölücü olduğunu iyibilir,ulusçuluk denen menetid 19.yy.oligarşisinin ideolojisi olduğunuda bilir
    Cevapla
  • salih şahin 17 yıl önce Şikayet Et
    bu asker beyfendilere göre müslüman türk halkı her daim iç düşman. bunlara çağdaş batı dış dost,milli kültüre düşman herkes de iç dost.
    Cevapla