Yıldönümü kutlamayı ne zaman öğrendik?
Mutlu yıllar diyerek başlayalım...
Dünkü yazıyı bir soruyla bitirmiştim:
"Yıldönümü kutlama adeti, bu topraklarda ne zaman başladı?" İşte bir örnek... 1893'te ABD'nin Chicago kentinde, büyük bir Dünya Fuarı düzenlenmişti. Bu fuara Osmanlı İmparatorluğu da katılıyordu.
Sergi yönetimi katılımcılardan ulusal bayramlarına özel bir gün ayırmalarını istemişti.
Ülkeler simgesel de olsa, ulusal günlerini kutlayacaklardı.
Osmanlı temsilcileri hemen İstanbul'a, Padişah II. Abdülhamit'e mektup yazdılar: "Ulusal bayramımız ne zaman?..
Bunu ne şekilde kutlayalım?"
Cevap şöyleydi: "Osmanlı Ulusal Bayramı, padişahımızın tahta çıktığı gündür."
***
II. Abdülhamit'in cülus günü olan 31 Ağustos, Osmanlı pavyonunda (İstanbul'dan gelen talimat uyarınca) havagazı lambalarıyla ışıklandırılmış "Padişahım Çok Yaşa!" yazısıyla... Mızıka-ı Hümayun'un seslendirdiği Hamidiye Marşı'yla ve havai fişeklerle kutlandı.
Ayrıca sergiye katılan diğer devletlerin temsilcilerine büyük bir ziyafet verildi.
Osmanlı bu kutlamayı o kadar çok önemsemişti ki bayrakların, flamaların yanı sıra, yanlış çalınmasın diye Hamidiye Marşı'nın notaları dahi İstanbul'dan gönderilmişti.
Temel kaygı, kutlamanın "Devlet-i Aliye'nin şanına uygun olması ve diğer devletlerden geri
kalınmaması"ydı.
***
Tabii ki her toplumda, belli aralıklarla tekrarlanan, din kökenli yıldönümleri vardır.
Peki ya "seküler" olanlar?
Osmanlı din-dışı yıldönümü kutlaması fikriyle, bir devlet olarak 19'uncu yüzyılda tanıştı.
Aslında II. Mahmut'un son yıllarından beri böyle bir kutlama vardı. Ancak "ulusal bayram havası" yoktu. Tahta çıkış günlerinde, sadece devlet ricali, gösterişsiz bir törenle bir araya geliyordu.
Chicago örneğinde olduğu gibi, çeşitli gerekler Osmanlı yönetimini "sosyal icatlar" yapmaya zorluyordu.
Sonuçta, 31 Ağustos günü, ulusal bayram "gibi" kutlanmaya başlandı. Sadece Chicago'da değil, İstanbul'da ve diğer Osmanlı kentlerinde de!
***
Yeni tip kutlamanın esası, olayın bürokrasinin sınırlarını aşıp, halka da mal olmasıydı.
Önceleri, halkın önemli bir günden haberi, devlet binalarının ışıklandırılmasıyla oluyordu.
Hatta halkın bunlara katılması istenmiyordu.
Örneğin 1838'de, padişaha bağlılığını göstermek için, ev ve bahçelerini armalarla, tuğralarla süsleyen sıradan insanlara, "usule aykırı" denilerek müdahale edilmişti.
Cülus yıldönümlerinde sadece camilerde kandil yakılmasına izin vardı. Yani tahta çıkışa, dini bir ton veriliyordu.
Saltanatın dini değerler ve askerler haricinde, toplumca da desteklenmesi, ancak 19. yüzyıl ortalarında serpilmeye başlayan bir fikirdi Osmanlı için.
Böylece kutlamalardan uzak tutulmuş olan halk devreye sokulmuştu.
İlginçtir, bunu en yoğun biçimde yapan da, I. Meşrutiyet'e son veren II. Abdülhamit'ti.
Tek nedeni, "Batılılaşma" değildi elbette bunun. Yönetim, işyerlerini ve okulları tatil ederek, basın üstündeki vergiyi bir süreliğine kaldırarak, özel pullar basarak, fener alayları, havai fişek gösterileri, sünnet düğünleri düzenleyerek halktan da destek almaya çalışıyordu.
-
Fatih Aydemir 14 yıl önce Şikayet Etsöz bizde.... şapkacı beyfendi osmanlı ulusunu bir günde cahil etti latin alfabesi ile miladi takvimle de iyice kültürümüzden yozlaştık yıl başı kutlamak müslümanın haddine değildir... saygılar.Beğen
-
Hakkı kaldırır 14 yıl önce Şikayet Etarşiv. 1. ocak 1950 tarihli hürriyet gazetesinin ilk sayfasını okuyun, arşivi var, ok şaşırcaksınız.Beğen
-
tuncay tezel 14 yıl önce Şikayet EtMAKUL, GÜZEL OLAN HER ŞEYİ ALIRIZ KULLANIRIZ. Bunda bir mahzur yok.Beğen
-
mustafa bulut 14 yıl önce Şikayet Etyine. aynı olsun başbakan hükümeti kurunca kutlamalar yapılsın gidinceye kadarBeğen
-
Ahmet Gül 14 yıl önce Şikayet EtKendi kültürümüze ait neyimiz kaldi ?. Güneri civaoglu show tv de yapilan { varmi böyle dans} kültürünü agzinin sulari aka aka anlatirken onun türklügünden utandim, malesef bu gibileri kendilerini türk görmekten utananlardan olsalar gerek . Bilmiyorum? civaoglu türklügün bir seyini ögdümü acaba .aynen star tvde evlendirme kanalinda bütün seyircilere noel baba sapkasi giydirmisler oysaki yilbasinin noel babyla hic alakasi yok,bazi kendini bilmezler tarafindan 10 yil sonra noel bayraminida kutlayacagimizi tahmin ediyorum, utanalim ya.Beğen