Üfle üfle de serinleyelim
İpine tutundukları için balonla birlikte onlar da uçarlar, havalanırlar, ayakları yerden kesilir. Göklerde süzülürler.
Oysa reklamcılıkta şaşmaz bir kural vardır: Bir ayağınla uçabildiğin kadar uç ama öbür ayağın asla yerden kesilmeyecek!...
Yani, "koalisyon olabilir" falan diye sallamak daha bir kurnaz işidir. Karta kaçmış profesyonel hokkabazlar daima böyle yolları seçerler. Yılların tecrübesiyle temkinlidirler, çok açılmazlar. Bulanık konuşmayı tercih ederler. Kendilerine daima bir kaçış yolu, bir çıkış kapısı bırakırlar.
Öteki, karikatürlük sayılır.
Belediye seçiminde çok uçurmuşlardı bu "seçimi yaptırmayabilirler" balonunu, şimdi yeniden şişirmişler.
İstanbul ve Ankara'da önde görünen AKP, herhalde kafayı yemişti, belediye seçimini yaptırmayabilirdi! Öyle diyorlardı.
Çünkü İstanbul'da arslanlar arslanı Mustafa Sarıgül kazanacaktı ya, Ankara'da da, adı neydi onun, MHP'den ödünç alınmış, hani Kılıçdaroğlu'nun ona oy toplamak için utanmadan eliyle bozkurt işareti yaptığı adam...
Evet ya, Kılıçdaroğlu bunu da yaptı, hatırladınız mı Taksim'de polisle güreş tutan sol pehlivanlar?
Bu tür baloncuların en büyük özelliklerinden biri de, madara oldukları anda hemen üfürdüklerini unutuvermeleridir. Sanki o saçmalığı yumurtlayan onlar değillerdir.
8 Haziran sabahı gene unutacaklar. Bir özür bile dilemeyecekler.
Bazı kişilerin ar damarı sonradan çatlar, oysa belli bir insan çeşidini yaratırken Allah o damarı hiç koymamıştır. Bunlarda yüz surat mahkeme duvarıdır.
Seçimi mutlaka yeniden kazanacağı çok belli olan iktidar, kendi ayağına kurşun sıkacak, o seçimi yaptırmayacak!.... Yaptırmamak için çeşitli yollar deneyecek...
Bu, mantık falan da değil, en sakil bir enayi kerizleme tezgâhıdır.
Dengir Mir Mehmet Fırat diye bir adam var, dün o partiden, bugün bu partiden, yarın şu partiden ama ne olursa olsun mutlaka Ankara'da yeri hazır politika esnafından...
Demiş ki: "AKP seçimi erteletmek için Suriye'ye savaş ilan edebilir!"
