Aydın Bey'i anladık, hagaragort derken Hilton tepelerine deniz manzaralı site inşaatı yapacak da, Demirören ne yapacak? Daha fazla gaz tüpü mü satacak, oğluna futbol topu mu alacak?

Gerçek şu ki, Sayın Demirören kendi parasıyla edindiği bu kötü mirastan ve yanlış tercihinin sonuçlarından bir türlü kurtulamıyor. Başına dert aldığı gazetelerdeki postalcı dinozorları temizlese, onların gedikli müşterisi olan emekli memur okuyucu kaçacak, zaten düşük olan tiraj başaşağı gidecek.

Seçimden sonra birini kapatıp ötekini satıp kurtulmayı düşünüyormuş, öyle diyorlar...

Dinozorlar da oturdukları yerden türlü çeşitli koalisyon formülleri yumurtluyorlar: AKP-CHP, yok efendim AKP-HDP, hayır hayır CHP-MHP-HDP, isterseniz AKP-MHP-HDP... En iyisi büyük koalisyon, AKPCHP-

MHP-HDP... Başka parti bulursan suyundan da koy...

Ne olursa olsun, zayıf koalisyonda "iş gördüreceğimiz" bir adamımız da bulunsun!

Bunların Hüsamettin'i vardı bir zamanlar... Hani şu Ecevit'i sımsıkı sarmaya almış Hüsamettin... Ondan geçmeden iş bitirilemiyordu. Ecevit iyice "kaymış", ne dediği anlaşılmaz hale gelmişti. "Anılsallık nodulları" falan gibi saçmasapan laflar ediyordu. Hüsamettin partinin, hükümetin ve devletin iplerini eline geçirmişti.

O sıralar çalıştığım muhalif gazetede bile bana "aman Hüsamettin'e çatma, onu karıştırma" diyorlardı. Korkuyorlardı. İşte gene öyle bir koalisyon istiyor şimdiki muhalif basın.

Hay hay, Birinci Milli Cephe mi olsun, İkinci Milli Cephe mi? Birinci MC, ikinci MC, üçüncü çinko, tombala?

Yoksa "ortaya karışık" mı yaptıralım? Everything but little little, right at the middle!

Dana koyun karışık yaptırıp iki defa çektirsek?

Olmuşken İsrail'deki gibi olsun bari: Yeni İsrail hükümetinde tam beş parti var. İktidar havada kaldı.

Çünkü, "Filistinliler'e kırk satır vuralım" diyenlerle "hayır efendim, kırk katıra bağlayalım" diyenler yenişemediler.

Yazının devamını okumak için TIKLAYIN...