Engin Ardıç
Engin Ardıç
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Gerisi teferruat

GİRİŞ 18.09.2016 GÜNCELLEME 18.09.2016 YAZARLAR

Milli hastalıklarımızdan biridir:
Atatürk'e demeç uydurmak.
İkinci hastalığımız da, gerçek olsun uydurma olsun, onun her sözünde keramet aramak.
Çünkü Atatürk'ü peygamber gibi algılıyorlar ve hadis-i şerif uydurur gibi söylev ve demeç uyduruyorlar...
Birçok "sahte hadis" olduğunu biliyoruz.
Büyük bir günahtır.
Ama tarih boyunca birçok gayretkeş Müslüman bu haltı yemekten utanmamıştır.
Atatürk'e söz uydurmak günah değil, hazin ve gülünç bir densizliktir. Ama birçok Kemalist de bu haltı yemiştir.
Altmışlı yıllarda çok tartışılmıştı, güya Atatürk bir kitabın kıyısına şunu yazmış:
"Şurası muhakkaktır ki Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir, her görüldüğü yerde ezilmelidir." 
Rahmetli Çetin Altan yemedi içmedi İsveç Grafoloji Enstitüsü'ne başvurdu, o elyazısınınAtatürk'e ait olmadığı, taklit edildiği kanıtlandı!
Atatürk komünizmi ezmemiş miydi?
İnönü'nün ezmesine izin vermişti. Fakat böyle "altmışlı yılların altın dişli taşra politikacısıkokan" laflar da etmezdi, deseydi komünizm derdi, "komünistlik" demezdi...
Şimdi Taha Akyol yazıyor, 1936'da "bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır" diyesiymiş... Akyol bunun uydurma olduğunu açıkladı.
Evet, sözler sanki "Gravity" filmini seyretmiş birinin sözleri!
"Bunun için iki bin yılını beklemeye hacet kalmayacaktır" da diyesiymiş ki, on altı yıl geçti henüz gezegenlere ulaşamadık.
Eee, yani şimdi Atatürk yanılmış mı oldu?
İçine üç-beş Osmanlıca kelime kat, "tahakkuk", "hacet" falan gibi, bir de "teferruat"lı bir laf uydur vatan millet aşkıyla, salla gitsin.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

YORUMLAR 1
  • Ruhi 9 yıl önce Şikayet Et
    :) Yani...
    Cevapla