Türkiye, uzun bir süredir niteliksiz, yoğun ve düzensiz bir göç dalgası altında. Bu vasıfsız ve düzensiz göç dalgası, Türkiye'de reel sektörün nitelikli personel ihtiyacını karşılamadığı gibi, Türkiye'ye altyapı, barınma, ulaştırma, eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik, iç güvenlik ve birçok diğer alanda artan maliyetler yüklüyor. Bazı şehirlerin demografisi tehdit altında bulunuyor.

Halbuki dünyada birçok ülke nitelikli göç, nitelikli işgücü için birbiriyle yarışıyor. Zaten bu nedenle, Türkiye'nin öz nitelikli işgücü de cazip imkan sunan ülkelere yöneliyor.

Yabancılara yönelik çalışma yasaları, düne kadar çok katı olan Almanya dahi, giderek büyüyen nitelikli işgücü açığı nedeniyle yasalarını yumuşatıyor. Birkaç sene önce yürürlüğe giren nitelikli işgücü yasası, Almanya'da çalışmak isteyen vasıflı işgücüne önemli kolaylıklar sunuyor. Hatta bunun da yetmediği görülünce, şimdi yeni bir düzenleme ile nitelikli işgücünden belli bir süre gelir vergisi bile alınmaması tartışılıyor.

ABD ise, malum, yıllardır nitelikli göç ile ekonomisini büyüten bir ülke. ABD'de kurulan başarılı startup girişimlerinin önemli bir bölümü ABD doğumlu olmayan, başka ülkelerde doğup ABD'ye gelen göçmenler tarafından kuruldu. ABD'de 1997-2019 yılları arasında kurulan, değeri en az 1 milyar dolara ulaşan ve bu değerin üzerinde olan milyar dolarlık startupların kurucularının yüzde 44'ü, başka bir ülkede doğup ABD'de girişimlerini kuran göçmenler.

Sonuç olarak, niteliksiz ve düzensiz göç eğer yönetilmezse bir ülkeyi zor duruma sokabilir; iyi yönetilen nitelikli bir göç ise abad edebilir.