Fenerbahçe, zorlu Trabzonspor deplasmanında Sofyan Ambrabat’ın 90 art 12. dakikada attığı golle 3-2 kazanarak zirve yolunda çok kritik bir galibiyet elde etti.

Süper Lig’de bu kadar da olmaz dediğimiz kötü hakem performansları ne yazık ki her geçen haftayı mumla aratıyor. Önceki hafta Galatasaray – Beşiktaş derbisindeki Arda Kardeşler’in skandal yönetimi hala gündemdeki yerini korurken ligde haftanın maçı olan Trabzonspor – Fenerbahçe karşılaşmasını yöneten Oğuzhan Çakır ve VAR’da görevli Atilla Karaoğlan’ın “kötü” performansları maalesef yine futbolun öne geçti. Beşiktaş’ın puan kaybettiği Galatasaray’ın BAY geçtiği haftada Fenerbahçe’nin Trabzonspor karşısında alacağı galibiyet 3 puandan da fazlası demekti. Trabzonspor ise kötü gidişatı Şenol Güneş’le durdurmak istiyor ancak saha sonuçları bir türlü taraftarları ve camiayı mutlu etmiyordu. Böyle kritik bir maçta iki takımın da tek amacı sahadan galibiyetle ayrılmaktı.

Maça, Trabzonspor istekli başladı. İlk 15 dakikada çok sayıda fırsat yakalayan bordo-mavililer kimi zaman Livakoviç’i geçemezken kimi zaman da topu ağlarla buluşturamadı. Daha sonra toparlanan Fenerbahçe oyuna dengeyi getirdi ve bu kez etkili ataklarla rakip ceza sahasında gol arayan taraf oldu. Ancak maçın 38. dakikasında Trabzonspor’un Okay Yokuşlu ile bulduğu golden önce hakem Oğuzhan Çakır’ın çaldığı faul düdüğü bana göre maçın da kırılma anı oldu. Nedeni ise bu pozisyondan sonra hakemin artık hiçbir pozisyonda sağlıklı karar verememesi ve buna VAR’ın da ayak uydurmasıydı. Bundan sonraki tüm kararlar objektiflikten uzak ve adeta maçı dengelemeye yönelikti.

Fred’in attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde kapatan Fenerbahçe ikinci yarıya da etkili başlayan taraftı. Önce Saint Maximin’in ardından Syzmanski’nin vuruşlarında Uğurcan Çakır gole izin vermedi. Ancak 54. dakikada Okay ve Djiku’nun pozisyonunda VAR devreye girerek hakemi izlemeye çağırdı. Fenerbahçe kenar yönetiminin ve futbolcuların yoğun itirazlarına karşın hakem Oğuzhan Çakır beyaz noktayı gösterdi. Pozisyonda sakatlanan Djiku oyuna devam edemedi. Bu kez dakikalar 64’ü gösterdiğinde hakem yine VAR tavsiyesiyle Trabzonspor lehine bir penaltı kararı daha verdi. Bu kez pozisyon biraz daha netti. Çağlar’ın Banza’ya müdahalesi tartışmaya yer bırakmıyordu. Banza attığı iki penaltı golüyle Trabzonspor’u öne geçiriyordu. Bu golden sadece 8 dakika sonra bu kez Fenerbahçe Edin Dzeko ile beraberliği yakalarken bu kez Trabzonsporlu futbolcular golden önce faul olduğu gerekçesiyle hakeme itirazda bulunuyorlardı. Kötü hakem performansıyla saha içinde futboldan çok yanlış kararlar konuşulurken maçın en önemli anlarından biri 90 artı 3. dakikada yaşanıyordu. Fenerbahçeli Amrabat topa müdahale ettiği bir pozisyonda hakemin kararına sert tepki göstererek düdükten sonra, önce topu dışarıya atıyor ardından da hakemin üzerine yürüyordu. Oğuzhan Çakır bu tepkiler sonucunda Faslı oyuncuyu sarı kartla cezalandırırken Ambrabat’ın isyanı performansına yansıyordu. Geride kalan dakikalarda adeta tek başına isyan bayrağını açan ve neredeyse her pozisyonun içinde yer alan Amrabat hırsının, maç boyunca gösterdiği enerjinin ve maçın son bölümlerindeki isyanının mükafatını 90 artı 12. dakikada attığı golle alıyordu. Maç sonunda saha içinde secdeye kapanarak gol sevincini yaşayan Amrabat, maç sonrası yaptığı açıklamada da, “Dürüstçe söyleyeyim ben intikam duygusu taşıyan biri değilim. Hayatımda ilk defa bu kadar sinirleniyorum. Ben Allah’a inanıyorum, normalde gol atan biri değilim. Bu attığım gol tesadüf değil.” sözleriyle duygularını dile getiriyordu. Fenerbahçe 9’u isabetli 20 şutla maçı tamamlarken bu oran Trabzonspor için 4’ü isabetli, 14 şuttu. Yine Fenerbahçe 36 kez rakip ceza sahasında topla buluşurken Trabzonspor adına bu rakam 20’ydi.

Yazımın başında da vurguladığım gibi alınacak galibiyet her iki takım için de 3 puandan fazlası anlamı taşıyordu ve bunu başaran misafir ekip Fenerbahçe oldu. Olası bir puan kaybı hem zirve yarışı anlamında hem de bundan sonraki haftalar için Fenerbahçe açısından olumsuz gelişmelere sahne olabilirdi. Ancak Jose Mourinho ve öğrencileri kritik virajı hasarsız dönmeyi başardılar. Trabzonspor için ise en azından devre arasına kadar toparlanmaktan başka çare yok aksi halde hem saha içinde hem de saha dışında kötü gidişatın faturası ağır olur.

BEŞİKTAŞ ATEŞLE OYNUYOR

Galatasaray derbisinden alınan yenilginin tek sorumlusu olarak Arda Kardeşler’i gösteren Beşiktaş yönetimi, kendilerine yöneltilen “kötü futbol” eleştirilerini art niyetli olarak nitelendirmişti. Bir kez daha vurgulayayım Arda Kardeşler Galatasaray maçında gerçketen çok kötü bir yönetim sergiledi ancak Beşiktaş’ın yenilgisini sadece hakeme bağlamak yanlış olur diye önceki hafta yazmıştım. Kasımpaşa karşısında Dolmabahçe’de alınan 3-1’lik yenilgi bu eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Üstelik siyah-beyazlılar 45 artı 3. dakikada öne geçtikleri maçta Kasımpaşa’ya mağlup olurken, maç boyunca tüm otoriteler tarafından kötü futbol nedeniyle eleştiriliyordu. Beşiktaş, Kasımpaşa’nın önce beraberliği yakaladığı ardından öne geçtiği gollerden sonra maçı çevirmek için hiçbir reaksiyon göstermedi. Bu da Beşiktaşlıları hayal kırıklığına uğratan en büyük faktör oldu.  Beşiktaş Teknik Direktörü Van Bronckhorst maçtan sonra, bu yenilginin “tesadüfi” olduğunu ve bazen böyle kötü maçlar oynanabileceğini söylese de Beşiktaş son haftalarda oyun anlamında umut vermiyor. Siyah-beyazlılar, 11. Hafta sonunda lider Galatasaray’ın 8, Fenerbahçe’nin 3, Samsunspor’un ise 2 puan gerisinde ligde 4. Sırada bulunuyor. Yani bundan sonraki haftalarda Beşiktaş’ın işi hiç kolay değil.

TFF’NİN İŞİ ÇOK ZOR

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yeni yönetimi ile Türk futbolu için yeni bir umut olmuşlardı. İyi niyetli yaklaşımları, futbolun marka değeri için yaptıkları girişimler ve özellikle de Başkan Hacıosmanoğlu’nun hakemler konusundaki tavizsiz açıklamaları heyecanla karşılanıyordu. Ancak geride kalan 11 haftada yaşadıklarımız Türk futbolunda her şeyin değiştiği ancak hakemlerin oyuna “olumsuz” müdahalesinin değişmediği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye gibi fanatizmin doruklarda olduğu, taraftarların kırılgan ve şiddet olaylarının her an yaşanabildiği ülkemizde büyük kitlelerin sinir uçlarıyla bu kadar oynamak normal değil. Özellikle ligde haftalar ilerledikçe bunun sıkıntısı daha çok yaşanacaktır. Bu nedenle TFF yönetiminin kamuoyunu şeffaf bir biçimde bilgilendirmesi eğer iddia edildiği gibi bir “Yapı” varsa bunu ortaya çıkarması, eğer sistematik bir organizasyon değil de çürük elmalar varsa da bunları ayıklaması zaruri hale gelmiştir. Çünkü artık bu kantar bu yükü taşımıyor!