A Milli Takımımız kazandığı takdirde UEFA Uluslar A Ligi’ne yükseleceği maçta Galler’le Kayseri’de golsüz berabere kaldı.

Uluslar B Ligi 4. Grup’taki 5. Maçımızda Kayseri Kadir Has Stadı’nda rakibimiz Galler’di. Namağlup yolumuza devam ettiğimiz grubumuzda Galler karşısında alacağımız 3 puan gruptan çıkma ve Uluslar A Ligi’ne yükselme anlamına geliyordu. Önceki maçlara nazaran daha az pozisyon bulduğumuz ve açıkçası çok da etkili olmadığımız Galler karşısında üstüne üstlük son dakikalarda bir de Kerem Aktürkoğlu’nun ayağından penaltı kaçırınca beraberliğe razı olduk.

Teknik direktörümüz Vincenzo Montella beklenen bir 11’le Galler karşısına çıkarken milli takımımız yine Barış, Kerem, Yunus, Arda hücum hattıyla rakip kalede gol arıyordu. Mücadelenin ilk yarısında ilk 10 dakikadan itibaren oyunun üstünlüğü hep bizdeydi. 32. Dakikada Yunus Akgün, Kerem’in harika pasıyla kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu golle sonuçlandırabilse belki de maçın hikayesi daha farklı olacaktı. Nadir gelişen Galler ataklarından birinde ilk yarının son bölümlerinde kaleci Mert’i geçip direkten dönen top ise bizim adımıza şans anlarındandı.

İkinci yarı başlarken maçın bizim açımızdan oyun anlamında belki de en önemli dönüm noktası Hakan Çalhanoğlu’nun sakatlığı nedeniyle yerini İsmail Yüksek’e bırakmasıydı. Bu değişiklikten sonra pas organizasyonlarımızda ve hücum etkinliklerimizde gözle görülür bir düşüş oldu. Zaman zaman Yunus, Kerem, Arda ve oyuna sonradan giren Enes Ünal’la pozisyonlar yakalasak da bunları gole çeviremedik. Maçın bu şekilde biteceği düşünülürken 87. Dakikada Yunus Akgün’e Neco Williams’ın müdahalesine hakem penaltı kararı verince büyük bir fırsat yakaladık. Topun başına son dönemdeki performansı ile hem milli takımımızda hem de Benfica harika işler çıkaran Kerem Aktürkoğlu geçti. Ancak Kerem kaleci ile topu ayrı köşelere göndermesine karşın, top direkten auta çıkınca 3 puan da kaçmış oldu.

Milli Takımımızın, Galler karşısında yüzde 63 topla oynama oranının yanı sıra maç boyunca 25 şut girişimiyle oynarken bu şutların sadece 3’ünde isabet bulması aslında maçın da özeti gibiydi.

Kayseri’de çıkarmamız gereken en önemli derslerden biri bence Hakan Çalhanoğlu’nun yokluğunda bir B planımızın olmayışı. Inter forması ile müthiş maçlar çıkaran Hakan’ın milli takımımız için önemi bir kez daha net bir şekilde ortaya çıktı. Ve ne yazık ki Hakan olmadığında millilerimizin pas bağlantıları ve hücuma çıkış formatı sekteye uğruyor. İrfan Can Kahveci’nin sakatlığı Kenan Yıldız’ın ise cezası nedeniyle oynayamaması da Milli Takımımız için büyük handikaplardandı. Gününde bir İrfan Can, özellikle ikinci yarıda Galler maçının kilidini açabilirdi. Peki İrfan’ın yokluğunda İtalyan teknik adam maçın ikinci yarısında Semih Kılıçsoy’u değerlendiremez miydi? Bence Semih bu şansları hak ediyor. Bu kadar isabetsiz şutumuzun olduğu ve ceza sahası içerisinde ya da kale önünde etkisiz kaldığımız bir maçta en azından maçın son bölümlerinde yorulan Arda Güler’in ya da Barış Alper Yılmaz’ın yerine Semih değerlendirilebilirdi.

11 puanla namağlup lider olduğumuz 4. Grup’u yine lider olarak bitirebilmek için son maçımızda salı günü Karadağ deplasmanında olacağız. Bizim Çocuklar’a olan inancımız ve güvenimiz tam. Namağlup gruptan çıkmak ve doğrudan A Ligi’ne yükselmek Dünya Kupası Elemeleri öncesi de büyük moral olacaktır.