Aydın Doğan Medyası, var gücüyle HDP’yi baraj geçirtmeye çalışıyorlar..  Peki gerçekte durum nedir? Gelin birlikte inceleyelim.. 

Ben Kamuoyu araştırma şirketlerinin verileri ya da Soros’un Türkiye’de manüplasyon maksadıyla yaptırdığı (Açık Toplum Vakfı – Prof.Dr.Ali Çarkoğlu) saha araştırmalarını baz almayacağım.. Daha rasyonel veriler sunacağım size.. O verileri yanlış bulduğumdan ya da küçümsediğimden değil. Gerçeği varken simülasyonuna gerek duymadığımdan. Şimdi deniyor ki; “HDP barajı ha geçti ha geçecek”.. Yani?.. Oyu %9,2’lerde.. Olamaz mı?.. Elbette olabilir.. Olmuş mudur?.. İşte orası biraz karışık..

Bize ısrarla 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan oylar gösterilerek bunun yapılabilir seviyede olduğunu anlattılar.. Doğal müttefiki CHP de fiziksel olarak desteğini koydu ortaya.. Halkta ‘valla geliyorlar demek’ algısı oluşturdular.. İyi de nasıl?

Bundan bir önceki genel seçimlerde BDP bağımsızlarının yüzde 6,6 aldığı yazıldı.. Oysa biliyoruz ki, bu rakamın tamamı, onların değildi.. BDP’li bağımsızlar, toplam 2 milyon 478 bin 978 oy aldı. Ülke geneli seçmen sayısı baz alındığında ise bunun oransal karşılığı yüzde 5,76.. (diğer 0,9 oranındaki oy ise diğer bağımsız adaylara ait.. Çetin Doğan, Hulki Cevizoğlu, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Abdüllatif Şener gibi..) 

Bir önceki seçimlerde yani 22 Temmuz 2007 seçimlerinde ise Türkiye genelinde tüm bağımsız adayların aldığı oy oranı yüzde 5,24.. Parlamentoya 26 bağımsız girdi.. Bunların 22’si DTP sandalyesine oturdu.. Bu isimler çıkınca bulunan yüzde ise 4,68..  

2009 yerel seçimlerinde de BDP’li adaylar, 2 milyon 277 bin oy aldı. Bunun ülke yüzdeliğinde karşılığı yüzde 5,7.. 

Bakın hiç kamuoyu araştırmasına gerek yok.. Gerçek veriler üzerinden konuşuyoruz burada.. 90’larda bu hareket parti olarak seçimlere girmeye başladığından beri 30 milyon seçmenin ortalama 1 buçuk milyonundan oy alırken, seçmen sayısının 50 milyonlara dayandığı bugünlerde geldiği seviye 2 buçuk milyon civarı.. Yani seçmen sayısı 20 milyon artarken BDP-HDP hareketinin oy artışı 1 milyon civarında oluyor.. Biraz daha detaya girelim isterseniz.. CHP ittifakı sonrası tek başlarına seçime girmeye karar verdiklerinde, (Hadep) yani 1995’te bu partinin aldığı oy 1 milyon 171 bin.. Oransal karşılığı ise  % 4,17.. 1999 seçimlerinde 1 milyon 482 bin oyla % 4,75’i gördü.. Hareketin tavan yaptığı yer ise, Ankara partilerinin göçtüğü, efsane isimlerin tarih olduğu Cem Uzan gibi bir figürün bile yüzde 7 oy aldığı 2002 seçimleri oldu.. Buradaki oran 1 milyon 933 bin oyla % 6,1..  Bundan sonra zaten bir daha parti olarak girmediler.. 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise tamamen politik izaha muhtaç. Selahattin Demirtaş, tek başına bir kesime ortak aday olarak çıktı meydana.. CHP’nin Gülen Cemaati tesiriyle aday çıkarması, kitlesi bakımından tam bir hayal kırıklığı oldu.. Hele seçimlere; paralel yapının tezleriyle gitmesi, emek, iş, hürriyet gibi söylemler yerine, ayakkabı kutusu, sıfırlama, kol saati gibi konuları meydanlara taşıması CHP’nin seçmenini arayışa itti.. Seçeneksiz kalan kesim, Erdoğan nefreti nedeniyle Demirtaş’a yöneldi.. Bu şartlarda bile Demirtaş, ala ala 3 milyon 900 bin civarında bir oy aldı..  Onu bile baz alsak, bugün yüzde 10’u bulabilmesi için, en azından 1 milyon oya ihtiyacı var.. Her şeyi ve herkesi içine katarak bulduğu rakam bu.. Dahası ‘10 Ağustos’ta katılım düşüktü’ goygoyu yaparak algıyı yönetmeye çalışıyorlar.. Silahların gölgesinde oy kullanan doğudaki seçmen, sandığa mı gitmedi yani?.. Yüzde 74,1 katılım oldu o seçimlere, hiç kandırmayalım birbirimizi.. Daha kaç olacaktı? Yüzde 110 mu?.. 2011’de yüzde 83 katılımla BDP’nin aldığı oy 2 milyon 400 bin civarı.. Buyur bakalım. Buna ne diyeceksin?.. 

yazının devamı için tıklayınız