Ersoy Dede
Ersoy Dede
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Paralelciler dosyaları kaçıracaktı

GİRİŞ 15.05.2015 GÜNCELLEME 16.05.2015 YAZARLAR

Bu arada tahliyesi talep edilen kişi sayısını da hep ‘75’ diye andık ama, parmak hesabıyla bu sayı 62 + Hidayet Karaca şeklinde.. O yüzden yazının devamında hep ‘63’ tahliye diye anacağım, başka bir konudan söz ediyorum zannetmeyin.. Ömrünü mesleğine adamış hakimlerin, böylesine bir intihar saldırısı gerçekleştirmesinin, bu yapının elemanlarını özgürleştirmekten daha öte bir nedeni olmalıydı.. Tahliyesine karar verdikleri isimlerin serbest kalması elbette istenen ve ilk murad edilendi. Ama başka bir şey daha olmalıydı. Deniyordu ki; “o hakimler zaten meslekî kariyerlerini mensubu bulundukları yapıya borçlu oldukları için, onlar geri istediğinde de yakmakta bir sakınca görmezler”.. Bu bakış açısını haklı bulmakla birlikte, yapılan eylemin büyüklüğüne kıyasla meslek yakmaya yeterli olmadığını düşünüyordum.

Ben karmaşık hesapların içine dalmışken işin bambaşka bir boyutu ortaya çıktı.. Nitekim, haklıydım.. Paralel yapının asıl istediği, o 63  kişi değilmiş.. Öyle ya, yüksek perdeden ‘Medrese-i Yusufiye’ derken, yattıkları cezayı ‘cihad’ sayarlarken, tahliye için bunca çaba niye?.. Dava başkaymış anlayacağınız.. İhanet planına göre, hakime, avukatlar üzerinden talimat geldi.. Talimatta ise, çok sayıda “gizli” belge içeren 586 klasörlük soruşturma dosyanın tamamını kopyalaması ve tutuklu bulunan 63 şüphelinin de derhal tahliyesi istendi. O gece yanlışlıkla yetkili görülüp de soruşturma dosyası önüne gelseydi eğer, paralel yapıya yönelik 7 ayrı soruşturmaya ait,  avukatlara bile gösterilmeyen önemli delillerin yer aldığı 586 klasörlük değerli evrak, ilk uçakla Pensilvanya’ya gidiyordu.. Büyük operasyonu durduran hamle savcılığın dosyayı “yetkiniz yok” diyerek yollamamasıyla bozuldu..

Eğer oyun bozulmasaydı, ‘Büyük Plan’ şöyle işleyecekti… 25 Nisan gecesi 63’ü tutuklu yüzlerce şüpheli hakkında birçok delilin yer aldığı 586 klasörlük 7 ayrı soruşturma dosyası gizlice kopyalanacaktı. Tahliye edilen şüphelilerle beraber 586 klasör de ABD’ye kaçırılacaktı. Bir kısmı CD’lere yüklenen, bir kısmı ise evraktan oluşan 586 klasörlük dev soruşturma dosyasını ele geçiren Paralel örgüt, bu şekilde kendilerine karşı yürütülen tüm işlemlerden haberdar olacaktı. Böylece seçim öncesi savcılık soruşturmasının çökertilmesi için girişimlerde bulunulacaktı. 

Ancak, savcılığın hakime “Yetkiniz yok, dosyalara bakamazsınız” demesiyle suya düşen planın ardından sadece tahliye işlemlerinin bir an önce yapılmasına geçildi. Fakat, o hukuksuz karar da, infaz savcısı Orhan Güldiker’den döndü.. Böylece hem büyük plan çöktü, hem de tâli plan. Üstüne üstlük, o iki hakim, Metin Özçelik ve Mustafa Başer de, “Darbe yapmaya teşebbüs” ve “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. Yani kendilerince ‘ustaca’ hazırlanmış plan, ayaklarına dolaşmış oldu.. Hem dosyayı, hem tutuklu arkadaşlarını almak için çıktıkları bu yolda, yargı içindeki iki önemli adamlarını da deşifre etmiş oldular..

 

Yazının devamını okumak için tıklayın...

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL