Siz hiç Kerem Aktürkoğlu oldunuz mu?

Çocukluk hayalinize, büyük engeller aşarak ilerleyip sonunda ulaşmanın keyfini yaşadınız mı?

Hayat bazen hepimiz için çok zor hale gelebiliyor. Kimimiz öğrenim hayatımızda, kimimiz kariyer planlamamızda, kimimiz aile yaşantımızda önümüze idealler koyuyoruz. Bunlara ulaşmak her daim kolay olmuyor. Hepimizin bir hikayesi var. Kerem Aktürkoğlu'nunki de tam bir başarı hikayesi.

Alt liglerde oynarken, kendisini bir anda en üst seviyede bulan Kerem, her yeni günde kendini tekrar ispatlamak zorunda. İnanın bu çok zor bir duygudur. Her yeni güne, yaptığınız iyi işlerden çok; yapamadıklarınızın anılmasıyla başlamak ve maratonu her gün koşmak...

Geçtiğimiz sezon, şampiyonluk maçı sonrası gördüm Kerem'i. Toplu röportaj verirken, bir yandan çocukluk hayallerinden birini daha gerçekleştirmiş olmanın gururu, ama diğer yandan; aldığı haksız eleştirilerden uzağa gitmeyi istemenin kararlılığı vardı.
Şimdilik, uzağa gidemedi. Sevdasına sırtını dönmedi. Ancak sebebi, hayatın gerçekletiyle özdeş. Kerem Aktürkoğlu'na, Avrupa'nın önemli liglerinden büyük teklifler gelmedi. Kendisini ve çok sevdiği Galatasaray'ı memnun eden o teklif gelseydi, çoktan uzaklardaydı. Olmadı.

Peki sizce Kerem'e neden üst seviye teklif gelmedi? Sorunun cevabı, aslında yazının içinde saklı. Kerem, alt liglerden üst seviyeye çok kısa sürede çıkmıştı. Eksiklerini, basit hatalarını ancak çok çalışarak kapatabilridi. Topla yaptığı bazı hataları, topsuz oyunda daha çok mücadele ederek kapatmaya çalıştı. Çok çalıştı. Gerçekten çok fazla çalıştı. Ama futbolda kapasite denilen şey çok önemli. Kerem'in her yeni günde kendini ispatlama mecburiyeti, hayatın acımasızlığı gibi sanki.

Üstelik, takım kötü gittiğinde yahut siz kötü maç geçirdiğinizde eleştiri oklarının ilk hedefi oluyorsunuz. Günümüzde sosyal medyanın keskinliği; acımasızlığı, oyuncular üzerinde ciddi baskı oluşturuyor.

Bu seviyedeki oyuncuların, bu baskıyı kaldırması gerekiyor. Kaldıramayanların ise profesyonel iletişim desteği alması artık çağımızın olmazsa olmazı.

Rusya'dan kendisine gelen teklifi reddeden Kerem Aktürkoğlu, Young Boys maçında kaptanlık konusunda yaşanan olaya da açıklık getirerek, bandı takmama gerekçesini anlatmıştı. Sayın Başkan Dursun Özbek de kaptanlık konusunda mrsaj vererek, her oyuncunun aslında kaptan gibi mücadele etmesi gerektiğini anlatmıştı.

Kerem'in, sarı kırmızı parçalı formayı giydiği ilk andan beri aidiyet duygusunda en ufak bir azalma yok.

Galatasaray kariyeri daha ne kadar sürer bilinmez ama, bir gün hepimiz hayatımızın bir döneminde Kerem Aktürkoğlu olmuşuzdur.

Bu yaz yaşanan sürecin, Kerem ve Türk tutbolu için hayırlı olmasını, önümüzdeki sezonlarda onu Avrupa'daki başarılarını yaşarken izlemeyi diliyorum.

Evren Göz - Haber7