Faruk Aksoy
Faruk Aksoy
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Kış ve bazı olaylar ve bazı kelimeler…

GİRİŞ 28.01.2022 GÜNCELLEME 29.01.2022 YAZARLAR

Kül Tigin yazıtının kuzey yönüne şöyle bir cümle kazınmış; “Öd Tengri yaşar, kişi oglı kop ölgeli törimiş”

Dede demiş ki: “Zamanı Tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için yaratılmış.”

Hakkımız olan zamanı içeceğiz, tüketeceğiz, son menzile varana kadar güleceğiz, ağlayacağız, çıkacağız dünya yokuşunu.

Günler, haftalar, aylar, yıllar ve hatta asırlar...

Devasa bir makine gibi dönen dünyanın durakları sanki.

İnen oluyor, binen oluyor, dönüyor makine.

Zamanın içinde mimlenen özel vakitleri tanımlamak, hatta kavramsallaştırmak Anadolu insanın işi.

Ne tarifler, ne tanımlar, ne hikayeler, inanamazsınız.

Mesela “gün doğumunu” bilirsiniz, kuşluk vaktini de. Ama “emiş”i bilemeyebilirsiniz.

Emiş demek kuşluktan sonra güneşin kızmaya başladığı an demek.

Ne olmuş da o vakte “emiş” demiş, bizimkiler?

O vakit koyunların sabah sağım vakti.

Hayvanlar ağıla, eşmeye geliyorlar, bereketli sütlerini sağdırıyorlar.

İşte onun için o ana “emmek”ten emiş vakti deniyor.

Mesela ikindi ile gün batımı arasında yemek yenmez.

Bu saatlerde yemek yenirse ömrün kısalacağına, nasibin daralacağına inanılır.

Onun için o vakte de “cançıktı” vakti demişler.

Anadolu, ikindiye kadar işlerini toparlayan insanların diyarıdır.

İkindiden sonraya kalanın işi ters gider.

O kadar ters gider ki sevdiceğine bile kavuşamaz insan.

Malatya eline serin dediler/ Kermek’in gölüne derin dediler/ Gelenden geçenden ben yâri sordum/ İkindiye doğru gelir dediler.

Yüreği yanmış aşığın son umudu ikindi…

O yar geldi geldi, gelmedi güle güle, şafak doğan güneş, umutlar ertesi güne, ertesi günün ikindisine.

Fakat yine de…

Gelene geçene sorma yârini, yakışmaz delikanlıya.

Git, bul, al, bırakma işini ikindiye, ne de başkasının vereceği habere, derim ben.

Efendime söyleyeyim…

Hangi iş hangi gün yapılır, hangi gün yapılmaz, hepsi bir bir işaretlenmiş Anadolu’da.

Cuma günü ağaç kesilmez…

Anamur Patırlar obasında Tahtacılar ağaç kesimine başlamadan önce, “Allah’ım bu ağacı kesmek zorunda kalıyorum, ekmeğim ağaçtan” diye yakarışta bulunur, ağaçtan özür diler, kurban keser, obaya dağıtır ve ağacı öyle keserlerdi.

Ne zaman olurdu bu…

Greepeace kurulmadan, yeşiller hareketi petrol baronları tarafından organize edilmeden çok önce olurdu, Anadolu öyle bir yerdi.

Ağaçtan özür diliyorlardı Kızılderililer gibi ama çevreci(!) değildi Tahtacılar.

Canlarım benim, gök gürültüsünden korkan masum candaşlarım.

Şimdi mevsim kış, her taraf bembeyaz...

Mübarek kar da bereketiyle geldi bu sene, ne güzel geldi, ne hoş geldi, yüreklere nasıl neşe getirdi, anlatamam.

Bakın…

Kışın rahmetini de, külfetini de anlatmış bizim erenler.

Demişler ki…

Zemheride yoğurt isteyen cebinde inek taşır.

Kolay değil zemheri soğuğunda inekten süt almak, maya çalıp yoğurt yapmak. Madem seviyorsun sütü yoğurdu, o zaman o karda kışta ineğini cebinde saklayacaksın, sarıp sarmalayacaksın, sıcak tutacaksın.

Başka ne demişler…

Demişler ki, zemherinin kışından, zamanın puştundan sakınacaksın.

Yaaa…

Soğuğa fedailik sökmez, derdi rahmetli amcam.

Kuzinesinin üstünde sürekli sıcak süt olurdu küçük bir tencere içinde, sabah akşam içerdi sütünü.

Bir de, puştluğa can dayanmaz, yeğenim derdi, o da ayrı mevzuydu tabi…

Adamı nasıl canından bezdirdilerse artık!..

Bugün ayın kaçı, 28’i mi?

Ocağın 28’inde Ayandon fırtınası oluyor, haberiniz olsun.

30 Ocak da Erbainin, yani zemherinin sonu.

21 Aralık günü başlayan, daha doğrusu başlaması gereken karakışın tam ortası 30 Ocak.

Sonra 31 Ocak- 3 Şubat arası, balık fırtınası…

Fakat burada bir kargaşa var.

Erbainden sonra “hamsin günleri” başlıyor. 1 Şubat- 20 Mart arası. Hamsin günleri Nevruz’la son buluyor.

Yani…

Kış bitti değerli yolcularımız, ağustosa devam edecekler araçtaki yerlerini terk etmesinler, baharda ineceklere geçmiş olsun, diyor muavin.

İyi de kargaşa nerde…

Kargaşa şurada…

Bizimkiler “hamsin günlerini” hamsi günleri olarak anlamışlar büyük ihtimalle.

Demişler ki, bu günlerde balık akını var, denize hücum…

Anadolu irfanından, Anadolu tecrübesinden bahsediyoruz burada, dil bilgisi dersi vermiyoruz.

 “Hamsin”i, hamsi anlamış hemşerilerim, ne var yani, o kadarı kadı kızında da olur.

Anlayacağınız hamsi akını falan yok, normal bildiğiniz kış günleri işte.

Başka ne var?...

Valla başka çok şey var, fakat benim anlatacaklarım bu kadar.

Gerisini sevgili Ergün Veren’den, “Anadolu Halk Takvimi” kitabından okuyacaksınız.

Hem de Sabri Koz Beyefendinin tavsiyesi ve kefilliğiyle.

Kış günü ne güzel bir kitap okudum arkadaş, öyle bir masalın içine girdim ki, çık deseler çıkmayacağım.

Size demiştim…

Masallar bir gün gerçekleşme ihtimali olan olaylardır, diye.

Kar, kış, kocakarı soğukları, masal ve Anadolu…

Daha ne olsun.

YORUMLAR 1
  • ahmet emir 3 yıl önce Şikayet Et
    çok güzel Anadolu halk takvimi çok güzel kaleminize sağlık
    Cevapla