Faruk Aksoy
Faruk Aksoy
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Demokrasinin Türkiye sorunu…

GİRİŞ 18.02.2022 GÜNCELLEME 21.02.2022 YAZARLAR

Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, bireysel ve kültürel haklar, inanç hürriyeti ve bir bütün olarak insanın gövdesinde ve zihninde hasıl olan her şeyin insana teslim edilmesi, demokrasi kavramının içini dolduran değerler manzumesidir.

Bu değerlerin hak olduğuna ve insanın bu değerleri talep etmesine kimsenin itirazı olamaz.

Peki mümkün müdür böyle bir şey, bir bütün olarak bu hayalin gerçekleşmesine imkan var mıdır?

Hem vardır, hem yoktur.

Şöyle ki…

Uygar toplumlar, bu da ayrı bir tartışmadır, önce kemikleşmiş bir halk olarak ortaya çıktılar, sonra milli kimliklerini oluşturdular, daha sonra da bireysel hakları genişletme yoluna gittiler. Hukuk yoluyla bu hakları garanti altına aldılar, hukuku devletin belirlediği ve sınırlarını çizdiği “iç demokrasinin” zırhı yaptılar.

Tarihte “demokratik hukuk devleti” olma vaadiyle kurulmuş bir tane devlet yoktur.

Devletler kanla, canla, savaşla, kavgayla kurulmuştur. Devletin kuruluşuna ve devamına inananların sayısı arttıkça, kurucu kimliğin, yani milli kimliğin hakimiyeti yerleştikçe bireysel haklara, hukuk nizamına, yaşam tercihlerine ve bu kavramların hayata geçirilmesine sıra gelmiştir. Yani demokrasinin teşekkülü devletin kendinden emin olmasından sonra gerçekleşmiştir.

Şimdi gelelim bize…

Türk milleti diye bir millet vardır, fakat Türk ulusu diye hayal edilmiş bir ulus da vardır ve bunlar birbirinden çok farklı şeylerdir.

Ulus projesini demokrasi yoluyla gerçekleştirmek mümkün olmamıştır, fakat buna rağmen Türk devleti bazen zor kullanarak ulus projesini büyük oranda gerçekleştirmiştir.

Cumhuriyet Türkiye’sinde demokrasi, inanç hürriyetiyle, bireysel ve kültürel haklarla, bu hakların tanınıp tanınmamasıyla sınanmıştır ama daha çok Türk ulusuna tabi olmak istemeyen unsurlara karşı devletin davranışlarıyla test edilmiştir.

Dünyada Türk devletinden başka neredeyse hiçbir devlet, bünyesinde barındırdığı bu kadar farklı etnik yapılara karşı geliştirdiği davranışlarla “demokrasi sınavına” tabi tutulmamıştır.

Türk devletinin demokrasiden ne anladığını anlamak isteyenler, Osmanlıdan geriye kalan demokrasi tecrübesine ve yangın yerine dönen coğrafyaya bakmalıdırlar.

Türk devleti demokrasiyle olan imtihanına bahane aramaktan çok, bir asırdır kimlik oluşturma sürecini tamamlamak istediğini, eğer bunu başaramazsa demokratik ülke olma yolunda attığı adımların kendi varlığı için bir tehdit olduğunu dünyaya anlatmaya çalışmaktadır. Demokrasinin aynı ilkeler etrafında toplanmış halkın taleplerine cevap vermek için ideal bir düzen olduğunu, aksi halde parçalanmanın sebebi olacağını söyleyip durmaktadır.

İç siyasetteki dalgalanmaları izliyoruz. Yeni oluşumları, ittifakları ve bu ittifakların Türkiye’yi nereye götürmek istediğini düşünüp kafa yoruyoruz.

Ekonomiden sağlığa, eğitimden tarıma, çevreden kültüre birçok alanda farklı tekliflerin gelmesi, başka modellerden bahsedilmesi gayet normaldir.

Fakat…

Demokrasi konusunda söylenenlere pek fazla kulak asmamanızı tavsiye ederim.

Çünkü…

Türkiye’nin demokrasi sorunundan çok, demokrasinin Türkiye sorunu vardır

YORUMLAR 4
  • Hakikat 3 yıl önce Şikayet Et
    Dünyada milletler kendi dinlerine sadık kalsaydı bugün neidigü belirsiz demokrasi kelimesini kullanmıyor olurduk millet laiklik çorbası ve demokrasi salatası yiye yiye bu hale geldi
    Cevapla
  • Leylagunkaya 3 yıl önce Şikayet Et
    Elmo ve Lia yi beklerken...
    Cevapla
  • Hakkı An 3 yıl önce Şikayet Et
    Bence de sence. havanda su dövmek. Şimdilerde yeni saldırı yöntemi ve DEMOKRASİDEN herkesin anladığı farklı. Ütopya.
    Cevapla
  • Burak 3 yıl önce Şikayet Et
    Faruk abi sana fındık göndermek istiyorum ama sana ulaşamıyorum
    Cevapla