Hüsnü Mübarek döneminde Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilere baktım.

Ticari, siyasi, askeri ve diğer konularda neler yapmışız, ne almışız ne vermişiz.

Düşük seviyede, sorunsuz, “sağır iletişim” düzeyinde götürmüşüz işleri.

Suriye, Libya, Tunus gibi ülkelerle de durum farklı değil.

Kaddafi döneminde Libya ile inşaat sektöründe hareketlenmeler var, tekstilde yükseliş var, onun dışında pek bir şey yok.

Hafız Esad’ın Suriye’si ile “karşılıklı körlük” siyaseti aşılamamış.

İran, Ermenistan ve Gürcistan hattında, Karabağ’ın Azerbaycan’a katılması dışında, hiçbir değişiklik yok.

Batı cephesine bakalım…

Orada da her şey bildiğiniz gibi, Yunanistan aynı Yunanistan, dün ne yaşamışsak bugün de aynı şeyleri yaşıyoruz.

Bulgaristan’la sorunsuz ilerlemişiz, fayda/zarar ilişkisini pek dert etmemişiz, iyi komşuluk ilişkilerini sürdürmüşüz.

Şimdi bu tablo…

Yirmi yıl önceki Türk dış siyasetinin özeti.

Aslında Suriye dışında değişen bir şey yok, her şey aynı.

Mısır ve Libya konusu, Türkiye’nin Akdeniz’deki faaliyetleri sonucu ortaya çıkan bir durum.

Akdeniz’de benim de hakkım var, dediğinde Mısır ve Libya ile ilişkilerinin iyi olması önemli hale geldi.

Bir şey talep etmediğin müddetçe kimsenin bir şey dediği yoktu zaten.

Fakat…

Suriye başka, Suriye önemli, Suriye öyle ya da böyle çözülmeli.

Diğer ülkelerle ilişkilerimizin bozulmasından pek fazla maddi bir kaybımızın olduğunu düşünmüyorum.

Farklı dengeler var, bir yerden kaybederken öteki yerden kazanıyorsun, Libya buna örnektir.

Suriye’yi bu denklemin dışında tutuyorum.

Hulusi Akar ve Hakan Fidan, Rusya’ya gitti, Suriyeli yetkililerle Rusların aracılığıyla görüştü.

Ciddi yol alındığını biliyorum.

İran şimdilik devre dışı, belki daha sonra Türkiye ve İran arasında detaylı bir Suriye görüşmesi yapılabilir.

Rusya, Ukrayna ile uğraşırken, Türkiye de bu savaşın bitirilmesi için çaba gösterirken aynı zamanda Suriye merkezli kendi problemini de halletmek istiyor.

Son derece doğru bir adım atıyor.

2023’te Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü başlarsa, iki ülke arasında kalıcı bir antlaşma sağlanırsa, Türkiye son yirmi yılda zarar ettiği tek dış politika hamlesinden dönmüş olacak.

Kısa vadede…

Karadeniz’de bulunan doğalgazdan daha ciddi getirileri olacak, bunu göreceksiniz.

Ukrayna ve Suriye, Türkiye’nin kuzeyinde ve güneyinde kanayan iki kanat gibi duruyor.

Uçmak istiyorsan tedaviyi geciktirmeyeceksin.

Mısır, Libya, Yunanistan ve hatta Ermenistan konularında anormal bir durum yok, sorunlar var ama kimsenin acelesi de yok.

İşi soğutmadan Suriye’yi çözmek, düze çıkmak lazım.